Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hz. Ali "Namazı gücünüz yettiği kadar kılınız Allah namaz için hiç kimseye azap etmeyecektir." (Musannef 3/78) demiş midir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Buna göre Allah namaz kılmayanlara azap etmeyecek midir?

Değerli kardeşimiz

Hz. Ali (ra)’ye ait olan bu söz farz ve vacip namazlarla ilgili değildir; nafile namazlarla ilgilidir. Ayrıca bu sözün geçtiği yer ve cümledeki konumu dikkatle incelenirse “namazı kılmayanın değil namazı kılanın cezalandırılmayacağı” şeklinde olduğu anlaşılır. Çünkü: Musannef'te Duhâ / Kuşluk Namazı babında yer alan ve İbn Cüreyc’in Cafer b. Muhammed’den onun da Hz. Ali (ra)’den naklettiği 4865 no’lu mevkuf haberin doğru tercümesi şöyledir:

“Hz. Ali’ye insanların ihdâs ettiği bu namazdan (kuşluk namazından) bahsedilince şöyle derdi: Gücünüz yettiği kadar kılın! Allah namaz yüzünden (fazladan namaz kıldınız diye) azab etmez (fe innallâhe lâ yüazzibü ale’s-salâti)”.

Son cümlenin sıhhatli tercümesinin böyle olması gerektiğine delil aynı eserdeki 3467 no’lu yine Hz. Ali’ye ait bir diğer rivayettir. (bk. San’ânî Ebû Bekr Abdü’r-Rezzâk b. Hemmâm el-Musannef Beyrut 1403 3/78;  2/305)

Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde; “Namazı kılınız ve zekâtı veriniz..." buyurulur.

"Bütün namazları ve orta namazı muhafaza edin." (Bakara 2/238).

"Şüphesiz namaz müminlere vakitle belirlenmiş olarak farz kılınmıştır." (Nisa 4/103).

"Oysa onlar tevhid inancına yönelerek dini yalnız Allah'a tahsis ederek O'na kulluk etmek namazı kılmak ve zekatı vermekle emr olunmuşlardır. İşte doğru din budur."(Beyyine 98/5).

"Namazı kılın zekâtı verin ve Allah'a samimiyetle bağlanın. O sizin mevlânızdır. O ne güzel mevlâ ve ne güzel yardımcıdır." (Hacc 22/78).

Bu konuda rivâyet edilmiş çok sayıda hadis vardır. Bu hadislerden bazıları şunlardır:

"İslâm beş temel üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka bir ilâh bulunmadığına Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet etmek namaz kılmak zekât vermek haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır." (Buhârî İman 1 2; Müslim İmân 19-22).

Hz. Peygamber (asm) Muaz b. Cebel (r.a)'i Yemen'e gönderirken ona şöyle buyurmuştur:

"Sen Ehl-i kitap olan bir topluma gidiyorsun. Onları ilk önce Allah'a kulluk etmeğe çağır. Allah'ı tanırlarsa Allah'ın onlara gecede ve gündüzde beş vakit namazı farz kıldığını söyle…” (Buhârî Zekât 41 63 Meğâzî 60 Tevhîd 1; Nesâî Zekât 1; Dârimî Zekât I ).

Diğer yandan İslâm ümmeti bir gün ve gecede beş vakit namazın farz olduğu konusunda görüş birliği içindedir.

Bir günle gece içinde farz olan namazların sayısı beştir. Yalnız vitir veya bayram namazları vacib hükmündedir. Bir bedevi ile ilgili olarak rivayet edilen şu hadis beş vakit farz namaza delildir:

"Bir gün bir gecede farz olan namazlar beştir." Bedevî; "Benim üzerimde bundan başka bir borç var mıdır?" diye sorunca Allah'ın Resulu (asm) şöyle cevap vermiştir:

"Hayır kendiliğinden nafile olarak kılarsan bu müstesnadır." Bunun üzerine bedevî:"Seni hak olarak gönderen Allah'a yemin olsun ki bundan ne fazla ne de eksik yaparım." dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:

"Eğer doğru söylüyorsa bu adam kurtulmuştur."(Buhârî İmân 34 Şehâdât 26; Müslim İmân 8 10 15 17 18; Ebû Dâvûd Salât 1).

Namazı Terketmenin Hükmü

Namazın akıllı büluğ çağına girmiş hayız ve nifastan temizlenmiş her Müslümana farz olduğu konusunda görüş birliği vardır. Namaz ve oruç gibi bedenî ibadetlerde vekâlet ve niyabet geçerli değildir.Namazın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar. Çünkü namaz kesin ayet hadis ve icma delilleriyle sabittir. Tembellik veya umursamazlık sebebiyle namazı terkeden âsî ve fasık olur.

Namazı kılmamak dünya ve âhirette azaba sebep olur. Âhiretteki azapla ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Onlar suçlulara sorarlar: Sizi Sakar cehennemine sürükleyen nedir? Suçlular şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik."(Müddessir 74/40-43).

"Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki namazı terkettiler heva ve heveslerine uydular. Onlar bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir. Fakat tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır."(Meryem 19/59 60).

"Vay o namaz kılanların haline ki onlar kıldıkları namazdan habersizdirler."(Mâûn 107/4-5).

Hz. Peygamber (asm)'de şöyle buyurmuştur: "Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar." (Ahmed b. Hanbel IV 238 VI 461).

Namazını unutarak uyanamayarak veya tembellik yüzünden zamanında kılamayan bunu kaza eder. Hadis-i şerifte;

"Kim uyuyarak veya unutmak suretiyle namazını kılmamış olursa hatırladığında hemen kılsın."(Ebû Davûd Salât 11; İbn Mâce Salât 10; Nesaî Mevakît 53) buyurulur.

Fakihlerin büyük çoğunluğuna göre; uyumak veya unutmak gibi bir özür sebebiyle namazım vaktinde kılamayanın kaza etmesi gerekince özürsüz olarak tembellik yüzünden kılmayana öncelikle kaza gerekir. Namazı vaktinde kılamadığından dolayı da Allah'a ayrıca tövbe ve istiğfar etmesi gereklidir. Cenab-ı Hak kendisine ortak koşmanın dışında kalan günahları affedebilir. Namazı da içine alabilen bu affın kapsamıyla ilgili çeşitli nasslar vardır:

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:

"Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını affetmez. Bunun dışında dilediği kimseyi affeder." (Nisâ 4/48).

Ubâde b. es-Sâmit'in naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur:

"Kullarına farz kıldığı beş vakit namazı küçümsemeden hakkını vererek eksiksiz olarak kılan kimseyi Allah Teâlâ cennetine sokmaya söz vermiştir. Fakat bu namazları yerine getirmeyenler için böyle bir sözü yoktur. Dilerse azap eder dilerse bağışlar."(Ebû Dâvûd Vitr 2; Nesâî Salât 6; Dârimî Salât 208; Mâlik Muvatta' Salâtül-Leyl 14).

Ebû Hureyre (r.a)'ın naklettiği bir hadiste de şöyle buyurulur:

"Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey farz namazdır. Eğer bu namazı tam olarak yerine getirmişse ne güzel. Aksi halde şöyle denilir: Bakın bakalım bunun nafile namazı var mıdır?" Eğer nafile namazları varsa farzların eksiği bu nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer farzlar için de aynı şeyler yapılır..." (Tirmizî Salât 188; Ebû Dâvûd Salât 145; Nesaî Salât 9 Tahrîm 2; İbn Mâce İkame 202).

Bu duruma göre farz namazların eksisini sünnet ve diğer nafile namazlar tamamlamaktadır. Farz vacib veya sünnet ayırımı yapılmaksızın ibadetlerin yerine getirilmesi müminin gayesi olmalıdır. Çünkü bu dünyevî huzur ve mânevî mutluluk kaynağı olması yanında ahiret için de en büyük hazırlıktır.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi