Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Hanbeli mezhebinde namaz kılmayan kafir olduğu halde namazı terk edenin geçmiş namazları kaza etmesinin delili nedir?
- Kitaptan delillendirir misiniz?
Değerli kardeşimiz
- İslam dini belli bir mezhepten ibaret değildir. Buna Hanbeli mezhebi de dahildir.
Ehl-i sünnet alimlerinin cumhuruna göre namazı kılmayan kâfir olmaz. Kâfir olmadığı için de bir mümin olarak “oruç hac zekât” gibi vecibelerini kaza etmesi gerektiği gibi namazı da kaza etmesi gerekir.
- Dört mezhep alimlerinin ittifakıyla kazaya kalmış namazların kazası fevridir özürsüz tehir edilemez ilk fırsatta kaza edilecektir. (bk. V. Zuhayli el-Fıkhu’l-İslamİ 2/137)
- Namazın kazasıyla ilgili hadisler şöyledir:
“Biriniz bir namazı unutursa hatırladığında onu kılsın. Çünkü bunun başka bir kefareti yoktur.” (Buhari-Müslim Neylu’l-Evtar 1-2/332)
“Kim uykudan dolayı ve unutarak kılmadığı namazı hatırlayınca kılsın. Çünkü yüce Allah: 'Beni anmak için namaz kıl.' (Tâhâ 20/14)buyurmuştur." (Müslim Neylu’l-Evtar a.g.y)
“Kim vaktinde namaz kılmayı unutursa hatırladığı zaman kılsın. Çünkü Yüce Allah: ‘Beni anmak için namaz kıl.’ buyuruyor.” (Buhari Tirmizi hariç Kütüb-i Sitte Neylu’l-Evtar a.g.y)
- Aslında denilebilir ki Hz. Peygamber (asm)'in namazın kaza edilmesinden söz ettiği yerde “unutmak veya uyku” gibi iki gerekçeyi zikretmesinin sebebi kaza namazlarının ancak bu iki şarta bağlı olduğuna işaret etmek için değil mümin kimselerin mazeretsiz namazı terk etmesinin düşünülemeyecek kadar kötü bir şey olduğuna vurgu yapmak içindir.
Buna göre mümin bir kimse olsa olsa namazı ya uykuda olduğu ya da unuttuğu için terk edebilir. Bu üslup irşadın bir gereğidir.
Aksi takdirde şayet “Kim bir namazı terk ederse onu daha sonra kaza etsin.” demiş olsaydı birçok kimse namazı kazaya bırakmanın çok önemli bir şey olmadığını düşünür; vaktinde kılmazsam da sonra kılarım diyebilirdi. Oysa bu tarz bir düşünce çok ciddi bir laubaliliktir.
- Hz. Peygamber (asm)'in Hendek savaşında düşmanın fırsat vermemesi yüzünden ikindi namazını (bazı rivayetlerde dört veya beş vakit namazı) kazaya bıraktığı daha sonra bunları kaza ettiği bilinmektedir. (Tirmizi Nesai İbn Hanbel’in bu rivayetleri için bk. Nasbu’r-Raye 2/264-166)
- Hz. Peygamber (asm)'in bu gazvede unutmadan ve uykuda kalmadan geçirdiği bu namazlarını kaza etmesi işi sadece “unutma”ya bağlamının yersiz olduğunun delilidir.
- Zahiri mezhebi İmamı Davud ile onun talebesinin özelliği nasları zahirinden başka bir anlamda kabul etmemektir. Bu mezhebin tabileri iki elin parmağı kadardır. Daha doğrusu bu mezhep çoktan tarihe karışmıştır. İşte bu mezhep imamlarına göre hadiste “unutarak” denildiğine göre unutmadan bilerek kazaya bırakılan namazlar kaza edilmez.
-Halbuki “Allah’ın borcu ödenmeye en layıktır.” manasına gelen hadisin bu konudaki ifadesi çok açıktır. (İlgili hadis için bk. Buhari Savm 43; Müslim Sıyam 154 155; Neylu’l-Evtar 1-2/333)
- İmam Nevevi bu zahir mezhebine bağlı alimlerin görüşlerine itibar edilmeyeceğini bu görüşün bir cehalet mahsulü olduğunu belirtmiştir. (bk. Nevevî Şerhu Sahihi Müslim 5/183)
- Bilerek de olsa vaktinde kılınmayan namazın kaza edilmesinin gerekli olduğu konusunda dört mezhep alimlerinin ittifakı bir icma hükmündedir. Bunun dışındaki görüşlere itibar edilmez.
- Hanbeli mezhebine göre bilerek mazeretsiz olarak namazı terk eden kimse kâfir olur. Tövbe etmezse (küfren) öldürülür. Eğer namazı hastalık gibi bir mazeretten ötürü terk etmişse o zaman namazı gücü nispetinde kılması istenir Yine de kılmazsa (hadden) öldürülür. (İbn Kudame el-Muğni 2/329)
Öyle anlaşılıyor ki Hanbelilere göre kazası yapılan namaz “hastalık unutkanlık uyku” gibi mazeretler sebebiyle kılınmayan namazlar için geçerlidir.
Onlara göre kaza namazları için hiçbir kerahet vakti yoktur. Yani bilinen kerahet vakitlerinde de kaza edilir. Maliki ve Şafiilerin görüşü de budur. (bk. İbn Kudame el-Muğni 2/80)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi