Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Allah yolunda verilecek mücadelenin mali boyutu vardır. Gerek sıcak savaş gerekse kültürel savaş ciddi masrafı gerektirir. Kur’an ayetlerinde malla cihad da emredilmiştir. Mesela:
"Mallarınızla canlarınızla cihad edin!.."(Tevbe 9/41)
"Allah yolunda mallarınızı harcayın. Kendinizi tehlikeye atmayın. İhsanda bulunun. Allah ihsanda bulunanları sever."(Bakara 2/195)
Allah yolunda vermemek büyük tehlikedir. Çünkü o zaman İslam ordusu zayıflayacak düşmana karşı çıkmak zorlaşacaktır.(1)
Ehl-i küfür batıl davalarını yaymak için ekonomik seferberlik yaparken Müslümanların hak davaları için fedakârlık yapmamaları elbette uygun değildir. Cenab-ı Hak ehl-i imana şu teşvikte bulunur:
"Size ne oluyor ki Allah yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Fetihten önce Allah yolunda harcayıp savaşanlarınız diğerleri ile bir olmaz. Onlar sonradan harcayıp savaşanlardan derece olarak daha üstündürler."(Hadid 57/10)
Her şeyden önce mülk Allah'ındır. Şu anda servet sahibi olanlar o mülke emanetçi olarak sahiptirler.
Ayrıca fetih öncesi vermek ve savaşmakla fetih sonrası vermek ve savaşmak bir değildir. Zor günde vermek ve savaşmak elbette daha faziletlidir.
"Her bir mü'min i'lay-ı kelimetullahla mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi maddeten terakki etmektir."(2)
diyen Bediüzzaman malla cihad konusunda mühim bir tesbitte bulunur.
Allah'ın dinini her tarafa yayabilmek için Müslümanlar maddeten güçlü olmak zorundadırlar. Basınla televizyon ve radyolarla kitablarla yapılacak mücadele; geleceğin altın neslinin yetişeceği yurtlar okullar maddi imkânların varlığını zorunlu kılmaktadır. Hz. Peygamberin (a.s.m)
"Kim bir mücahidi techiz etse kendisi savaşmış gibidir."(3)
hadisi de bu konuda mühim bir teşviktir.
Malla cihada günümüz ifadesiyle "ekonomik savaş" diyebiliriz. Müslüman ülkeler ekonomik savaşta etkili durumda değillerdir. Pek çok İslam ülkesi petrol yönünden çok zengin olmakla beraber bu zenginlik kuvvete yansımamaktadır. Bunun için yapılması gerekenleri ekonomi uzmanlarının çalışmalarına havale ile beraber şu esasların bütün Müslümanlarca bilinmesinde ve gereğinin yapılmasında büyük faydalar olacağı kanaatindeyiz:
1."İnsan için ancak çalıştığı vardır." prensibi insanımıza öğretilmelidir. (Necm 53/39) Dikkat edilirse Kur’anın bu hükmünde mü'min-kâfir ayırımı yoktur. Kim çalışırsa karşılığını görecektir.
2. "Veren el alan elden hayırlıdır." (4) Müslüman ülkeler gayri müslim ülkelerden borç almayı hüner saymamalı onlara borç verebilecek seviyeye gelmeye çalışmalıdır.
3. "Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz." (A'raf 7/31) ayetinin bildirdiği israftan kaçmak esası fertten topluma belediyelerden devlete herkeste ve her alanda uygulanmalıdır.
4. "İnananlar kardeştir."(Hucurat 49/10) esasından hareketle bütün İslam ülkeleri kendi aralarında kuvvetli ekonomik bağlar birlikler meydana getirmelidir. Avrupa'nın "Avrupa Topluluğu" olduğu gibi Müslümanların da "İslam Topluluğu" bulunmalıdır.
5. "İnanıyorsanız en üstün sizsiniz."(Âl-i İmran 2/139) ayetinin manası eğitim kurumları ve medya aracılığıyla bütün insanımıza öğretilmelidir. Böylece aşağılık kompleksine kapılmış pek çok kişi bu kompleksten kurtulacak "üstün olma" uğraşısı verecektir. Bu şuurun kazandırılmasında tarih ilminden istifade edilebilir. Zira İslam Tarihi Müslümanların üstünlük tablolarıyla doludur. Batının maddi alanda üstünlüğü aancak iki yüz yıllık bir geçmişe sahiptir.
Kaynaklar:
1. İbnu Kesir I 333; Beydavi I 109.
2. Nursi Divan-ı Harb-i Örfi s. 64..
3. Buhari Cihad 38; İbnu Mace Cihad 3.
4. Buhari Vesaya 9; Müslim Zekat 94-97; Tirmizi Zekat 38.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi