Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Safa ile merve arasında koşmanın ne manası var?
- Böyle bir şeye ihtiyaç var mı varsa nedeni nedir?
Değerli kardeşimiz
Sa’y'i Anlamak:
“Şüphesiz Safâ ve Merve Allah’ın sembollerindendir.” (Bakara 2/158)
Önce yalçın kayalarla dolu sert ve yüksek birçok dağa nispetle hayli mütevazı olan iki küçük kaya tepeciğinin yani Safâ ve Merve’nin “Allah’ın sembolleri” olduğu gerçeğini hatırlatmamız gerekiyor.“Ne özelliği var? Niçin bu iki küçük kayalık seçilmiş?” denilmemeli Safâ ile Merve’yi Kur’an’da “Şeâirullah” yani “Allah’ın sembolleri” olarak adlandıran ilahî iradeye teslim olunmalı.
Koşmak hızlı yürümek anlamına gelen “sa’y” bir arayıştır. Terim olarak hac ve umrede Kâbe’nin doğu tarafındaki Safâ Tepesi’nden başlayarak Merve’ye dört gidiş Merve’den de Safâ’ya üç dönüş olmak üzere bu iki tepe arasındaki gidişgelişe denir. Sa’y esnasında Safâ ile Merve arasında vadinin en derin kısmında (iki yeşil direk arasında) daha canlı ve hızlı yürümeye ise “hervele” denilmektedir.
Hacda yapılmakta olan sa’yin aslı Hz. Hacer’in henüz süt emen oğlu İsmail için su ararken bu iki tepe arasında koşması hadisesine dayanır. Dolayısıyla Safâ ve Merve arasındaki sa’y Allah’ın rahmetinin en büyük tecellilerinden biri olan anne şefkatinin Hz. Hacer validemizde kendini gösteren şeklinin yâd edilmesidir. Annelik şefkatine ve sevgisine İslam’ın verdiği değeri simgeleyen temsilî bir harekettir.
Safâ ile Merve arasındaki gelip gitmelerde işte bu düşünceden kaynaklanan bir duygu seli yaşanır. İnsan sa’y alanındaki koşuşturmasıyla Hz. Hacer’e uzanan ilahî rahmetten bir nebze de olsa elde edebilme arzusundadır.
Sa’y Müslümanların hac görevleri arasında yer aldığı ve sırf hac niyetiyle yapıldığı için ibadet anlamı taşıyan bir yürüyüştür. Müslüman bu sayede kendisi ile aynı yola giren aynı niyet ve duyguları taşıyan diğer Müslümanlarla beraber koşmanın ne demek olduğunu fark eder.
Hacı sa’y ederken manen kurtuluşu aramak için tıpkı Hz. Hacer validemiz gibi koşar. Beşerî olandan ilahî rahmete koşar. Nefes nefese bütün uzaklıkları yakınlaştırarak Yüce Yaratıcı’nın kendisine ne derece yakın olduğunu hissederek koşar. Hz. Hacer validemizin telâşıyla umuda zemzeme koşar sonunda ona kavuşur ve kana kana içer. Birlik içinde yok olarak susuzluğunu gidermeye çalışır.
Sa’y tıpkı Hacer validemizin kızgın güneşin altında susuzluktan kıvranan biricik İsmail’ine hayat verecek suyu arayışı gibi bir arayıştır. Ve orada hacı Hacer rolünü canlandıracaktır. Yedi defa canla başla telaşla heyecanla arayacaktır kendi İsmaillerini kurtaracak olan o mana suyunu eskilerin tabiriyle âb-ı hayatı. Memleketinde bıraktığı ciğerparelerinin açlığını susuzluğunu giderecek olan o hayat suyunu arayacaktır. Aylardır bir damla su görmediğinden çatlayıp paramparça olmuş toprak misali kafalarda kalplerde açılan yarıkları kapatacak; orada ahlakı maneviyatı ilmi hayrı hakikati ve hizmeti yeşertecek kısaca nesillerimize hayat verecek manevî zemzemi arayacaktır. Şayet o âb-ı hayatı bulamaz İsmaillerine acilen bu suyu tedarik edemezse bedenleri yaşamaya devam etse bile çoğunun ruhu ölecektir.
Hz. Hacer’in İsmail’i Cebrail’in yerden çıkardığı su ile kurtulmuştu. Aynı şekilde bizim İsmaillerimiz de Cebrail’in getirdiği su ile ama bu defa yerden değil semadan getirdiği âb-ı hayat ile yani Kur’an ile kurtulacaktır. O hakikat pınarından ne kadar içebilirse Kur’an ahlakından ne kadar nasiplenebilirse Kur’anî öğretiyi ne kadar yaşayabilirse susuzluğunu Allah’ın âyetleriyle ne kadar giderebilirse o oranda hayat bulacaktır insan.
İşte bu duygu ve düşüncelerle yapılan bir sa’y sembolize ettiği arayışın amacını gerçekleştirecektir. Orada bu arayışın ne kadar çok yapılması gerektiğinin ifadesi olarak yedi defa koşsa da aslında nesillerinin muhtaç olduğu o kurtuluş suyu yetmiş defa hatta yedi yüz defa koşacak arayacak soracaktır. Buluncaya kadar tatmin oluncaya kadar ciğerpareleri kurtuluncaya kadar arayışını sürdürecektir.
(bk. Haccı Anlamak Diyanet Yayınları)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi