Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Mürşitlerin silsile zinciri uydurma mı?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Tarikatlardaki mürşitlerin silsile zincirinin uydurma olduğunu söyleyenler var.
- Hak tarikatlarda bu silsile Peygamber Efendimize kadar uzanır ne dersiniz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Değerli kardeşimiz

Silsile bir tarikatın birbirine icazet veren şeyhlerinin adlarını ihtiva eden listedir. Yani bir icazetnamedir.

Diğer İslamî ilimlerde liyakati belgelemek ve sahtekârlığı önlemek için diploma vazifesi gören icazetnameler bulunduğu gibi tarikatlarda da hakiki şeyhleri sahtelerinden ayırt etmek amacıyla icazetname verme usulü kullanılmış olmalıdır.

Bu icazetnamelerde icazet veren zatın şeyhlerinin silsilesinin yazılması bir gelenek olmuş böylece o şahsın köklü bir tasavvuf geleneğinin mirasçısı olduğu vurgulanmak istenmiştir. Başta hadis olmak üzere birçok İslâmî ilimde Hz. Peygamber (asm) Efendimize ulaşan icazetnamelerin bulunması muhtemelen tasavvuf erbabı için de örnek teşkil etmiştir

"Birbirine bağlı birbiriyle ilgili şeylerin art arda veya yan yana dizilerek meydana getirdiği sıra dizi; soy kütüğü şecere; rütbe ve mevki yönünden bir sınıf içindeki derecelenme” gibi anlamlara gelen silsile kelimesi tasavvufta "bir tarikatın birbirine icazet veren şeyhlerinin isimlerini ihtiva eden liste" anlamında kullanılmış silsileyi oluşturan isimlerin yazılı olduğu belgeye silsile-nâme veya tomar denilmiştir. Bir tarikata veya çeşitli tarikatlara ait silsilelerdeki isimlerin geniş olarak anlatıldığı eserlere de bu adlar verilmiştir (Meselâ Silsilenâme-i Celvetiyye Tomâr-ı Turuk-ı Aliyye).

Tasavvufta tarikat silsilelerinin Hz. Peygamber (asm) Efendimiz ile başladığı kabul edilir. Geç döneme ait bazı Sünnî tasavvuf kaynaklarında Resûl-i Ekrem’in (asm) ilk dört halifeden her birine zikir öğrettiği ve bu yolla dört ayrı tarikatın oluştuğu kaydedilmiştir. (Harîrîzâde I vr. 8b)

Bunlardan Hz. Ali ve Hz. Ebu Bekir ile devam eden silsilelerin zamanla yaygınlık kazandığı Hz. Ali’den gelen silsilenin Aleviyye Hz. Ebu Bekir’den gelenin ise Sıddîkıyye(Bekriyye) diye adlandırıldığı ifade edilir. Tarikat silsilelerine bakıldığında Hâcegân tarikatı ve Nakşibendiyye hariç diğerlerinin Hz. Ali’den geldiği görülmektedir.

Silsileler önceleri muhtemelen şifahî yolla aktarılmış daha sonra köklü tarikatların kurulmaya başlandığı VI. (XII.) yüzyıldan itibaren yazıya geçirilmiştir. Hz. Ali’den gelen silsilelerin çoğunda Hasan-ı Basrî’nin (ö. 110/728) Hz. Ali’den (ö. 40/661) tasavvufî eğitim aldığı kaydedilmektedir.

Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî silsilelerin başlangıcının tamamen uydurma olduğunu söylemiş buna karşı Süyuti "İtḥâfü’l-fırḳa bi-refvi’l-ḫırḳa" adlı eserini yazarak Hasan-ı Basri’nin Hz. Ali ile görüştüğünü ve ondan hadis rivayet ettiğini dolayısıyla kendisinden tasavvufî eğitim almasının mümkün olduğunu söylemiştir.

Tasavvuf tarihinde bilinen ilk silsile Cafer el-Huldî’yi (ö. 348/959) Resûl-i Ekrem Efendimize (asm) ulaştıran silsiledir. İbnü’n-Nedîm’e göre Cafer el-Huldî Cüneyd-i Bağdâdî’den tasavvufî eğitim almış olup silsile geriye doğru şöyle devam eder:

Cüneyd-i Bağdâdî Serî es-Sakatî Ma‘rûf-i Kerhî Ferkad es-Sabahî Hasan-ı Basrî Enes b. Mâlik ve Hz. Peygamber (asm).

Kuşeyrî de şeyhi Ebû Ali ed-Dekkāk’ın tarikat silsilesini şöyle verir:

Ebü’l-Kasım İbrâhim b. Muhammed Nasrâbâdî Ebû Bekir eş-Şiblî Cüneyd-i Bağdâdî Serî es-Sakatî Ma‘rûf-i Kerhî Dâvûd et-Tâî ve tâbiîn nesli.

Kübreviyye tarikatının kurucusu Necmeddîn-i Kübra’nın (ö. 618/1221) müridi Radıyyüddin Ali Lala’ya verdiği icazetname Hz. Ali’ye ulaşan silsilelerin ilk yazılı örneklerinden biridir. Kübra bu icazetnamede kendi şeyhlerini sırasıyla yazıp silsileyi Hasan-ı Basrî ve Hz. Ali kanalıyla Hz. Peygamber Efendimize (asm) ulaştırmıştır.

Yine VI. (XII.) yüzyıl sufîlerinden Muhammed b. Münevver Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr’ın (ö. 440/1049) silsilesini Hz. Ali kanalıyla Resul-i Ekrem’e (asm) kadar çıkarmıştır.

Tarikatların kurulmaya başlandığı VI. (XII.) yüzyılda Hacegân tarikatı da biri Hz. Ali’ye diğeri Hz. Ebu Bekir’e ulaşan iki silsilesi bulunduğunu açıklamıştır.

Hz. Ali’ye ulaşan silsileye (Alevî) Ehl-i beyt imamlarını ihtiva ettiği için bir hürmet ifadesi olarak “silsiletü’z-zeheb”(altın silsile) denmiş daha sonraları genelde Hz. Ebû Bekir’e ulaşan (Bekrî Sıddîkī) silsile esas kabul edilmiştir.

Kaynaklar:

- İbnü’n-Nedîm el-Fihrist s. 260.
- Abdülhâliḳ-ī Gucdüvânî Risâle-i Ṣâḥibiyye (Maḳāmât-ı Yûsuf-i Hemedânî) (nşr. Saîd-i Nefîsî Ferheng-i Îrân-zemîn I/1 içinde) Tahran 1332 hş./1953 s. 81.
- Kuşeyrî er-Risâle s. 578-579.
- Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Telbîsü İblîs Beyrut 1409/1989 s. 171.
- Muhammed b. Münevver Esrârü’t-tevḥîd (nşr. Zebîhullah Safâ) Tahran 1332 hş./1953 s. 27.İbn Haldûn Mukaddime (trc. Zakir Kadiri Ugan) İstanbul 1989 II 555.
- Muhammed Pârsâ Risâle-i Ḳudsiyye (nşr. Ahmed Tâhirî Irâkī) Tahran 1354 hş./1975 s. 12.
- Fahreddin Safî Reşeḥât-ı ʿAynü’l-ḥayât (nşr. Ali Asgar Muîniyân) Tahran 1977 I 12.
- Süyûtî İtḥâfü’l-fırḳa bi-refvi’l-ḫırḳa Hacı Selim Ağa Ktp. nr. 161 vr. 244b-247a.
- Ali el-Kārî el-Esrârü’l-merfûʿa fi’l-aḫbâri’l-mevżûʿa Beyrut 1986 s. 454.
- Harîrîzâde Tibyân I vr. 8b 12b-24a.
- M. Takī Dânişpejûh Ḫırḳa-i Hezârmîḫî (Mecmûʿa-i Süḫanrânîhâ ve Maḳālehâ der Bâre-i Felsefe ve ʿİrfân-ı İslâmî içinde nşr. Mehdî Muhakkık – H. Landolt) Tahran 1349 hş./1971 s. 162-164.
- Abdullah Aydınlı Doğuş Devrinde Tasavvuf ve Hadis İstanbul 1986 s. 194-200.
- Ahmet Yıldırım Tasavvufun Temel Öğretilerinin Hadislerdeki Dayanakları Ankara 2000 s. 331-333 339-341.

(bk. TDV İslam Ansikopedisi Silsile md.)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi