- Kur'an-ı kerimde ahlak ile ilgili ayetlerin meallerini verir misiniz?
- Ahlak ilkeleri nelerdir bunlarla ilgili ayetler hangileridir?
Değerli kardeşimiz
Yüce Allah insanı muhatap olarak kabul etmiş bu vesile ile ona değerlerin en büyüğünü vermiştir. Bu sebeple insan başıboş bırakılmamış peygamberler onlarla beraber kitaplar gönderilmiş ve kutsal bir din tebliğ edilmiş insanoğlunun dünyasını ve ahiretini huzura kavuşturması amaçlanmıştır.
Yüce Rabbimizin göndermiş olduğu bütün dinlerin temel hedefi insandır.
İnsanın en doğru inanç esaslarını benimsemesi salih ve kabul görmüş bir ibadet hayatı sergilemesi ahlaken olgunluğa ulaşması istenmiştir.
İnsanoğlu ise Allah-u Teala’nın kendilerine göndermiş olduğu inanç sistemlerini gerçek anlamda benimsememiş ve sonuçta en son en kamil ve ahirete kadar varlığın devam ettirecek İslam Dini en son Peygamber Hz. Muhammed (asm) ile gönderilmiştir.
İslam Dini iman ilkelerini insanlara benimsetmek ibadet esasların hayatlarına aktarmanın yanında ahlaki ilkeler getirmek suretiyle bireylerin en huzurlu bir yaşam sürmelerini sağlamaktadır.
Nitekim İslam Dininin kendisiyle gönderildiği son Peygamber Hz. Muhammed (asm) Efendimizin alemlere rahmet olarak gönderilmesiyle beraber ön plana çıkartılan en önemli özelliği ise ahlakıdır. Bir ayette Efendimiz için şöyle buyrulmaktadır:“Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (1)
Sevgili Peygamberimiz de bir hadisinde bu hususu şöyle ifade etmektedir: “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” (2)
Peygamberimizin ahlâk ve yaşayışı Hz. Aişe annemize sorulduğu zaman "Siz Kur’an okumuyor musunuz? O’nun ahlakı Kur’an’dan ibaret idi.” (3) diye cevap vermiştir.
Güzel ahlak teşvik edilirken çirkin huylar ise kınanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz bizlere güzel huyları yerine getirmemizi emretmekte çirkin huyları ise bize yasak kılmaktadır. Ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz Allah adaleti iyilik yapmayı yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”(4)
Kur’an-ı Kerimde geçen ve bizlerden istenilen bazı ilkeler ve bu ilkeler ile ilgili ayet-i kerimelerden bazıları şunlardır.
“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.” (5)
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya akrabaya yetimlere yoksullara yakın komşuya uzak komşuya yanınızdaki arkadaşa yolcuya elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (6)
Sözün güzel söylenmesinin önemi ise bizlere şöyle bildirilmektedir.
“Güzel söz ve bağışlama arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir acelesi de yoktur.” (7)
“Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın üzülmeyin size (dünyada iken) vadedilmekte olan cennetle sevinin!”(8)
“Allah şöyle diyecek: “Bugün doğrulara doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklar akan içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş onlar da Allah’dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.” (9)
“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla bir de mallar canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.” (10)
“Rahmân’ın kulları yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman “selâm!” der (geçer)ler.” (11)
“Mü’min erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ırzlarını korusunlar…” (12)
“Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar var ya onların Rableri katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.” (13)
“Akrabaya yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.” (14)
“…İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” (15)
“Allah’a ve Resülüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı maldan (Allah yolunda) harcayın. İçinizden iman edip de (Allah yolunda) harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükafat vardır.” (16)
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” (17)
“Antlaşma yaptığınız zaman Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir.” (18)
“Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir.”(19)
“Allah'tan bir rahmet dolayısıyla onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah tevekkül edenleri sever.” (20)
“Ey iman edenler kendiniz anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.” (21)
“Şüphesiz Allah size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah işitendir görendir.” (22)
“Ey iman edenler adil şahidler olarak Allah için hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (23)
“Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir çok merhamet edendir.” (24)
“İffetli ve (haklarında uydurulan kötülüklerden) habersiz mü’min kadınlara zina isnat edenler gerçekten dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır.” (25)
“Yalanı ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.” (26)
“…Artık putlara tapma pisliğinden kaçının yalan sözden kaçının.” (27)
“Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki zalimler kurtuluşa ermezler!” (28)
“Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir şu da haramdır" demeyin çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.” (29)
“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni övüngeni sevmez.” (30)
“İşte ahiret yurdu; biz onu yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir.” (31)
“İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!” (32)
“Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (33)
“Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o israf edenleri sevmez.” (34)
“Onlar harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.” (35)
“…Kim bir insanı bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır…” (36)
“Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (37)
“Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.” (38)
“İşte (şu) namaz kılanların vay haline Ki onlar namazlarında yanılgıdadırlar onlar gösteriş yapmaktadırlar.” (39)
“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler) kumar dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (40)
“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” (41)
“Rahmanın İyi Kulları Allah ile beraber başka bir ilaha kulluk etmeyen haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar.” (42)
“Ki (bunlar) Allah'ın ahdini onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar işte bunlardır.” (43)
“İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla karada ve denizde fesad ortaya çıktı. Umulur ki dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.” (44)
Kuran’ı Kerimin sondan bir önceki süre olan felak süresinde ise haset yapanların şerli olduğu ve onların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiği bildirilmektedir. De ki:"Ben ağaran sabahın Rabbine sığınırım Yarattığı şeylerin şerrinden Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden Ve düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!” (45)
“Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.” (46)
“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.” (47)
“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hakimlere (rüşvet olarak) vermeyin.” (48)
Sonuç itibariyle Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim insan için en güzel ahlaki ilkeleri emretmiş nefse hoş gelse de insana zarar veren kötü ahlaki ilkeleri ise yasak kapsamına almış ve onlardan uzak durmamızı istemiştir. Bu ise yaratılanın kendi menfaati içindir. Çünkü dünya huzurunun yanında ahiret mutluluğu olan cennete girecek olan insan iken dünya sıkıntısının yanında ahiret azabı olan cehenneme girecek olan da insandır.
Bu sebeple olgun bir insan olmak kamil bir imana sahip olmak ve ahlaki güzellikler ile bezenmek kendi lehimizedir.
Özetle bu dünya hayatında Rabbimizin ve insanların rızasını kazanmak için adaletli olmalı iyilik yapmalı doğru söz söylemeli tevazulu iffetli ve sabırlı olmalı bizde olanları olmayanlara aktarmak suretiyle yardımda bulunmalı yalan söylememeli insanları zan altında tutmamalı gıybet etmemeli iftirada bulunmamalı cana kıymamalı haksız kazanç yollarının tümünden uzak kalmalı fuhşiyata ve zinaya düşmemeli gayri meşru yolların tümünden kaçınmalı kibri hayatımızdan çekip almalı insanları alaya almamalı insanlar arasında fesat çıkarmamalı ve haset etmemeliyiz.
Dipnotlar:
(1) Kalem 68/4.
(2) İmam Malik Muvatta Hüsnü’l-Hulk 8.
(3) Müslim Namaz Hadis No: 746.
(4) Nahl 16/90.
(5) Fussilet 41/34.
(6) Nisa 4/36.
(7) Bakara 2/263.
(8) Fussilet 41/30.
(9) Maide 5/119.
(10) Bakara 2/155-156.
(11) Furkan 25/63.
(12) Nur 24/30-31.
(13) Bakara 2/274.
(14) İsra 17/26-27.
(15) Maide 5/2.
(16) Hadid 57/7.
(17) Saff 61/2-3.
(18) Nahl 16/91.
(19) Teğabun 64/14.
(20) Al-i İmran 3/159.
(21) Nisa 4/135.
(22) Nisa 4/58.
(23) Maide 5/8.
(24) Hucurat 49/12.
(25) Nur 24/23-24.
(26) Nahl 16/105.
(27) Hac 22/30.
(28) En’am 6/21.
(29) Nahl 16/116.
(30) Lokman 31/18.
(31) Kasas 28/83.
(32) Gafir 40/76.
(33) Al-i İmran 3/180.
(34) Araf 7/31.
(35) Furkan 25/67.
(36) Maide 5/32.
(37) Nisa 4/93.
(38) Bakara 2/264.
(39) Maun 107/4-6.
(40) Maide 5/90-91.
(41) İsra 17/32.
(42) Furkan 25/68.
(43) Bakara 2/27.
(44) Rum 30/41.
(45) Felak 113/1-5.
(46) Hucurat 49/11.
(47) Nisa 4/29.
(48) Bakara 2/188.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet