Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Nefse mani olma nefisle cihad hakkında bilgi verir misiniz?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

-  Nefis ve şeytana uymamak için neler yapmalıyım?
- Ben ibadetlerime dikkat etmeme rağmen bazı kötü alışkanlıklarımı bir türlü terk edemiyorum. Çok pişman olmama rağmen belli bir müddet sonra tekrar yapıyorum.
- Lütfen kendimi düzeltebilmem için bana yapabileceğim bir şey söyleyin!..

Değerli kardeşimiz

Bırakılmayacak günah yoktur. İlim zaman mekan ve çevre ile her günah bırakılabilir.

Allah’ı sevmek ve onun razı olduğunu bilmek soyut bir durum olduğu için anlamak zordur. Bir insan ben Allah’ı seviyorum diyebilir. Fakat bu durum içimizdeki bir duyguyu anlattığından dolayı dışımızda bunu göstermemiz gerekir.

Diğer taraftan Allah bizden razı mı? Biz onun yanında nasıl bir kuluz? Bu sorular da aynı şekilde anlaşılması zor konulardır. Bunu anlamanın da bir yolu olmalı.

İşte hem bizim Allah’ı sevdiğimizin anlaşılması hem de Allah’ın bizden razı olduğunu anlamanın yolunu şu ayeti kerimede Allah’ımız bildiriyor.

“Ey Muhammed deki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun ta ki Allah da sizi sevsin.” (Al-i İmran 3/31)

Dikkat edilirse Allah’ı sevmemizin göstergesi Hz. Peygamber Efendimize (asm) uyarak İslamı yaşamaktır. Biz Peygamberimize (asm) uyarak hayatımızı yaşarsak netice de Allah’ın da bizi sevdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Mesela babanızı ve annenizi sevdiğiniz nasıl anlaşılır? Onların isteklerini yapar memnun olmadığı şeyleri de terk ederseniz o zaman sevdiğiniz ortaya çıkmış olur. Onlar bize demeseler bile biz bundan anlarız ki onlar da bizi seviyorlardır. Tam tersi olsa dediklerinin hiç birini yapmam ama kalbime bak onları çok seviyorum deseniz kime inandırabilirsiniz.

Demek ki Allah Peygamberimizi (asm) bir model olarak yaratmış ve en güzel örnekleri onda göstermiş. Bize de eğer beni seviyorsanız size peygamber olarak gönderdiğim Hz. Muhammed’e uyunuz. O takdirde anlayın ki ben de sizi seviyorum diyor.

Sözün özü: Allah’ın bizi sevdiğinin göstergesi bizim ne kadar Hz. Muhammed’e benzediğimizdir. Ona göre sonuca varabiliriz.

Size bize ve tüm insanlara yol haritası Kur’an ve sünnettir. Bundan başkasını size tavsiye edemeyiz. Yani Kur’an'ı ve sünneti yani Rasulullahı (a.s.m) kendimize rehber edinmek kendimizi onlara endekslemek ve imani bahis ve kitapları tefekkür ile okumaktır. Yani imanın ve Kur’an'ın anlattığı ve bahsettiği Kur'anî ve imani kitaplar bulabilseniz veya bu konuları tefekkür ve mütalaa eden şahsiyetlerle beraber olmakla onlardan istifade edebilseniz sizin hem dünyanıza hem de ahiretinize faydalı olacaktır.

Namazları vaktinde kılmak büyük günahlara dikkat etmek ve namazın arkasındaki tesbihatı yapmak ayrıca sizi tekamül ettirecektir.

Bu konuda size bazı tavsiyelerimiz olabilir:

1. Çevrenizde güven ve itimat duyduğunuz bazı kimselerle istişare ederek İslamî çizgiyi koruyan ve sorularınıza cevap verebilecek cemaat mensuplarıyla görüşmenizi;

2. Zafer Nesil Cihan gibi yayınevlerinde çıkan kitaplardan bazılarını seçerek okumanızı;

3. Bizim tavsiye edeceğimiz şu kitapları okumanızı öneririz:

(Zafer Yayınları Yerebatan cd. 45/2 Cağaloğlu İst. Tlf. )

- Gerçeğe Doğru Serisi 6 cilt
- Nurdan Kelimeler / Cümleler 2 cilt
- Bir Kader Sohbeti
- Ölüm son Değildir 3 cilt
- Risale Okumaları 2 cilt

(Nesil Yayınları Sanayi Cd. Bilge Sk. No: 2 Yeni Bosna İst. Tlf. )

- Dört Halife
- Sahabe Modeli
- Peygamberimizin Hayatı
- İslamı Nasıl Anlamalı
- Gençliğe Sesleniş
- Vesvese Sebepleri ve Kurtuluş Yolları
- Kendini Arayan Adam
- Müslüman Nasıl Yaşamalı
- Peygamberimizin Tebliğ Metodu 2 cilt
- Kur'an'da Cihad ve Savaş

- Ayette geçen nefis ve malın Allah’a satılması ne demektir?

Nur Külliyatı'nda “Muhakkak Allah müminlerden nefislerini ve mallarını cennet mukabili satın almış bulunuyor.” mealindeki âyet-i kerimenin tefsiri yapılırken bir temsil getirilir ve temsilin bir yerine de şu mesaj yüklenir.

“Hem o fabrikadaki âletler benim namımla ve benim tezgâhımda işlettirilecek. Hem fiyatı hem ücretleri birden bine yükselecek.” (Sözler)

Bir sohbette arkadaşlarıma toprağın ve suyun fiyatlarını sormuş ve bir cevap alamamıştım. Muzun fiyatını sorduğumda ise yüksek bir rakamla karşıma çıkmışlardı. İşte toprak ve su Allah’ın bir fabrikası olan ağaca girdiklerinde öteden muz olarak çıkıyor ve büyük bir kıymet kazanıyorlar. Aynı şekilde otu inek denilen bir canlı fabrikaya veriyoruz et ve süt elde ediyoruz. Şeker pancarı fabrikadan şeker olarak çıkarken çiçek tozları kovanda bal oluyorlar.

İnsan etrafını saran böyle sonsuz ibret tablolarından ders alarak nefis ve malını Rabbinin emir tezgâhına soksa alâ-yı illiyyin denilen o üstün makama erecek ve cennet ehli olma şerefine kavuşacak.

Nefisdenilince insanın zâtını anlıyoruz mal denilince de zâtın tasarrufuna verilen emanetleri. Bir başka ifadeyle “nefis” insana ihsan edilen dahilî nimetleri; “mal” ise haricî nimetleri temsil etmekte. Her ikisi de insanı ya alâ-ı İlliyyîne çıkaran yahut esfel-i safiline düşüren imtihan âletleri.

Âyet-i kerimede nefisten başlandığını dikkate alarak nefsimiz üzerinde biraz duralım.

İnsan aklı fizik ve kimyadan ticaret ve ziraattan kumar ve soyguna kadar her şeyde istimal edilmeye müsait. Bunların bir kısmı insanı yükseltirken diğerleri alçaltır.

İnsan kalbi bir umman. İman ve küfürden adalet ve zulme tevazu ve kibre itaat ve isyana muhabbet ve nefrete af ve intikama ve daha nice müspet ve menfi manalara açık. İnsanın alâ-yı illiyyîne yükselmesinde yahut esfel-i safilîne yuvarlanmasında en büyük pay onun.

Kalbe bağlı lâtifeler hisler bedenin organlarından çok. Bunlar da insanı ya yücelere çıkarır yahut çukurlara düşürür. Sevgiden başlayalım. İnsan bu his ile ya Rabbini ve Mevlâsını sever yahut nefsini ve menfaatini. İşte birinci hâl yükseliş ikincisi çöküştür.

Bir diğeri “endişe duygusu.” İnsan ya maddî ve dünyevî problemleri kendisine dert edinir bunların endişesiyle ruhunu perişan eder. Yahut bu dünya yolculuğunun cehennemle son bulma endişesi onu durmadan çalışmaya gayrete ve duaya sevk eder. Birincisi aşağıların aşağısı ikincisi yüceler yücesidir.

Beş duyumuz da bu ölçüye vurulmalı. İnsan bunlarla sâlih amel de işleyebilir isyan ve günah da. Birinciler insanı en ileri makamlara ikinciler ise en derin azaplara hazırlar. Yine Nur Külliyatı'nda

“Küfür mahiyet-i insaniyyeyi yıkar elmastan kömüre kalbeder.”

denilerek büyük bir hakikat dersi verilir. Demek ki insan ahsen-i takvim ile ifade buyrulan bir elmas mahiyetinde yaratılmış. Kendisini rıza çizgisinden istikamet hattından dışarı çıkarırsa ceza alarak aşağıların aşağısına atılıyor. Bu çöküş “kömür” olmakla sembolize edilmiş. Bilim adamlarımızın ifadelerine göre elmasla kömürün temel taşları aynı. Sadece kristalleşme şekilleri farklı. İşte bu farklılıktan birbirine zıt iki mahiyet doğuyor. Aynı harflerle farklı kelimelerin yazılabilmesi gibi aynı insan mahiyetinden de birbirine zıt meyveler çıkabiliyor: Mümin-kâfir salih-fasık âdil-zâlim mütevazı-mağrur gibi.

Bu misale göre:

• Ahsen-i takvim “en güzeli yazabilecek kıvamda kabiliyette yaratılmış olma.”
• Alâ-yı illiyyîn “bunu başarabilenlerin yüksek makamı.”
• Esfel-i safilîn ise “yanlış yazanların büyük düşüş ve çöküşü.”

Allah Resulü (a.s.m.)

“Dünya âhiretin tarlasıdır.” (Aclûnî Keşfu'l-Hafa I/412)

buyurur. O halde insan bu dünyada çekirdek kabilinden de olsa “alâ-yı illiyyîn” şerefine erecektir ki bu mazhariyet ahirette o yüce makam olarak kendini göstersin. Ve yine insan işlediği isyanlarla “esfele-i safilîne” lâyık olacaktır ki bu liyakat o dehşetli azabı meyve versin.

Sözün özü: Yüksek insanlar da alçak insanlar da bu dünyada yetişiyorlar. Ve âhirette her nefis kendi ameline uygun saadete eriyor yahut azaba düşüyor.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Günah işleyen kişi tövbe etmekle günahlarından kurtulabilir mi?

- Evlenemeyen kişinin günaha girmemesi için ne tavsiye edersiniz? ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet