Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Abdullah İbnu Ömer müezzinin tesvib yapmasını yasaklamış mıdır?
Değerli kardeşimiz
Soruya neden olan konu ile ilgili rivayet şöyledir:
Mücahid şöyle demiştir: Abdullah İbnu Ömer (ra) ile beraber bir mescide girdim. Ezan çoktan okunmuştu. Biz namaz kılmak istiyorduk. Müezzin tesvibte bulundu. Abdullah mescidi terketti ve: "Haydi bizi bu bidatçinin yanından çıkar!" dedi. (Ebu Davud Salat 45; Tirmizi Salat 145)
Burada bahsedilen ve İbn Ömer (r.a.)'ın da hoşlanmayıp bidat saydığı tesvib ezanla kamet arasında "Kad kâmeti's-sâlah Hayye alessalat Hayye alel-felah" denilerek yapılan tesviptir ki bunu alimlerimiz mekruh saymışlardır.
Bu durum bizim örfümüzde ezanın bittiğini ve namaza başlanabileceğini ifade eden uygulamamıza benzemez. Ayrıca bu adetimiz tesvib de sayılmaz. Çünkü tesvib dışarıda olan cemaate yönelik yapılır. Onlara cemaati kaçırmamaları için namaza başlanıldığını haber vermektir.
Bilindiği üzere sabah ezanında müezzin 'hayya ale'l- felah' dedikten sonra iki defa da; 'es- salâtu hayrun mine'n-nevm' der. Çünkü rivayete göre Bilâl (ra) evinde uzanmış olan Rasûlullah (a.s.m.)’a sabah namazı vaktinin girdiğini bildirmek için hane-i saadetlerinin kapısına geldiğinde iki defa 'es-salâtu hayrun mine'n-nevm' (yani namaz uykudan daha hayırlıdır) demiş; bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m.); “Bu ne güzel şey! Sen bunu ezanına ekle.” buyurmuştur. (Müslim Salât 6; Ebû Dâvud Salât 28; Tirmizî Salât 145; İbn Mace Ezan 3)
Ayrıca Hanefî fakihleri tesvîbin varlığını kabul ederek zamanın zorluklarını insanların gafletini cemaatin tembellîğini düşünerek ezandan sonra cemaati bölgenin örfüne göre davet etmede bir sakınca görmemişlerdir. (bk. Mavsılî İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar Ümit Yayınları: 1/82-85; Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi Şamil Yayınları: 2/361-362)
Buna göre sünnetten önce salavat getirerek cemaati namaza kaldırmak bidat değildir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi