- Fıkıh usulü nedir Maliki ve Hanbeli Mezhebi usulü fıkıh kitapları nelerdir?
Değerli kardeşimiz
Usulü'l-Fıkıh; sözlükte usul ve fıkıh kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. Usul "asl" kelimesinin çoğuludur. "Kökler asıllar üzerine bir şey bina edilen şey" manalarınadır.
Sözlükte anlayış anlamına gelen fıkıh ise din ıstılahında; "Tafsîlî delillerden çıkarılmış olan şer'î-amelî hükümleri bilmektir." şeklinde tarif edilir.
Buna göre usulü'l-fıkıh sözlükte; fıkhın asılları fıkhın delilleri manasına gelmektedir.
Usulü'l-fıkıh ıstılahta "Müctehidin şer'î amelî hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmesi için gerekli olan kural ve prensiplerdir" diye tarif edilmektedir.(1)
Bu tariflerden anlaşıldığı üzere usûlü'l-fıkıh bir metodoloji ilmidir. Metotlarını belirlediği ilim ise fıkıhtır. O hâlde bu ilim fıkıh metodolojisi ilmi demektir. Bu ilme İslâm hukuk metodolojisi denilmesinin uygun olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü fıkıh sadece hukuk ilmi değildir. Hukuk fıkhın bölümlerinden birisidir. İslâm hukukunun çeşitli dalları fıkıh içerisinde ele alındığı gibi ibadetler de fıkıh içerisinde yer almaktadır. Dolayısıyla ibadetle ilgili hükümlerin kaynaklardan çıkartılma metotları da usulü'l-fıkıh tarafından belirlenmektedir.
Bilindiği gibi İslamî hükümlerin alındığı kaynaklar temelde ikidir. Bunlar Kuran ve Hadistir. Fakat her meseleye ait hüküm Kuran ve Hadiste her zaman aynıyla mevcut ve açık değildir. Ya da Kuran ve Hadisteki lafızlar emir nehy hass âm v.s gibi değişik biçimlerde varid olmuştur.
Karşısına amelî bir problem çıkan müctehid bu problemin dînî hükmünü ortaya koymak için Kuran'ı ve Hadisi araştırır. O mesele ile ilgili olan ayet veya hadisin ne tür bir kalıpta olduğunu araştırır. Mesela lafız emir kalıbı ile gelmişse emrin vücup ifade ettiğini bildiren usul kaidesini göz önüne alarak o hükmün farz olduğuna hükmeder. Cevabını açıkça bulamazsa hükmü açıkça belirlenen benzer problemlere kıyasla dinin temel ilkelerini göz önüne alarak ve daha başka temel kaidelerden yararlanarak bu problemleri çözüme kavuşturur.
İşte müctehidin hüküm çıkarabilmek için yararlandığı kaideleri tespit eden ve içeren ilme usûlü'l-fıkıh (fıkıh usulü) denilir.
Demek oluyor ki; usulü'l fıkıh;müctehidin Kuran ve Hadisten hüküm çıkarabilmek için ihtiyaç duyduğu kural ve kaidelerden meydana gelen bir ilimdir.
İlk Maliki fıkıh usulü metinlerinin Irak çevresinde ortaya çıktığı söylenebilir. Bu çevrenin imamı Ebû Bekir el-Ebherî (ö. 375/986) Kitâbü İcmâʿi ehli’l-Medîne ve Kitâbü’l-Uṣûl gibi eserlerle Malikî fıkhını fıkıh usulünün diliyle ifade etmeye çalışmıştır.
İbnü’l-Kassâr’ın (ö. 397/1007) günümüze ulaştığı bilinen tek eseri olan "Uyûnü’l-edille fî mesâʾili’l-ḫilâf beyne fuḳahâʾi’l-emṣâr"ın mukaddimesinde yer alan usulü de(2) mezhep usulünün ilk örneklerindendir.
Fıkıh usulü tarihinde önemli dönüm noktalarından biri sayılan Ebû Bekir el-Bâkıllânî Mâlikî mezhebine mensup olmakla beraber eserlerinin Malikî literatürü içindeki yeri ve etkisi hâlâ aydınlatılmamış bir meseledir. Onun et-Taḳrîb ve’l-irşâd’ı(3) büyük ölçüde Cüveynî vasıtasıyla klasik dönem Malikîliğini etkilemiştir.
V. (XI.) yüzyılın ikinci yarısına kadar Endülüs ve İfrîkıye’de fıkıh usulüne dair birtakım eserlerin kaleme alındığı hakkında bazı kayıtlar bulunmakla birlikte bu dönemde Irak’tan Endülüs’e dönen Bâcî söz konusu bölgeler için fıkıh usulü sahasında bir dönüm noktası olmuş ve fıkıh usulü çalışmalarının meşrû ve yaygın hale gelmesini sağlamıştır.
Bâcî’nin İḥkâmü’l-fuṣûl fî aḥkâmi’l-uṣûl(4) Kitâbü’l-Ḥudûd(5) ve Kitâbü’l-İşârât(6) adlı eserleri fıkıh usulü telif geleneklerinden mütekellimîn geleneğinden ziyade fukaha geleneğine yakındır.
Malikî fıkıh usulü çalışmaları kelâma ve özellikle Eşaarî kelâmına yönelik Malikî toplulukları içinde ortaya çıkan farklı tavırların etkisi altında gelişmiştir. Eşarî kelâmına muhalif olan birçok fakih aynı zamanda fıkıh usulü çalışmalarına da mesafeli yaklaşmıştır.
Mazerî tarafından Cüveynî’nin el-Burhân’ının Îżâḥu’l-maḥṣûl min Burhâni’l-uṣûl(7) başlığı ile şerhedilmesi Eşarî-Şâfiî fıkıh usulü eserlerinin Mâlikî literatürüne giriş sürecinde bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Malikî literatüründe Cüveynî’nin fıkıh usulüne dair diğer eseri olan el-Varaḳāt üzerinde daha fazla çalışma yapılmıştır.
Hattâb er-Ruaynî’nin "Ḳurretü’l-ʿayn fî Varaḳāti İmâmi’l-Ḥaremeyn" adlı eseri söz konusu çalışmaların en önemli metinlerinden biridir.
Cüveynî’nin talebesi Gazzâlî’nin "el-Müstaṣfâ"sı üzerine yapılan çalışmalar arasında özellikle İbn Rüşd el-Hafîd ve Ebü’l-Abbas el-İşbîlî’nin muhtasarları zikredilmelidir.
Eşarî-Şafiî usul eserleri hakkında Malikî fakihlerinin gerçekleştirdiği çalışmaların en meşhuru Şehabeddin el-Karafî tarafından Fahreddin er-Razî’nin el-Maḥṣul’üne yazılan Tenḳīḥu’l-fuṣûl fi’ḫtiṣâri’l-Maḥṣûl adlı ihtisar ve onun şerhidir.(8)
"Nefaʾisü’l-uṣûl"ünde Karâfî Râzî’nin bu eserini şerhetmiş Tenḳīḥu’l-fuṣûl’ünü ise eẕ-Ẕaḫîre adlı fıkıh kitabına mukaddime olarak kaleme almıştır.
el-Maḥṣûl’ün Tâcüddin el-Urmevî tarafından yapılan muhtasarı el-Ḥâṣıl üzerine kaleme alınmış Malikî eserleri arasında İbn Râşid’in şerhi zikredilebilir. el-Maḥṣûl’den sonra Mâlikî literatürünün üzerinde en çok yoğunlaştığı metin Sübkî’nin Cemʿu’l-cevâmiʿidir.
Bu eserin gerek metni gerekse Celâleddin el-Mahallî’nin yaptığı şerhine dair birçok eser kaleme alınmıştır.
Tetâî Şefşâvenî ve İbn Sude’nin haşiyeleri Mahallî şerhi üzerine Malikî fakihlerinin yazdığı en önemli haşiyeler arasındadır.
İbnü’l-Hâcib yalnız Malikî fürûu hakkında değil aynı zamanda Mâlikî usul tarihinde de yeni bir dönemin başlangıcı kabul edilmektedir.
Amidî’nin el-İhkam’ı ve Gazzali’nin el-Müstaṣfa’sı başta olmak üzere mütekellimîn geleneğinin temel eserlerinden yararlanarak yazdığı Müntehe’s-sûl ve’l-emel fî ʿilmeyi’l-uṣûl ve’l-cedel(9) ve onun muhtasarı olan el-Muḫtaṣar(10) Malikî mezhebinin klasik dönemindeki fıkıh usulü eğitimini ve çalışmalarını en çok etkileyen metinlerdir.
Modern dönemde gündeme getirilen Şatıbî’nin eserleri İbnü’l-Hacib sonrası fıkıh usulü geleneği içinde yer almadığı için kendi döneminde yaygınlaşmamıştır.
Şatıbi’nin fıkıh mezheplerinin özellikle de Hanefî ve Malikî mezheplerinin usulleri üzerindeki ortak bir saha hakkında olan el-Muvafaḳāt fî uṣûli’ş-şerîa’sı ile(11) bidat kavramını ele alan el-İtiṣam’ı(12) yüzyılda ve sonrasında manzum fıkıh usulleri teliflerinin arttığı görülmektedir.
İbn Âsım’ın Urcûze fi’l-uṣûl(13) adlı eseri bu manzum usullerin başlıca örnekleri arasındadır.
Hanbelî fıkıh usulüne dair günümüze ulaşan en eski eser Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ’nın "el-ʿUdde fî uṣûli’l-fıḳh" adlı kitabıdır.(14) Yine onun usul fürû ve akaid konularıyla ilgili "Kitâbü’r-Rivâyeteyn ve’l-vecheyn"inin fıkıh usulüyle ilgili bölümü Abdülkerîm b. Muhammed el-Lâhim tarafından "el-Mesâʾilü’l-uṣûliyye min Kitâbi’r-Rivâyeteyn ve’l-vecheyn" adıyla neşredilmiştir.(15)
Bu eserlerden "el-Udde fî uṣûli’l-fıḳh" Ebû Yalâ’nın çağdaşı olan Mutezile usulcüsü Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin Kitâbü’l-Mutemed’i ile Şâfiî usulcüsü İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin (ö. 478/1085) el-Burhân’ı arasındaki bir dönemde yazılmıştır.
el-Udde Hanbelî mezhebinin görüşlerini anlatması sebebiyle orijinal bir eser olmakla beraber sistematik bakımından Ebü’l-Hüseyin’in el-Mutemed’ine çok benzemekte olup konu başlıkları dahi hemen hemen aynıdır. Bu durum Ebû Yalâ’nın söz konusu eseri yazmadan önce kendisi gibi Bağdatlı olan Ebü’l-Hüseyin’in eserini gördüğünü ve ondan faydalandığını göstermektedir.(16)
Eser mezhebin günümüze ulaşan ilk usul kitabı olmakla birlikte kendinden önceki diğer mezhep usulcülerinin yazdıkları kitaplardan faydalanarak yazıldığı için gelişmiş bir sistematiğe sahiptir.
Fıkıh usulünde Hanbelî mezhebinin ikinci büyük eseri Ebü’l-Hattâb el-Kelvezânî’nin et-Temhîd fî uṣûli’l-fıḳh’ıdır.(17) Sistematik ve muhteva bakımından büyük oranda el-Udde’yi esas alan bu eser daha sonra gelen hemen bütün Hanbelî müelliflerinin faydalandığı bir kaynak olmuştur.
Bunlardan başka;
- Ebü’l-Vefâ İbn Akīl’in "el-Vâżıḥ fî uṣûli’l-fıḳh"(18)
- Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin "Minhâcü’l-vüṣûl ve el-Udde fî uṣûli’l-fıḳh"
- Ebü’l-Ferec Nâsıhuddin İbnü’l-Hanbelî’nin "Kitâbü Aḳyiseti’n-nebiyyi’l-Muṣṭafâ Muḥammed"(19)
adlı usul kitapları da bulunmaktadır.
Hanbelî usulünün en önemli eserlerinden biri Muvaffakuddin İbn Kudâme’nin "Ravżatü’n-nâẓır ve cünnetü’l-münâẓır fî uṣûli’l-fıḳh ʿalâ meẕhebi’l-İmâm Aḥmed" adlı kitabıdır.(20)
Büyük ölçüde Gazzâlî’nin el-Müstaṣfâ’sından faydalanılarak yazılan bu eseri Necmeddin et-Tûfî "Şerḥu Muḫtaṣari’r-Ravża"(21) ve Abdülkādir Bedrân "Nüzhetü’l-ḫâṭıri’l-ʿâṭır"(22) adıyla şerhetmiştir.
Mecdüddin Ebü’l-Berekât İbn Teymiyye’nin yarım bıraktığı daha sonra oğlu Şehâbeddin ile torunu Takıyyüddin İbn Teymiyye tarafından tamamlanan "el-Müsevvede fî uṣûli’l-fıḳh" da bu alandaki bir diğer kaynaktır.(23)
Bu temel eserler yanında;
- Takıyyüddin İbn Teymiyye’nin el-İstiḥsân ve’l-ḳıyâs - İḳāmetü’d-delîl ʿalâ ibṭâli’t-taḥlîl Naḳdü merâtibi’l-icmâ Refʿu’l-melâm ʿani’l-eʾimmeti’l-aʿlâm Derʾü teʿârużi’l-ʿaḳl ve’n-naḳl gibi kitapları
- İbn Kayyim el-Cevziyye’nin sahasının en önemli eserlerinden olan "İʿlâmü’l-muvaḳḳıʿîn"
- ve Şemseddin İbn Müflih "el-Makdisî’nin Kitâbü Uṣûli’l-"
adlı eserleri doktrinin gelişmesine büyük katkıları olmuştur.
Alâeddin el-Merdâvî’nin "Taḥrîrü’l-menḳūl fî tehẕîbi ʿilmi’l-uṣûl" ve bunun şerhi olan "et-Taḥbîr şerḥu’t-Taḥrîr" adlı eserleri de meşhur usul kitaplarındandır.
Merdâvî’nin "Taḥrîrü’l-menḳūl"ünü Takıyyüddin İbnü’n-Neccâr önce "el-Kevkebü’l-münîr" adıyla ihtisar etmiş daha sonra bu muhtasarı şerhederek buna "el-Muḫteberü’l-mübteker şerḥu’l-Muḫtaṣar" adını vermiş ve eser "Şerḥu’l-Kevkebi’l-münîr" adıyla basılmıştır.(24)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Hanefi mezhebinin fıkıh usulüne dair eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Kaynaklar:
1) Âmidî el-İhkâm fı Usûlü'l-Ahkâm I 7 vd.; Şâkiru'l-Hanbelî İlmi Usûlü'-Fıkıh 31 vd; Abdülvehhâb Hallâf İlmi Usfilü'l fıkh 11; İbrahim Kâfı Dönmez İslâm Hukuk Esasları terc. 23 24.
2) el-Muḳaddime fî uṣûli’l-fıḳh Beyrut 1996.
3) nşr. Abdülhamîd Ali Ebû Züneyd I-III Beyrut 1998.
4) nşr. Abdülmecid et-Türkî Beyrut 1987; nşr. Abdullah Muhammed el-Cübûrî Beyrut 1989.
5) nşr. Cevdet Abdurrahman Hilâl Madrid 1954; nşr. Nezîh Hamâde Beyrut 1973.
6) Tunus 1351; nşr. Mustafa Nâcî – Mustafa Vazîfî Rabat ts.; nşr. Muhammed Ali Ferkûs Mekke 1996.
7) nşr. Ammâr et-Tâlibî Beyrut 2001.
8) Tunus 1910 1341 h.; Kahire 1912 1307 h.; nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d Kahire 1993.
9) İstanbul 1326; Kahire 1326; Beyrut 1405/1985.
10) Muḫtaṣarü’l-Müntehâ el-Muḫtaṣarü’l-uṣûlî; İstanbul 1307; Bulak 1316-1319; Kahire 1326.
11) I-IV Tunus 1302; nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd Kahire 1969-1970; Kahire 1975; nşr. Abdullah Dirâz Kahire ts.; Beyrut 1994; nşr. Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan Âlü Selmân I-VI Huber 1997; nşr. Hâlid Abdülfettâh Şibl I-IV Beyrut 1999; nşr. Muhammed Abdülkādir el-Fâzılî Beyrut 2000.
12) Kahire ts.) klasik fıkıh usulü problematiğinin dışında kalan eserlerdir. VIII. (XIV.
13) Menbaʿu’l-vüṣûl fî ʿilmi’l-uṣûl.
14) nşr. Ahmed b. Ali Seyr el-Mübârekî I-III Beyrut 1980; I-V Riyad 1414/1993.
15) I-III Riyad 1405/1985). Ebû Ya‘lâ’nın el-Kifâye fî uṣûli’l-fıḳh adında bir eseri daha bulunmaktadır (Brockelmann GAL Suppl. I 686).
16) Örnek için bk. II 687.
17) nşr. Müfîd Muhammed Ebû Ameşe I-IV Cidde 1406/1985.
18) nşr. Mûsâ b. Muhammed b. Yahyâ Mekke 1404.
19) nşr. Ahmed Hasan Câbir – Ali Ahmed el-Hatîb Kahire 1393/1973.
20) nşr. Abdülkerîm b. Ali b. Muhammed en-Nemle I-III Riyad 1414/1993.
21) nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî I-II Beyrut 1407/1987.
22) I-II Kahire 1342.
23) nşr. Muhammed Muhyiddin el-Hatîb Kahire 1383/1964.
24) Kahire 1320.
25) nşr. Muhammed ez-Zühaylî – Nezîh Hammâd I-IV Dımaşk 1400/1980; bk. DİA Maliki Mezhebi md. Hanbeli Mezhebi md.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet