Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Sorudaki birinci şık ile ilgili olarak kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadık.
Ancak kafiledeki haccıların istirahatını temin etmeye yönelik samimi olarak Allah rızası için yapılan hizmet de bir zikirdir. Çünkü zikir Allah’ı hatırlamak onun rızasını esas maksat yapmak demektir.
Böyle bir cemaatin rahatça zikir ve ibadetlerini yapmalarına imkân vermek için onların ihtiyaç duyduğu işleri yapmak ferdi zikirlerden daha sevaplı görünüyor. Zaten bu işleri yapan kimse de farz vacip olan görevlerini yapıyordur. Hatta iş yaparken bile diliyle de zikir yapabilir.
Bu açıdan bakıldığı zaman bu kimse -az da olsa- hem kendi zikrinin ibadetinin sevabını hem de başkalarını kolaylıkla ve de fazla ibadet etmelerine vesile olduğu için “Bir şeye vesile olan onu yapan gibidir.” kaidesi gereğince onların da sevaplarına ortak olur. Şüphesiz bu sevap onların sevabından eksiltilerek ona verilmez Allah kendi lütfundan onların sevaplarının bir benzerini ona da ikram etmiş olur.
İkinci şıktaki karşılaştırmayı yapan bir hadise de rastlayamadık.
Hacca gitmenin esas şartı belli bir miktar paraya sahip olmasıdır. Bu şart haccın en önemli yönlerinden biri olan kişinin kendi parasını harcayarak gittiği hac şeklidir.
Bununla beraber hacca gidenlere rehberlik eden din görevlilerinin görevleri özellikle bu asırda çok büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple görevli olarak hacca gidenlerin normal hac sevabı yanında hacılara Allah rızası için elinden geldikçe yardımcı olduğundan ayrıca bu hizmetinin ücretini alması da söz konusudur.
Şunu da unutmamak gerekir ki haccın sevabı hac yapanlarıntakva ihlas ve kulluk şuurlarıylayakından ilgilidir. Hacca giden kimse -İslam’ın kabul ettiği şekillerden- hangi şekilde giderse gitsin bu kriterlere bağlı olarak hac sevabı fazla veya eksik olabilir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi