Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İki yüzlülük ve ahlaki eksikliğin giderilmesi hakkında bilgi verir misiniz?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Cevap

Değerli kardeşimiz

Sosyal bir varlık olan insanın hemcinsleri ve diğer varlıklarla ilişkilerinde uyması gereken kurallar Yaratan’a kendisine ve çevresindekilere karşı görev ve sorumlulukları vardır. Yüce Allah bu konularda insanlara peygamberler göndermek ve onlara kitaplar vermek suretiyle yol göstermiştir.

İnsanlar akıllarını kullanarak peygamber ve kitapların rehberliğinden yararlanarak görev ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilirler. Görev ve sorumluluklarını yerine getiren insanlar dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu olurlar. Görev ve sorumluluklarını yerine getiren insanlardan oluşan toplum gelişmiş kalkınmış can ve mal güvenliğini sağlamış olur. İnsanlar görev ve sorumluluklarını ihmal ederlerse toplum bozulur can ve mal güvenliği yok olur temel haklar zedelenir fertler ve kurumlar arası saygı ve itimat yok olur arsızlık hırsızlık yolsuzluk fuhuş ve hastalık yaygınlaşır sorunlar çoğalır önlem alınmazsa toplum çözülür ahlakî değerler ve erdemler zedelenir neticede toplum fesada uğrar. Görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen zulüm günah ve ahlaksızlık bataklığına saplanan nice toplumu Allah cezalandırmıştır. (bk. En’am 6/6; Hac 22/45; Kasas 28/58)

Dürüstlük Sorunu

“Dürüstlük” fert aile ve toplumlar için hava su ve gıda kadar önemli ve gereklidir. Bu erdemi kaybeden fert ve toplumlar fesada uğrarlar. Her işte “dürüstlük” kâmil bir iman güzel bir ahlak iyi bir vicdan iyi bir terbiye iyi bir eğitim ve öğretimle mümkün olur. Bu sebeple olmalı ki Kur’an ve Sünnet'te “dürüstlük-doğruluk” üzerinde çok durulmuş müminlerin dosdoğru olmaları istenmiştir. (bk Hûd 11/112; Şura 42/15)

“Ya Rasulüllah! İslam dini ile ilgili bana öyle bir söz söyle iş bildir ki senden sonra onu kimseye sormayayım ve ona sarılayım."

diyen sahabeden Abdullah es-Sakafî’ye Peygamberimiz;

“Allah’a iman ettim de ve dosdoğru ol.” cevabını vermiştir. (Müslim İman 62; Ahmed III 413; Tirmizî Zühd 60)

Allah müminlerin kendi içlerinde sosyal ilişkilerinde ve davranışlarında dosdoğru olmalarını emrettiği gibi mümin olmayanlara karşı da dosdoğru olmalarını emretmiştir. (Tevbe 9/7) Peygamberimiz (s.a.s.)

“Kim ihlâsla kalbine imanı yerleştirir ve kalbini (şirk küfür nifak ve isyandan) temizler dilini doğru sözlü nefsini (ibadet itaat ve Allah’ı zikir ile) mutmain (huzura ermiş) huyunu ahlakını ve davranışlarını dosdoğru kulaklarını ve gözlerini (gerçeği ve doğruyu) duyan dinleyen ve gören yaparsa kurtuluşa ermiştir.” (Ahmed V/147)

buyurarak insanın; özü sözü gözü kulağı ve bütün azalarıyla dosdoğru olmasını teşvik etmiştir.  Dürüstlük ve doğruluğu dört maddede özetleyebiliriz.

a) İmanda doğruluk: Bir insanın imanında dosdoğru olabilmesi için imanında ihlâs olması riya şirk ve nifak bulunmaması gerekir. “Bir insanın kalbi dosdoğru olmadıkça imanı dosdoğru olmaz dili (konuşması sözü) dosdoğru olmadıkça da kalbi dosdoğru olmaz.” (Ahmed III 198)

b) Sözde doğruluk: Bir insanın sözünde dosdoğru olabilmesi için asla yalan konuşmaması her sözünün gerçek ve vakıaya uygun olması gerekir. Dil kalbin tercümanıdır. Sözünde doğruluk bulunmayan kimsenin özünde de doğruluk yoktur. Bu sebeple olmalı ki yüce Allah;

“Ey müminler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin.” (Ahzab 33/70)

Peygamberimiz (asm) ise şöyle buyurmuştur:

“Kim diline ve ırzına sahip çıkacağına güvence verirse ben de o kimsenin cennete gireceğine güvence veririm.” (Tirmizî Zühd 47)

c) İbadette doğruluk: Müminin ibadetinde dosdoğru olabilmesi için ibadetini iyi bir niyet ve ihlâsla Allah’a ortak koşmadan ve İslam’a uygun olarak yapması gerekir. Bu şartlardan biri eksik olursa o ibadet doğru ve makbul olmaz.

d) İş ve işlemlerde doğruluk: İnsan; fert aile ve toplum hayatında yaptığı her işi üstlendiği her görevi en iyi bir şekilde yaptığı hile ve sahtekârlıktan uzak olduğu sözüne ve sözleşmelerine uyduğu insanlara adalet ve hakkaniyetle davrandığı kişiler arasında ayrımcılık yapmadığı zaman dürüst ve doğru olur. Doğruluğun Allah katında değeri olduğu gibi insanlar katında da değeri çoktur. Doğru olan insanları Allah da melekler de insanlar da sever. Kur’an’da şöyle  buyrulmuştur: 

“Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennetliklerdir. Yapmakta olduklarına karşılık orada sürekli kalacaklardır.” (Ahkaf 46/13–14)

Doğrulukta ölçü; Kur’an sünnet ve aklıselim olmalıdır.

Manevî Temizlik

“Manevî temizlik” ile kastımız; inanç düşünce duygu kalp ve ahlak gibi elle tutulmayan gözle görülmeyen şeylerin temizliğidir.

a) Kalp temizliği: Buradaki “kalp” göğüs kafesi boşluğunda yer alan kan dolaşımını sağlayan ve insana hayat veren organ değil; imanın duygu düşünce niyet sevgi şefkat merhamet öfke kin bilgi marifet idrak anlama ve kavramanın; korkma sevinme ve üzülmenin; ihlâs takva irade ve azmin kaynağı olan kalptir. “Kalp temizliği”; şirk (Allah’a ortak koşma) küfür (dinî değerleri inkâr etmek) ve nifak (iki yüzlülük) kin nefret öfke hile sahtekârlık gibi kötü duygu ve düşünceleri terk etmek hiç kimse hakkında kötü niyet taşımamaktır. Kalp temizliği eylem söylem iş ve davranışlarda ortaya çıkar.

Şu hadis kalp temizliğini çok güzel ifade etmektedir:

“Haberiniz olsun ki bedende bir et parçası vardır eğer o düzgün iyi ve salih olursa bedenin hepsi düzgün iyi ve salih olur. Eğer o bozuk ve kötü olursa bütün beden de bozuk ve kötü olur. Bilin ki o kalptir.”(Müslim Müsakat 107)

b) Ahlak temizliği: Karakter seciye hâl ve hareket anlamlarına gelen ahlak kelimesi insandaki iyi ve kötü huyları ifade eder. Dolayısıyla ahlak iyi ve kötü olmak üzere iki kısma ayrılır: Kur’an’a sünnete ve akl-ı selime uygun olan söz eylem ve davranışlar iyi ahlak; uygun olmayanlar ise kötü ahlaktır. Ahlak temizliği; iyi ahlak sahibi olmak edep ve terbiye ile hareket etmek Allah ve insan haklarına saygılı olmak haram günah ve kötülükleri terk etmektir. (bk. Âl-i İmran 3/42; A’raf  7/82; Neml 27/56; Ahzab 33/33) Güler yüzlü olmak insanlara çok iyilikte bulunmak onlara eza ve sıkıntı veren şeyleri yok etmek güzel ahlaktır. (Tirmizî Birr 62) Yalan aldatma hile sahtekârlık israf iki yüzlülük kin düşmanlık ve benzeri davranışlar ise kötü ahlaktır ahlakî kirliliktir.

(bk. Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ Diyanet Avrupa Dergisi Nisan 2010)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi