Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Senden hakkını çalandan hakkını çalmak günah mıdır?
- Ebu Zerr'in "Gece yatağa aç girip sabah kılıcını kuşanmayan adama şaşarım." sözü bunu destekler mi?
- Peygamberimiz ve sahabeler hicretten sonra kervanlarını gaspeden Mekkelilerin kervanlarını gasp etmiş midir?
Değerli kardeşimiz
Cevap 1:
- Ebu Zer’in (ra) “Gece yatağa aç girip sabah kılıcını kuşanmayan adama şaşarım.” şeklinde sözünün manası şudur:
İnsanlar için açlık çok önemlidir. Onun için insanları aç bırakmamak devletin ve zenginlerin önemli bir görevidir.
Ebu Zer’in bununla aç olanları isyan etmeye teşvik etmek gibi bir amacı olamaz. Bize göre bu söze “Her aç olan sabahleyin kılıcını kuşanıp devlete isyan etsin.” diye bir anlam yüklemek hiç de isabetli değildir.
Bu sözle amaçlanan şey açlığın insanlar üzerindeki olumsuz etkisinin boyutunu seslendirmektir. Yani insan aç kaldığı zaman hiç yapmaması gereken isyan gibi çok kötü bir davranış bile sergileyebilir. Onun için yetkili ve de etkili olanların insanın bu çok güçlü açlık dürtüsüne dikkat etmeleri gerekir. “Komşusu (başkası) aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.”(Hakim 4/167)manasındaki hadisin ifadesinde de açlık dürtüsünün güçlü boyutunu görmek mümkündür.
Bu sebeple Hz. Ebu Zer’in bu sözünün hakkı gasbedilen kimsenin karşı atağa geçmesini teşvik eden bir işaret sayılacağını düşünmüyoruz.
- Meselenin fıkhî boyutuna gelince bu konuda şunu söyleyebiliriz:
Burada iki husus vardır:
a) Eğer bir insanın başkası tarafından -gasbedilerek veya çalınarak- verilmeyen bir hakkı varsa bakılır; eğer karşı taraf -açıkça gasp ettiği veya çaldığı belli olan- bu malı normal şartlarda vermeyecekse bunu -aynısını veya benzerini- onun izni olmadan almakta bir sakınca yoktur. Kişinin hanımına veya çocuklarına nafaka vermemesi bir yere misafir olan kişiye misafirlik hakkı olan yiyecek ve içeceklerin verilmemesi gibi konular açık olan konulardır. Bu durumda olan kimseler gizlice kendi hakkı kadar bir malı alabilirler.
Nitekim rivayete göre Hind Hz. Peygamber (asm)'e “Kocası Ebu Süfyan’ın mala düşkün cimri biri olduğunu kendisine ve çocuklarına yetecek miktarda nafakasını vermediğini bu nafakayı onun haberi olmadan gizlice alıp alamayacağını” sormuş. Hz. Peygamber (asm) de: “Sana ve çocuğuna yetecek miktarda hakkın olan nafakayı onun haberi olmadan alabileceksin.” diye buyurmuştur.” (bk. Buhari Nefakat 9 14; Müslim Akdiye 7)
Bunun gibi insanlar tarafından malı gasp edildiği veya ödenmeyen borcunun olduğu açıkça bilinen bir kimse kendi hakkı kadar bir malı -karşı tarafa haber vermeden- alabilir. (bk. İbn Teymiye el-Fetava’l-Kübra 5/565-566)
b) Eğer söz konusu olan hak iddiası ispat edilmeye muhtaç bir konumda ise bu durumda o kimsenin “hakkımdır” diyerek karşı taraftan izinsiz bir şey alması caiz değildir. (İbn Teymiye a.y)
Cevap 2:
Hz. Peygamber (asm)’in bir kısım savaşları Müslümanların Mekke’den hicret ederken geride bırakmak zorunda kaldığı ve müşriklerin ele geçirdikleri mallarla ticaret yaparak Hz. Peygamber (asm) ve Müslümanlara karşı savaşmak için ordu hazırlayan Mekke müşriklerinin ticaret yollarını kontrol altına almak ve onları ekonomik bakımdan zayıflatmak gayesiyle yapılmıştır.
Mekke müşriklerinin yegâne geçim kaynakları ticaret idi. Şam tarafından sevk edilen kervanların silâhlı muhafızlarının Medine yakınından geçerken Müslümanlara zarar vermemeleri için takip edilmesi gerekiyordu. Bu itibarla Hz. Peygamber (asm) söz konusu gaza ve seriyyeleri müşrik kervanlarını takip maksadıyla sevk etmiştir. (İbn Hişâm es-Sîre thk. Mustafa Sekâ ve arkadaşları by. ts. II 241-242 245; Müslim Sayd 17)
Nitekim Bedir Savaşı Kureyşin ticaret kervanlarından elde ettiği kazançla giriştiği savaş hazırlığına engel olma gerekçesiyle yapılmıştır.
Ancak Ebu Süfyan müslümanların Bedir'e gelmekte olduğunu öğrenince kervanın yönünü değiştirdi. Deniz tarafından Mekke'ye yollandı. Müslümanlar Bedir'e gelince kervan çoktan uzaklaşmıştı.
Uhud Savaşı da Bedir mağlubiyeti sonrası Hz. Peygamber (asm)’den intikam almak düşüncesiyle Ebu Süfyan’ın Şam ticaret kervanının geliriyle hazırlanmıştı. (İbn Sa’d Tabakâ Beyrut 1985 II 37; Buhârî Menakıb 251 Megazi 2)
Savaşa hazırlanmada böylesine önemli bir yaptırım olan ticaret kervanlarının takibiyle finansal kaynakların kesilmesi Müslümanları sürekli tehdit eden Mekkeli müşriklere karşı Sîfü’l-Bahr Rabığ Harar Nahle Karde ve Îs seriyyeleri ile etkili bir yaptırım olarak kullanmıştır. (bk. Hamidullah Muhammed İslam Peygamberi çev. Salih Tuğ Ankara 2003 II 1036-1037)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi