Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Tuvalete niye sol ayakla girilir ve euzu besmele çekilir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Neden çıkışta sağ ayakla çıkılır ve elhamdülillah denir?

Değerli kardeşimiz

Cevap 1:

Tuvalet kelimesi ile mutlaka bu günkü modern anlamdakileri anlamamak gerekir. Hadislerde “Hela” olarak ifade edilen “dışarı çıkma” yerine artık tuvalet diyoruz. Bir hadis-i şerifte Hz. Enes şöyle diyor:

“Resulullah (a.s.m) helaya girerken (üzerinde “Muhammedu’r-resulullah” yazılı olan) yüzüğünü çıkarırdı.” (Neylu’l-Evtar 1/73).

Hela yeri bazen bir örtüyle kapatılırdı. Bunun arkasına gittiği zaman tuvalete gitmiş denilir. Çölde dahi olsa tuvaletin yapıldığı yer bir farklılık arz ediyordu. Örneğin hadis kaynaklarında “helaya girdiği vakit heladan çıktığı zaman” gibi ifadeler vardır. Bu girip çıkmak helanın yerine nispetle kullanılmıştır. Belkide muhaddisler daha sonra gördükleri kapalı alandaki helaları düşünerek bu ifadeleri kullanmışlardır. Nitekim Buhari “helaya gitti helaya girdi” şeklinde yarı rivayetlere işaret etmiştir (Buharî Vudu’ 9). Müslim’de de “Helaya girdi kenefe girdi” ifadelerine yer verilmiştir (Hayz 122). Yine “Heladan çıktı” ifadesine yer verilmiştir (Hayz 118).

Sol ayakla tuvalete girme sağ ayakla çıkma meselesi Efendimizin (a.s.m) “onurlu işlerde sağını bayağı işlerde solunu kullanması” prensibinden alınmış ve fıkıh kaynaklarında bir edep bir sünnet olarak telakki edilmiştir (bk. Gazalî İhya 1/136; V. Zuhaylî 1/203).

Cevap 2:

Kıyamet gününde Allah iyi olarak seçtiği kullarının defterlerini sağ ellerine kötü not verdiği kullarının defterlerini de sol ellerine verecektir. Kur’an’da cennete gidecek olan iyi insanlar için “Ashab-ı yemin = sağın sahipleri”; cehenneme gidecek olanları için “Ashab-ı şimal = solun sahipleri” unvanını kullanılmıştır. Bu değerlendirme sağ elin/sağ tarafın Allah katında bir değerinin olduğunu göstermektedir.

Bu gibi hikmetlerden ötürü olacak ki Hz. Peygamber (a.s.m) sağı sola tercih etmiş mescit gibi iyi yerlere giderken sağ ayağıyla tuvalet gibi yerlere girerken de sol ayağıyla girmiştir. Çıkışları tersine yapmıştır. Diğer bilinen hususları buna kıyas edebilirsiniz.

Mü'minlerin annesi Hz. Hafsa (r.anha)'nın nakline göre Resûlullah (s.a.v.) sağ elini yemek içmek abdest almak ve giyinmekte bir şey alıp vermede sol elini ise bunların dışındaki işlerde kullanırdı. (Müsned 6/287; Ebû Dâvûd Taharet 18)

Yine Müminlerin Annesi Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir:

"Resûlullah (s.a.v.)'in sağ eli temizliği ve yemek yemesi içindi. Sol eli ise taharetlenme ve benzeri diğer rahatsızlık verici şeyler içindi."(Müsned 6/156; Ebû Dâvûd Taharet 18)

Süraka b. Malik b. Cu'şum Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yanına gelerek "Allah'ın Elçisi bize şunları öğretti" diye anlattı. Orada bulunan bir adam onunla alay ederek "O size tuvalete naşıl çıkılacağını da öğretiyor mu?" diye sordu. Bunun üzerine Süraka b. Malik (r.a.) "Evet onu hak peygamber olarak gönderene yemin olsun ki O bize tuvalette sol tarafa yaslanıp sağ ayağımızı dik tutmamızı emretti" demiştir. (Taberânî el-Mu'cemü'l-kebîr VII 136; Mecmau'z-zevâid I 206)

Rivayetler dikkate alındığı zaman Resûlullah (s.a.v.)'in bazı fiillerinde sağını diğerlerinde ise solunu kullanmayı tercih ettiği anlaşılmaktadır. (bk. Müsned 6/287; Ebû Dâvûd Libas 44)

Bu ve benzeri rivayetlere göre: Elbise başlık ve mest giymek mescide girmek misvak kullanmak sürme çekmek tırnakları kesmek bıyıkları kısaltmak saçları taramak koltuk altlarını temizlemek saçları tıraş etmek namazda bitirme selamı vermek abdestte uzuvları yıkamak heladan çıkmak yemek içmek musafaha etmek hacerü'l-esvedi selamlamak ve benzeri fiillerde sağı kullanmak; helaya girmek mescitten çıkmak sümkürmek taharetlenmek elbise serpuş ve mestleri çıkarmada solu kullanmak müstehaptır..

Tuvalete girmeden önce eûzü-besmele çekmek biliniyorsa şu duayı okumak müstehabtır:

"Allahümme innî eûzü bike minel hubsi vel habâis = Allah'ım Erkek ve dişi bütün şeytanlardan (zararlı her şeyden) sana sığınırım." (Buhârî Vüdû' 9 Deavât 14; Müslim Hayz 122 123)

Tuvaletten çıkarken de şöyle dua edilir:

"Gufrâneke elhamdü lillâhillezi ezhebe annî'l-ezâ ve âfâni = Ey Rabbim senin bağışlamanı bekliyorum. Benden abdest bozma imkânı vererek sıkıntıyı gideren ve bana sağlık ve esenlik veren Allah'a hamdolsun" (İbn Mâce Tahâre 10 Tirmizî Tıbb 32).

Cevap 3:

Peygamberimiz (sav)'in yaptığı konuştuğu hal ve hareketlerinin tamamına sünnet diyoruz. Öyleyse hayatı boyunca yaptığı her şeye sünnet diyebiliriz.

Fıkıh kitapların da geçen sünnet kelimesi ise daha çok “yaparsak sevabı var yapmazsak günahı yok” manasına geliyor.

Mesela yemeği sağ elle yemek dişleri temizlemek ayakta yemek yememek gibi. Ancak sünnet kelimesini geniş anlamıyla aldığımız da Peygamberimiz (sav)'in yaptığı her şeyi içine alır. Bu durumda Allah’ın istekleri ve yasakları da sünnetin içinde yer alır. Mesela Peygamberimiz (sav) namaz kılmış mı? Evet. Öyleyse namaz kılmak da bir sünnettir. Şu halde sünneti bölümlere ayırmak gerekecektir.

Farz olanları: Allah’ın mutlaka yapmamızı veya terk etmemizi istediği her şeydir. Allah’ın emir ve yasaklarını en iyi şekilde uygulayıp örnek olan Peygamberimizdir. Biz de ona uymak suretiyle en üst seviyede Peygamberimize uymuş oluruz. Namaz kılmak oruç tutmak zina etmemek haram yememek gibi.

Vacip olanlar: Dinimizin vacipleri. Mesela gece namazını üç rekat olarak kılmak vaciptir.

Nafile olanlar: İbadetleri yaparken farz ve vaciplerin dışındaki yaptığımız şeylerdir. Mesela namaz kılarken Kur’an'dan bazı süreleri okumak farz ama subhaneke duasını okumak nafiledir.

Adab olanlar: Bunlara da edeb diyoruz. Yemek yerken yatarken camiye tuvalete girip çıkarken vb. günlük işlerimizi yaparken Peygamberimiz (sav)’e uyarsak o işi adabına uygun yapmış oluruz.

Demek ki Sünneti farz vacip nafile ve adap diye ayırabiliriz. Sünnetin en yükseği ve en faziletlisi bu sıraya göredir. Bunu bir insanın vücudu gibi düşünebiliriz. İnsanın yaşaması için gerekli organları vardır. Beyin kalp kafa vesaire. İşte iman etmemiz gereken esaslarda ruhumuzun beyni kalbi gibidir. Vücudumuzun gözü kulağı eli ayağı vesaire duyu organları vardır. Farzlar da bunun gibidir. Ruhumuzun gözü kulağı eli ayağıdır. Farzları yapmayan elsiz ayaksız gözsüz kulaksız bir insan gibi eksiktir. Vücudumuz da bir de parmak kaş saç gibi güzellikler ve süsler vardır. Bunlar olmasa da yaşarız. Ama olduğu zaman daha mükemmel insan oluruz.

Bunun gibi sünnetin nafile ve adab kısımları da ruhumuzun süsü ve güzelliğidir. Yapsak çok sevabı var yapmasak günahı yok.

Özetlersek farz ve vacip kısımlar mutlaka yapılması gereken sünnetlerdir. Nafile ve adap kısımlar ise yaparsak çok sevabı var. Haramların durumunu sorarsan o da vücudunuzu aids zehir ve ateş gibi öldürücü şeylerden koruduğumuz gibi ruhumuzu da öldürücü ve zehirleyici haramlardan korumamız gerekir.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi