Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Namazda susup imamı dinlemek vaciptir. Dalgınlıktan dolayı dikkat etmese kasıt olmadığı için bundan dolayı namaz bozulmuş olmaz. Yalnızca sevabı azalır.
İmama Uyan Cemaatin (Muktedî) Kıraatı:
Hanefîlere göre imama uyan için kıraat yoktur. Dayandıkları deliller şunlardır:
a. Kitap
Âyette şöyle buyurulur:
"Kur'ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki merhamet olunasınız." (el-A'râf 7/204).
Ahmed b. Hanbel bilginlerin bu âyetin namaza ait olduğunda görüş birliği içinde bulunduklarını belirtir. Âyet; "dinleme" ve "susma"yı emretmektedir. Birinci sabah akşam ve yatsı namazları gibi sesli (cehrî) okunan namazlara âittir. Susma ise açık veya gizli okunsun. Bütün namazları kapsamına alır. Buna göre namaz kılanların sesli namazda dinlemeleri sessiz kılınanlarda ise susmaları vacip olur. Bu prensibe uymamak tahrimen mekruhtur.
b. Sünnet
Hadiste şöyle buyurulur:
"Kim imanın arkasında namaz kılarsa imamın kıraati onun da kıraatidir." (İbn Mâce İkâme 13).
Bu hadis gizli ve açık okunan bütün namazları kapsamına alır. Başka bir hadiste söyle buyurulur:
"İmam kendisine uyulmak için öne geçirilmiştir. Bu yüzden o tekbir alınca siz de alınız. Okuduğu zaman ise susunuz." (Buharî Salât 18 Ezân 51 74 82 128 Taksîru's-Salât 17; Müslim Salât 77 82).
Hz. Peygamber (s.a.s) bir gün ikindi namazını kıldırırken arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi'sme Rabbike la'lâ" suresini okumaya başladı. Rasûlüllah (s.a.s) namazın sonunda cemaate dönerek okuyanın kim olduğunu sordu. Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz. Peygamber (s.a.s): "Ben sizden bazılarınızın benimle münâkaça ettiğinizi sandım." (Müslim Salât 48) buyurdu. Bu hadis gizli okunan namazda cemaatın kıraatte bulunmaması gerektiğine delâlet eder. Sessiz kılman namazda böyle olunca sesli okunan namazlarda öncelikle gerekli olur.
c. Kıyas.
Cemaat üzerine kıraat gerekseydi diğer rükünlerde olduğu gibi namaza imam rükuda iken yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu. Ama rükûda yetişen kimse o rek'ate yetişmiş sayılır. Böylece cemaatin kıraati cemaate sonradan yetişenin (mesbûk) kıraatine kıyas yapılmıştır (el-Kâsânî Bedâyîu's-Sanâyi' Beyrut l 110 vd.; ez-Zühaylî el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletuh Dımaşk l 648)
Hanefilerin dışında kalan çoğunluk İslâm hukukçularına göre namazda kıraat olarak Fâtiha'nın okunması gerekir.
"Fâtiha okumayanın namazı yoktur."
"Kendisinde Fâtiha okunmayan namaz yeterli olmaz."
"Namazı ben nasıl kılıyorsam siz de öyle kılınız."
hadisleri bunun delilleridir (bk. İbn Rüşd Bidâyetü'l-Müctehid Mısır ty. I 119 vd.; İbn Kudâme el-Muğnî 3. baskı Kahire ty. I 376-491 562-568; eş-Şîrâzî el-Mühezzeb Matbaatü'l-Bâbî el-Halebî I 72).
Her namazın ilk iki rek'atında Fâtiha'dan sonra bir sûre okunması ise sünnettir. İmama uyan kimse gizli okunan (sırrı) namazda Fâtiha ve bir sûre okur. Mâlikî ve Hanbelîlere göre sesli okunan (cehrî) namazda hiçbir şey okumaz. Şâfiîlere göre ise cehrî'de yalnız Fâtiha'yı okur. Ahmed b. Hanbel'in açıklık kazanan görüşüne göre cemaat imamın ilk ara verişinde Fatihâ'nın yarısını ikinci arada ise geri kalanını okur. Bu ikisi arasında imamın okuyuşunu dinler (ez-Zühaylî a.g.e. I 649).
Şafiiler şöyle demişlerdir: Her rekatta imama uyan kişinin Fatiha'yı okuması gerekir. Bunun dayandığı delil şöyledir: Ubade b. Samit (ra)'dan rivayet edilen bir hadisi şerifte şöyle geçmektedir. "Hz. Peygamber (s.a.s) sabah namazını kıldırırken okumakta zorluk çekmiştir. Namazdan ayrılınca şöyle buyurmuştur: İmamınızın arkasında Kur'an okuduğunuzu görüyorum. Ubade demiştir ki; biz ona: Evet vallahi dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuşdu: "Fatiha dışında bunu yapmayın. Çünkü Fatiha'yı okumayanın namazı yoktur." (Bu hadisi Ebu Davud Tirmizi Ahmed ve İbni Hibban rivayet etmişlerdir.)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi