Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Sünnet / nafile namazlar ve faziletleri ile ilgili hadisler nelerdir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Cevap

Değerli kardeşimiz

NAFİLE: Bağış hibe ganimet malı zorunlu olmaksızın yapılan iş. Farz veya vacib namazlar dışında kalan ve Resûlullah (s.a.s)'ın kıldığına dair rivayet bulunan namazlar demektir. Bunlar da sünnet olan nâfileler ve mendup olan nafileler olmak üzere ikiye ayrılır. Sünnet olan nâfile Allah elçisinin yapmağa devam ettiği ve ancak nâdir olarak yapmadığı kuvvetli işlerdir. Kimi zaman bu işleri yapmamasının sebebi insanlara farz olmadığını göstermektir. Mendup olan nâfile ise Hz. Peygamber'in bazen yapıp bazen yapmadığı kuvvetli olmayan sünnetlerdir. Menduba müstehap da denir.

Fıkıh usûlünde nâfile sünnet tatavvu müstehap ve ihsan terimleri "mendup"la eş anlamda kullanılır. Nâfile ibadetleri aşağıdaki şekilde tasnif etmek mümkündür:

A. Müekked Olan Sünnetler

Beş vakit namaza ve cuma namazına bağlı olarak kılınan namazların bir bölümü müekked sünnettir. Bir hadiste bu nitelikteki sünnetler şöyle belirlenmiştir:

"Her kim bir gün ve gecede farz namazlar dışında on iki rekat namaz kılarsa Allah Teâlâ ona cennette bir ev bina edecektir. Bunlar şu namazlardır: Sabah namazından önce iki rekat öğleden önce dört rekat öğleden sonra iki rekat akşamdan sonra iki rekat ve yatsıdan sonra iki rekat."(Tirmizi; Salât 189; Nesâî Kıyâmül-Leyl 66; İbn Mâce İkâme 100).

Namazlara bağlı olan müekked sünnetleri şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Sabah namazının farzından önce kılınan iki rekatlık sünnet: Bu namaz en kuvvetli bir sünnettir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Sizi atlar kovalasa da sabah namazının iki rekat sünnetini terketmeyin."(Ahmed b. Hanbel II 405).

"Sabah namazının iki rekatı sünneti dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır." (Müslim Misâfirîn 96 97; Tirmizî Salât 190).

Hz. Âişe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber sabah namazının iki rekatı gibi başka hiçbir nâfile namaza devam etmemiştir." (Buhâri Teheccüd 27; Müslim Misâfirîn 94; Ebû Dâvûd Tatavvu' 2; Ahmed b. Hanbel VI 43 54 170).

Başka bir sünnet kaza edilmezken yukarıdaki hadisler sebebiyle sabah namazını kılamayan kişi aynı gün zevalden önce onu kaza ederken sünnetini de birlikte kılar. Diğer yandan ikinci rekatta bile imama yetişebileceğini anlayan kimse önce sünneti kılar daha sonra imama uyar.

2. Öğle veya cuma namazından önce kılınan dört rekat namaz. Hz. Âişe şöyle demiştir:

"Resûlullah (s.a.s) öğleden önce dört sabah namazından önce de iki rekat namaz kılmayı terketmezdi." (Nesâî Kıyâmü'l-Leyl 56).

3. Öğle namazından sonraki iki rekât namaz. Bu iki rekat müekked sünnet olup bunun dörde tamamlanması ise menduptur. Cuma namazından sonra tek selâmla kılınan dört rekat nâfile namaz da müekked sünnetlerdendir. Hadiste şöyle buyurulur:

"Hz. Peygamber cuma namazından önce dört cuma namazından sonra dört rekat namaz kılar rekatlar arasını selâm ile ayırmazdı." (Zeylaî Nasbur-Râve II 206).

4. Akşam namazından sonra iki rekât. Bu da Allah elçisinin devam ettiği sünnetlerdendir.

5. Yatsı namazından sonra iki rekat. Bunun delili; gün ve gecede on iki rekat nâfile namaza devam eden için Allah Teâlâ'nın cennette bir köşk bina edeceğini bildiren hadistir (Tirmizî Salât 189; Nesâî Kıyâmül-Leyl 66; İbn Mâce İkâme 100).

6. Terâvih namazı: Bu namaz erkek ve kadın için müekked sünnettir. Çünkü terâvih namazına hem Hz. Peygamber hem de ondan sonra raşid halîfeler ve ashab-ı kirâm devam etmişlerdir. Terâvih namazını cemaatle kılmak sünnettir. Çünkü Resûlullah (s.a.s) Ramazanın üçüncü beşinci yedinci ve yirminci gecelerinde bu namazı mescitte cemaatle kılmıştır. Sonra müminlere farz olur endişesiyle mescide çıkıp kıldırmamıştır (Zeylaî a.g.e. II 152; eş-Şevkânî Neylül-Evtâr III 50 vd.; ez-Zühayli el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh Dimaşk 1405/1985 II 43).

Terâvih namazı Ramazen ayına mahsus olup yatsı namazından sonra ve vitirden önce kılınır. Bu namazın gece yarısından veya gecenin üçte birinden sonraya bırakılması müstehaptır. Terâvih namazı tek başına kılınabilir fakat cemaatle kılınması daha faziletlidir.

Hanefilere göre terâvih namazının rekat sayısı yirmi olup bu sayı Hz. Ömer'in uygulamasına dayanır. Çünkü Hz. Ömer halîfeliğinin sonuna doğru bu namazı Mescid-i Nebevî'de Devlet başkanı olarak yirmi rekat kıldırmıştır. Bu miktara sahabeden karşı çıkan olmamıştır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Benden sonra benim sünnetimden ve raşid halîfelerimin yolundan ayrılmayın." (Ebû Dâvûd Sünnet 5; Tirmizî İlim 16; İbn Mâce Mukaddime 6; Dârimî Mukaddime 16). Ebû Hanîfe'ye Hz. Ömer'in yaptığı uygulama sorulunca şöyle demiştir:

"Teravih kuvvetli bir sünnettir. Hz. Ömer onu kendiliğinden çıkarmış değildir. O bu konuda yeni bir şey de icad etmedi. O bunu ancak kendi bildiği bir delile dayanarak yapmıştır. Resulullah (s.a.s)'den bir ahid olarak yapmıştır" (ez-Zühaylî a.g.e. II 44).

Bazı hadis bilginleri ise Allah elçisinin Ramazanda terâvihi sekiz rekat olarak kıldığını tesbit etmişlerdir. Bunun delili Buhârî'nin ve başkalarının Hz. Âişe'den naklettikleri şu hadistir:

"Hz. Peygamber ne Ramazanda ve ne de Ramazen dışında on bir rekattan fazla nâfile namaz kılmamıştır."(Buhârî Teheccüd 16; Terâvih 1; Müslim Misâfirîn 125; Tirmizî Mevâkît 208).

Yine İbn Hibbân Sahîh'inde Câbir (r.a)'den şu hadisi rivayet etmiştir:

"Hz. Peygamber kendilerine sekiz rekat namaz kıldırdıktan sonra vitir namazını kıldırmıştır."(Şevkânî a.g.e. III 53).

Bu duruma göre terâvih namazının sekiz rekatının müekked sünnet olduğunda şüphe yoktur. İbnül-Hümâm gibi bazı bilginler ise sekiz rekattan fazlasının müstehap olduğunu söylemişlerdir. Bu durum yatsı namazının farzından sonra dört rekat nâfile namaz kılmaya benzer ki bunun da ilk rekatı müekked sünnet iki rekatı da müstehap olur (İbnül-Hümâm Fethul-Kadîr Mısır 1316/1898 I 333 334).

B. Gayri Müekked Sünnetler

Hz. Peygamber'in kesintisiz devam etmediği ve bazen terkettiği sünnetler olup bunlara mendup da denir. Bu namazlar şunlardır:

1. İkindi namazından önce tek selamla kılınan dört rekat namaz. Resulullah (s.a.s) bu namaz hakkında şöyle buyurmuştur:

"İkindi namazından önce dört rekat namaz kılan kimseye Allah rahmet etsin." (Tirmizî Salât 301).

2. Yatsı namazından önce kılınan dört rekat namaz. Hz. Âişe (r.anha)'den şöyle dediği nakledilmiştir:

"Hz. Peygamber yatsıdan önce dört rekat namaz kılardı." (Zeylaî a.g.e. II 145 vd.; Şevkânî a.g.e. III 18).

3. Evvâbîn namazı: Evvâbîn evvâb kelimesinin çoğulu olup Allah Teâlâ'ya çokça yönelen kişi anlamına gelir. İki ilâ altı rekata kadar kılınabilir. Bir iki veya üç selâmla kılmak mümkündür. Hz. Peygamber akşam namazından sonra altı rekat namaz kılınan evvâbînden sayılacağını bildirmiş ve arkasından şu ayeti okumuştur:

"Eğer siz iyi olursanız şunu iyi bilin ki Allah kötülükten yüz çevirerek tövbeye yönelenleri (evvâbîn) son derece bağışlayıcıdır."(İsrâ 17/25; İbn Kesîr Tefsîr; İstanbul 1985 V 64 65; Şürünbülâlî Merâkıl-Felâh İstanbul 1984 s. 74).

Bunlar farz namazlara tabi olan nafile namazlardır.

C. Bağımsız Nâfile (Mendup) Namazlar

Beş vakitteki farz namazların sünnetlerinden başka bir takım nâfile namazlar daha vardır ki bunlar müstehap mendup veya tatavvu' adı verilen nâfilelerdir:

1. Kuşluk Namazı

En az iki rekat olup sağlam görüşe göre dört veya sekize kadar kılınabilir. Mendup bir namazdır. Vakti güneşin bir mızrak boyu yükselmesi ile başlayıp zeval vaktine yirmi dakika veya yarım saat kalıncaya kadar devam eder. Hz. Âişe'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) kuşluk namazını ikişer ikişer dört rekat olarak kılar birinci selâmdan sonra dünya sözleri konuşmazdı."(es-San'ânî Sübülü's-Selâm Kahire 1950 II 16). Müslim'in rivayeti ise şöyledir:

"Hz. Peygamber kuşluk namazını dört rekat olarak ve Allah'ın dilediği kadar ilâvede bulunarak kılardı."

2. Teheccüd Namazı

Yatsı namazından sonra daha uyumadan veya kısa bir uykudan sonra kalkıp kılınacak nâfile namaza "gece namazı (salatül-leyl)" denir. Bir süre uyuduktan sonra gecenin yarısından imsak vaktine kadar kalkılıp kılınırsa "teheccüd" adını alır. Teheccüd namazı iki rekattan sekiz rekata kadardır. Her iki rekatta bir selam verilmesi daha faziletlidir.

Teheccüd namazı Hz. Peygamber'e farzdır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:

"Ey Muhammed! Gecenin bir bölümünde uyanıp sırf sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere Kur'an'la gece namazı kıl. Rabbinin seni Makam-ı Mahmuda erdireceğini umabilirsin." (İsrâ 17/79).

Bu namaz diğer Müslümanlara sünnet veya müstehap derecesindedir.

Teheccüd namazına diğer müminleri de teşvik eden ayet (bk. el-Müzzemmil 73/20; es-Secde 32/16; el-Furkân 25/63 64; ez-Zâriyât 51/17 18; Âli İmrân 3/16 17) ve hadisler vardır. Abdullah b. Ömer (r.a)'nın kendisini rüyada cehennemde görmesi ve bir meleğin yaklaşarak "korkma" demesini Resulullah (s.a.s)'a anlatması üzerine Allah elçisi şöyle buyurmuştur: "Abdullah ne iyi adamdır. Fakat kalkıp gece namazı kılmayı âdet edinseydi ne iyi olurdu." Abdullah b. Ömer bundan sonra gece uykusunu azaltmıştır. Buradan teheccüd namazına devam eden her ferdin iyi olarak anılmaya lâyık olduğu anlaşılır (ez-Zebîdî Sahîh-ı Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi Ankara 1982 IV 29 30 H. No: 576). Başka bir hadiste şöyle buyurulur:

"Gece namazına devam edin. Çünkü gece namazı kılmak sizden önceki salih kulların âdetidir. Rabbinize karşı bir taattır kötülükleri örtücü ve günah işlemekten alıkoyucudur." (Tirmizî Deavât 101).

3. Abdest Namazı

Abdestten veya gusül abdestinden sonra vakit elverişli ise yaşlık kuruyacak kadar bir süre geçmeden iki rekat namaz kılınması menduptur. Hadiste şöyle buyurulmuştur:

"Her kim abdest alır abdesti güzel yapar sonra kalkıp iki rekat namaz kılarsa ve bu iki rekata kalbiyle yönelirse o kimseye cennet vacib olur." (Buhârî Vüdû 24; Müslim Tahâre 5 6 17; Ebû Dâvûd Tahare 65).

4. Tahiyyetü'l-Mescid Namazı

Tahiyye selâm vermek demektir. Tahiyyetül-Mescid de; mescide selâm vermek anlamına gelir. Mescide ilk giren kimsenin Mescidin Rabbine selâm vermek ve onu yüceltmek amacıyla iki rekat namaz kılması menduptur. Bir günde ta'lim teallüm vb. sebeplerle birkaç kere mescide girmek zorunda olan kimselerin bu namazı ilk girişte bir kere kılması yeterlidir. Hadiste şöyle buyurulur:

"Sizden her kim mescide girerse iki rekat namaz kılmadan oturmasın."(Buhârî Salât 60 Teheccüd 35; Müslim Misâfirîn 69 70; Tirmizî Salât 118).

Bir mescide girip meşguliyetinden veya vaktin darlığından ya da kerahetinden ötürü tahiyyetü'l-mescid yapamayacak kimse şu duayı okumayı yeterli ve müstehap görülmüştür:

"Sübhânellah vel-Hamdûlillah ve la ilahe illallahü vellahu ekber"

Anlamı:"Allahı her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Allah herşeyden yücedir". Diğer yandan bir mescidde her hangi bir namazı kılmak veya orada bir farzı kılmak için imama uymak niyetiyle girmek de tahiyyetü'l-mescid yerine geçer.

5. İstihare Namazı

İstihâre; bir şeyin hayırlı olanını istemek demektir. İstihâre namazı nasıl hareket edileceği bilinemeyen mübah işlerde manevi bir işarete nail olmak için kılınan iki rekatlık bir namazdır. Cabir b. Abdullah (r.a) şöyle demiştir:

"Hz. Peygamber bütün işlerde bize Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi istihâreyi öğretir ve şöyle buyururdu:

'Sizden biri bir iş yapmak istediği vakit farz dışında iki rekat namaz kılsın ve istihâre duasını okusun.'." (bk. Buhârî Teheccüd 25; Deavât 49; Tevhîd 10; Tirmizî Vitr 18; İbn Mâce İkâme I 18; Ahmed b. Hanbel III 344).

İstihâre duasından sonra kıbleye yönelerek yatılır (Dua için bk. "istihare" maddesi; Hamdi Döndüren Delilleriyle İslâm İlmihali İstanbul 1991 350 351).

6. Tesbih Namazı

Dört rekatlı bir namaz olup her rekatta Fâtiha ve bir sûre okunur. Bir veya iki selâmla tamamlanır. Bu namazda üç yüz kere şu tesbih duası okunur:

"Sübhanallahi vel-hamdü Lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vellahü ekber ve !â havle velâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm."

Anlamı:

"Allahı her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. Allah herşeyden yücedir. Büyük ve yüce olan Allah'dan başka hiç bir güç ve kudret sahibi yoktur ".

Hz. Peygamber amcası Abbas (r.a)'a kendisini Allah'a yaklaştıracak bir ameli bildirmek için tesbih namazını talim buyurmuş ve eğer bu namazı kılarsa günahları kum yığınları kadar çok olsa bile Allah'ın bunları mağfiret edeceğini bildirmiştir. Bu namazı her gün bu olmazsa cuma günü bu olmazsa ayda veya yılda bir kere başka rivayette ömründe bir defa kılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî Vitr 19; İbn Mâce İkame 190; Ebû Dâvûd Tatavvu' 14 ve "Namaz" maddesi).

7. Hâcet Namazı

Dünyevî ve uhrevî isteği olan kimse abdest alır yatsı namazından sonra iki veya dört rekat başka bir görüşe göre on iki rekat namaz kılar sonra Allah Teâlâ'ya senâda ve Hz. Peygambere salatü selâmda bulunur bundan sonra hâcet duasını okuyup isteğinin gerçekleşmesini Yüce Allah'dan ister.

Abdullah b. Ebî Evfâ (r.a)'dan nakledildiğine göre Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

"Her kimin Allah'dan bir dileği olursa veya insanlardan bir isteği olursa önce abdest alıp iki rekat namaz kılsın sonra Allah'a hamd ve senada bulunsun ve Hz. Peygambere salatü selâm getirsin. Sonra şu duayı okusun:

"Lâ ilâhe illallahul-halîmül-kerîm. Sübhânellahi Rabbil-arşil-azîm. el-Hamdü lillâhi Rabbil-âlemin nes'elüke mûcibâti rahmetike ve azâime mağfiretike vel-ganîmete min külli birrin ve's-selâmete min külli ismin. Lâ teda'lî zenben illâ gafertehû ve lâ hemmen illâ mezahtehû ve lâ hâcete hiye leke rizan illâ kadaytehâ yâ erhamerrâhimîn."

Anlamı:

"Halîm ve kerîm olan Allah'dan başka ilâh yoktur. Yüce arşın Rabbi olan Allah'ı tesbih ederim. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Allah'ım! Rahmetini gerektiren şeyleri kesin affını her iyiliği elde etmeyi her günahtan uzak olmayı senden dilerim. Affetmediğin hiçbir günah feraha çıkarmadığın hiçbir tasa senin rızana uygun olan hiçbir ihtiyacı da karşılamadan bırakma. Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım." (Tirmizî Vitr 17; İbn Mâce 189; Hamdi Döndüren a.g.e. s. 352 353).

8. Yolculuk Namazı

Bir Müslümanın yola çıkacağı veya yoldan döndüğü zaman iki rekat namaz kılması menduptur. "Hz. Peygamber yolculuktan gündüz kuşluk vakti döner Mescid-i Nebevî'ye giderek iki rekat namaz kılar orada bir süre otururdu." (bk. Buhârî Salât 59; Cihâd 198).

9. İstiska (Yağmur İsteme) Namazı

Şiddetli kuraklık hüküm süren zamanlarda yağmur duası yapılır. Çünkü Kur'an'da Nûh Mûsâ ve Hûd peygamberlerin kavimlerine su verilmesi için yaptıkları dualardan söz edilir (bk. Nûh 71/10-12; Bakara 2/60).

Enes b. Malik (r.a)ten rivayete göre Allah Rasûlü cuma hutbesi irad ederken şiddetli kuraklığın hüküm sürdüğünü ürünün ve hayvanların telef olduğunu söyleyen bir adamın isteği üzerine; Allahım bize su ver Allah'ım bize su ver" diye dua etmiştir. Bunun üzerine gökte hiç bulut yokken birden bulutlar belirmiş ve yağmur yağmaya başlamıştır. Bir hafta süren yağmurlar âfet halini almaya başlayınca ertesi hafta aynı adamın yağmurun kesilmesini istemesi üzerine Allah'ın Resulü şöyle dua etmiştir:

"Allah'ım! Yağmuru üzerimize değil çevremize dağlara tepelere vadilere ve ağaçlı yerlere ver." Bu dua ile yağmur kesilmiştir (Buhârî İstiskâ 6; Müslim İstiskâ 8).

Ebû Hanîfe'ye göre istiska; dua ve istiğfardan ibarettir. Bu yüzden bu dua özel bir namaz kılmadan ve hutbe okumadan yerine getirilebilir. Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e göre ise yağmur duası namazının ihtiyaç varsa hazarda veya seferde kılınması menduptur. Yağmur gecikirse bu dua günler boyu tekrarlanır. Çünkü Allah Teâlâ duada ısrarlı olanları sever (bk. el-Kasânî el-Bedâyi' I 282; İbnül-Hümâm Fethul-Kadîr I 437; İbn Abidîn Reddül-Muhtar I 790 vd.; Hamdi Döndüren Delilleriyle İslâm İlmihali İstanbul 1991 s. 353 vd.).

10. Küsûf Namazı

Güneş tutulmasına "küsûf" ay tutulmasına "husûf" denir. Güneş tutulduğu zaman bir beldede cuma namazını kıldıran imam ezansız ve kametsiz olarak en az iki rekat namaz kıldırır. Ebû Hanife'ye göre bu namaz gizli Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre açıktan kıraatla kılınır.

Hz. Peygamber güneş tutulduğu zaman iki rekat namaz kıldırmış ve arkasından şöyle buyurmuştur:

"Bu olaylar Allah'ın büyüklüğünü gösteren delillerdir. Allah Teâlâ bunlarla kullarını korkutmak istiyor. Bunları gördüğünüz zaman en son kıldığınız farz namaz gibi namaz kılın." (Buhârî Küsûf 1 17; Ebû Dâvûd İstiskâ 4 9 Sünnet 9; Nesâî Küsûf 5 12 14 16 24).

11. Husüf Namazı

Ay tutulduğu zaman Müslümanların evlerinde teker teker bir halde ve küsûf namazı gibi gizli veya açıktan iki ya da dört rekat namaz kılmaları menduptur. Ebû Hanîfe'ye göre bu namazın camide cemaatle kılınması sünnette yoktur. İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel ile bazı hadis bilginlerine göre cemaatle kılınır.

Ay tutulması gece olabileceği için cemaatin camide toplanıp toplu namaz kılmasında güçlük vardır (el-Kâsânî a.g.e. I 282; eş-Şürünbülâlî Merâkı'f-Felâh 92).

Nâfile veya mendup sayılan amellerin amacını eş-Şatıbî şöyle açıklar:

1. Hz. Peygamber'den sünnet olarak gelen her mendup farz ve vacib ibadetlerin ikmali ve korunması için yardımcıdır. Çünkü nâfile ibadetler insanı farzları edaya hazırlar. Nâfile ibadetleri ihmal eden farzları da ihmale maruz kalır. Bazı mendupların kendi cinsinden farı ibadet vardır. Beş vakit namazın sünnetleri nâfile oruç nâfile hac ve sadakalar gibi. Bazılarının da benzeri ibadet bulunmaz. Namaz için güzel elbise giyinmek iftarı acele yapmak sahuru geciktirmek gibi. Bunların da farz ibadeti desteklediği görülür. Sözgelimi iftarı acele yapmak sahuru geciktirmek orucu kolaylaştırır ve şahsın bu ibadeti sürekli olarak yapmasını sağlar. Allah katında az da olsa ibadetin sürekli olanı makbuldür.

2. Mendup tek tek değil bütünüyle yapılması gereken bir sünnettir. Nitekim sünnet-i müekkedeleri Hz. Peygamber ara sıra terketmiştir. Bu yüzden insan bazı darlık zamanlarında terkedebilir. Kaza edilmemeleri de bunu gösterir. Ancak toptan terkedemez. Meselâ; ezanı sürekli olarak terketmek caiz değildir. Bir ülkenin insanları ezanı sürekli olarak bırakmışlarsa onlara bunu zorla okutmak gerekir. Yine bir kimse tamamen cemaati terkedemez. Çünkü Hz. Peygamber; "Bir kimse üç günden fazla cemaati terk ederse kalbi mühürlenir." (İbn Mâce Mesâcid 17) buyurmuştur. Evlenme de böyledir... Bazı hallerde fertler evlenmeyebilir ancak toplum olarak bunu bırakamazlar aksi takdirde toplum yok olur (eş-Şâtıbî el-Muvâfakât Ticariye baskısı Kahire t.y. I 132 133 151; M. Ebû Zehra Usûlül-Fıkh t.y. 40 vd.).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet