Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kur'an-ı Kerim'de namazdan sonra zekâtın zikredilmesinin hikmeti nedir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Cevap

Değerli kardeşimiz

Namaz “imadü’d-din” yani dinin direği ve kıvamı olduğu gibi zekât da İslâm’ın kantarası yani köprüsüdür. Demek birisi dini diğeri asayişi muhafaza eden İlâhî iki esastırlar. Bunun için birbiriyle bağlanmışlardır.

Bütün muavenet ve yardım nevilerini hâvi olan zekât hakkında sahih olarak Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan “Ez zekatu kantaratü’l - İslam” yani “Zekât İslam’ın köprüsüdür” (el-Münzirî et-Terğîb ve't-Terhîb 1:517.) hadis-i şerifi mervidir. Yani Müslümanların birbirine yardımları ancak zekât köprüsü üzerinden geçmekle yapılır. Zira yardım vasıtası zekâttır. İnsanların heyet-i içtimaiyesinde intizam ve asayişi temin eden köprü zekâttır. Âlem-i beşerde hayat-ı içtimaiyenin hayatı muavenetten doğar. İnsanların terakkiyatına engel olan isyanlardan ihtilâllerden ihtilâflardan meydana gelen felâketlerin tiryakı ilâcı muavenettir.

Evet zekâtın vücubu ile ribanın hurmetinde büyük bir hikmet yüksek bir maslahat geniş bir rahmet vardır.

Evet eğer tarihî bir nazarla sahife-i âleme bakacak olursan ve o sayfayı lekelendiren beşerin mesâvisine hatâlarına dikkat edersen heyet-i içtimaiyede görünen ihtilâller fesatlar ve bütün ahlâk-ı rezilenin iki kelimeden doğduğunu görürsün.

Birisi:"Ben tok olayım da başkası açlığından ölürse ölsün bana ne!"

İkincisi: "Sen zahmetler içinde boğul ki ben nimetler ve lezzetler içinde rahat edeyim."

Âlem-i insaniyeti zelzelelere maruz bırakmakla yıkılmaya yaklaştıran birinci kelimeyi sildiren ancak zekâttır.

Nev-i beşeri umumî felâketlere sürükleyen ve bolşevikliğe sevk edip terakkiyatı asayişi mahveden ikinci kelimeyi kökünden kesip atan hurmet-i ribadır.

Arkadaş! Heyet-i içtimaiyenin hayatını koruyan intizamın en büyük şartı insanların tabakaları arasında boşluk kalmamasıdır. Havas kısmı avamdan zengin kısmı fukaradan hatt-ı muvasalayı kesecek derecede uzaklaşmamaları lâzımdır. Bu tabakalar arasında muvasalayı temin eden zekât ve muavenettir. Halbuki vücub-u zekât ile hurmet-i ribaya müraat etmediklerinden tabakalar arası gittikçe gerginleşir hatt-ı muvasala kesilir sıla-i rahim kalmaz. Bu yüzdendir ki aşağı tabakadan yukarı tabakaya ihtiram itaat muhabbet yerine ihtilâl sadâları haset bağırtıları kin ve nefret vâveylâları yükselir. Kezalik yüksek tabakadan aşağı tabakaya merhamet ihsan taltif yerine zulüm ateşleri tahakkümler şimşek gibi tahkirler yağıyor.

Maalesef tabaka-i havastaki meziyetler tevazu ve terahhuma sebep iken tekebbür ve gurura bâis oluyor. Tabaka-i fukaradaki acz ve fakirlik ihsan ve merhameti mucip iken esaret ve sefaleti intaç ediyor. Eğer bu söylediklerime bir şahit istersen âlem-i medeniyete bak istediğin kadar şahitler mevcuttur.

Hülâsa tabakalar arasında musalâhanın temini ve münasebetin tesisi ancak ve ancak erkân-ı İslâmiyeden olan zekât ve zekâtın yavruları olan sadaka ve teberruatın heyet-i içtimaiyece yüksek bir düstur ittihaz edilmesiyle olur. (bk. Said Nursi İşârâtü'l-İ'câz  Bakara Sûresi 3. Ayetin Tefsiri)

İlave bilgi almak için tıklayınız:

Alan Açısından Zekâtın Önemi Nedir?

Veren Açısından Zekâtın Önemi Nedir?

Toplum Açısından Zekâtın Önemi nedir?

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi