Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Allah'a karşı hesabını vereceğimiz en büyük ibadet nedir?
Değerli kardeşimiz
- Bir insan gücü dahilinde olan Allah’ın bütün emir ve yasaklarından sorumludur. Sorumluluğu gücünün gittiği yere kadardır. Toplumu düzeltme imkânı olanlar şahsıyla birlikte toplumu da düzeltmekle yükümlüdür. Başkasını düzeltmeye gücü yetmeyen ise kendi nefsini düzeltmekle meşgul olacaktır.
- Aslında her insan şahsıyla ailesiyle yakın çevresiyle mahalle ve şehriyle ülkesiyle dünyayla hatta kâinatla alakalıdır. İnsanın sadece içinde oturduğu yerküresi ülkesiyle değil aynı zamanda güneşle ayla yıldızlarla bulutlarla atmosferle de yakın ilişkisi vardır.
Fakat bu alaka ve ilişkiler aynı seviyede değildir. İnsanın en büyük ve sürekli görevleri en küçük daire sayılan kişinin kendi nefsinde kendi şahsında vardır. Daha sonra sırasına göre aile akraba yakın çevre uzak çevre ve diğer daireler gelir. En büyük dairelerdeki görevler en az olandır. Kişi kıyamet günü bu sıraya göre sorguya çekilir. Bu sebepledir ki imandan sonra ilk açılan dosya namaz dosyasıdır.
“Hepiniz çobansınız/ gözetmensiniz hepiniz maiyetinizden sorumlusunuz.” (Buhârî Cuma 44; Ahmed b. Hanbel II 108)
mealindeki hadis-i şerifte aynı zamanda -kişilerin güçlerine göre- farklı sorumluluk boyutuna da işaret edilmiştir. Devlet başkanı bütün devletten halktan sorumludur. Hükümet yasama ve yürütmesinden sorumludur. Vali ilinden sorumludur. Muhtar mahallesinden sorumludur. Aile reisi ailesinden sorumludur.
Hz. Muaz b. Cebel’in anlattığına göre Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet gününde bir kul şu dört şeyden sorguya çekilmeden bir tarafa adım atamaz:
Ömrünü nerede tükettiğini gençliğini nerede eskittiğini malını nereden kazanıp nerede harcadığını ve öğrendiği ilmiyle neler yaptığını...”(Krş. Tirmizi Kıyamet 1 IV 612; Mecmau’z-zevaid 10/346).
Bu hadisten anlaşılıyor ki insanoğlu yaşadığı topyekûn bir hayatın hesabını vermekle yükümlüdür ve mahkeme-i kübrada bu hususta sorguya çekilecektir.
- Soruda geçen cihat kavramı önemlidir. Allah yolunda cihat yalnız silahlı mücadeleyi değil ilmî fikrî mücadeleyi de içine alan geniş bir alanı ihtiva etmektedir. Her asırda her devirde her zaman diliminde farklı bir cihat türü ortaya çıkmış olabilir. Bu asırdaki cihat manevîdir Kur’an’ın güzelliklerini dünyaya tanıtmak İslam’ın öngördüğü insanlık erdemlerini ders vermek iman esaslarının ilmî aklî delillerini öğrenip onları yabancısına ispat etmeye çalışmak… İslamiyet'in en büyük bir insanlık medeniyeti olduğu gerçeğini söz fiil ve davranış biçimiyle sahneye koymak gibi daha pek çok manevi kriterleri ön plana çıkarmak.
Bu cihat -maddî cihat gibi- farz-ı kifâye değil farz-ı ayındır. Herkes kendi seviyesine göre kendi konumuna göre kendi bilgi ve becerisine göre İslam’ın bir güzel tarafını gösterebilir ve onu göstermekten sorumludur…
Kısaca; gerçeği öğreneceğiz öğreteceğiz… İslam’ı yaşayacağız yaşatacağız... Medenilere galebe çalmak ancak ikna ile mümkün olduğuna inanacağız inandıracağız. Biz Müslüman olarak muhabbetin fedaileriyiz husumete düşmanlığa kin ve nefrete vaktimiz olmadığının idrak ve şuurunda olacağız ve bu şuuru yaygınlaştıracağız...
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi