Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
İslam’da temel bir prensip var; bir kimse yaptığı güzel veya kötü bir işin yapılıp devam etmesine vesile olursa diğer insanların -o ilk insanın açtığı çığırda- yürüyerek elde ettiği sevap veya günahın bir misli o ilk çığırı açan kişinin de defterine yazılır ve o insanların kendi sevap veya günahlarından da bir şey eksiltilmez.
Bu konuda temel prensip olarak şu hadis-i şerifi zikredebiliriz:
Müslim’in Cerir b. Abdullah el-Becelî’den aktardığına göre Peygamberimiz -özetle- şöyle buyurmuştur:
“İslâm'da iyi bir çığır açan kimseye bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabının bir misli de kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm'da kötü bir çığır açarsa o kişiye onun günahı vardır. Ayrıca o kötü çığırda yürüyenlerin günahının bir misli de ona aittir. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksan olmaz.”(Müslim zekât 69).
Bu hadis-i şerifin tercümesi şöyle de verilebilir:
“Her kim İslam’da iyi bir çığır açarsa o çığırın ecir ve sevabı yanında (kıyamete kadar) o çığırla güzel amel edenlerin -sevaplarından hiçbir şey noksan edilmemek şartıyla- kazandığı sevapların bir misli de o ilk çığırı açan kimsenin defterine yazılır. Her kim de İslam’da kötü bir çığır açarsa o çığırın günahı yanında (kıyamete kadar) o çığırla kötü işler yapanların -günahlarından hiç bir şey noksan edilmemek şartıyla- kazandığı günahların bir misli de o ilk çığırı açan kimsenin defterine yazılır.”
Asrın müceddidi Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki açıklamaları da bu konuda önemli bir parametredir.
“Birinci Sual: Denildi ki: 'Fatiha ve Yâsin ve hatm-i Kur'anî gibi okunan virdler kudsî şeyler bazan hadsiz ölmüş ve sağ insanlara bağışlanıyor. Halbuki böyle cüz'î birtek hediye ân-ı vâhidde hadsiz zâtlara yetişmek ve her birisine aynı hediye düşmek tavr-ı aklın haricindedir.'"
"Elcevab: Fâtır-ı Hakîm nasılki unsur-u havayı kelimelerin berk gibi intişarlarına ve tekessürlerine bir mezraa ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedî (asm) umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi öyle de; okunan bir Fatiha dahi (meselâ) umum ehl-i iman emvatına aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde manevî havada çok manevî elektrikleri manevî radyoları sermiş serpmiş; fıtrî telsiz telefonlarda istihdam ediyor çalıştırıyor."
"Hem nasıl ki bir lâmba yansa mukabilindeki binler âyineye (her birine) tam bir lâmba girer. Aynen öyle de bir Yâsin-i Şerif okunsa milyonlar ruhlara hediye edilse her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer.”(Şualar Birinci Şua Birinci Sual)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi