Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Temettu ve kıran haccı yapanların bayram günlerinde oruç tutmasını caiz görenlerin delilleri nelerdir?
Değerli kardeşimiz
Hanefi mezhebine göre temettü ve kıran haccı yapanların -kurbanı kesme imkânı bulamadıkları takdirde hacda tutacakları- üç günlük orucun vakti hac aylarında umre ihramına girdikten sonra başlar Arefe gününe kadar devam eder. Bu üç günlük orucun peşi peşine tutulması şart değildir. En faziletli vakti ise Terviye gününden bir gün evvel başlayıp Arefe gününde bitirmektir.(bk. Sabunî Ravaiu’l-beyan I/251).
Arefe gününe kadar oruç tutmayanlar artık bayram günlerinde tutamazlar. Kurban kesmeleri gerekir. Çünkü bu oruç heydin / kurbanın bedelidir onun yerini tutsun diye vacip kılınmıştır. Ayette ise “hacda üç gün oruç tutmaktır...” (bk. Bakara 2/196) buyurulmuş ve üç günlük orucun vaktini hac vakti olarak belirlemiştir. Buna göre Kurban bayramı gününe kadar oruç görevini yerine getirmeyen kimse ihramdan çıkmış olacağından iki kurban kesmekle yükümlü olacaktır. Biri temettu’ diğeri de hac kurbanı kesilmeden ihramdan çıkmanın karşılığı olan kurbandır.(bk. ed-Dürü’l-muhtar II 264; el-Lubab I 193; el-Fıkhu’l-İslamî III 225).
Malikî mezhebine göre bu üç ve yedi günlük orucu ardı ardına tutmak gerekir. Üç günlük orucu tutmanın vakti haccın ihramına girdikten sonra başlar ve arefe günü sona erer. Ancak bilmeden veya unutarak bu vakitte tutmayanlar mina / Kurban bayramı günlerinde tutacaklar.(bk. Bidayetu’l-Müctehid I 357; el-Fıkhu’l-İslamî III 226).
Şafii mezhebine göre söz konusu üç ve yedi günlük orucu ardı ardına tutmak mendubtur / daha faziletlidir. Bu üç günlük orucun vakti hac için ihrama girdikten sonra başlar. Çünkü ayette “Hacda üç gün oruç” söz konusudur. Bu sebeple bu orucu hac ihramından önceye almak caiz değildir. Üç günlük orucun Arefe gününden önce tutulması müstehabtır. Çünkü hacılar için Arefe günü oruç tutmak mekruhtur.(bk.Mecmu VII 185; Sabunî Ravaiu’l-beyan I 251).
İmam Şafii’nin kadim kavline göre bu üç günlük orucu teşrik günlerinde tutmak caizdir. Cedid kavline göre ise caiz değildir. Bu görüşü benimseyen Şafii alimleri Hanefiler gibi Kurban bayramı / teşrik günlerinde orucun caiz olmadığı görüşündeler. İmam Nevevî bunun en doğru görüş olduğunu söylemiştir.(Mecmu; VI 443-445).
İmam’ın kadim kavlini benimseyen alimlere göre ise Bayramdan önce bu üç günlük orucu tutmayanların bayram günlerinde tutmaları caizdir.(bk. Mecmu VI/441; Sabunî Ravaiu’l-beyan I 251).
Bunların delili Buharî’nin aktardığı şu hadistir: Hz. Aişe (r.anha) ve İbn Ömer dediler ki:
“Teşrik günlerinde oruca ancak kurban bulamayanlar için izin verilmiştir.” (Buharî Savm 68).
Hanbeli mezhebine göre üç günlük ve yedi günlük orucu ardı ardına tutmak şart değildir. Üç günlük oruç için biri müstahap biri caiz olan iki vakit vardır. Müstehap / daha faziletli olan vakit hac ihramına girmekle başlar; Arefe gününde sona erer. Caiz olan vakit ise -Hanefilerin ön gördüğü gibi- Umre ihramına girmekle başlar Arefe gününe kadar devam eder. Şayet temettu haccı yapan kimse bu orucu normal vaktinde tutmazsa teşrik günleri dahil daha sonraki günlerde tutması gerekir.(bk. el-Muğni III 478-78 el-Fıkhu’l-İslamî III 228).
İmam Ahmed’den de bunu caiz görmediğine dair rivayetler de vardır.(Mecmu VI 445).
Özetlersek Hanefîler dışında -İmam Şafii ve İmam Ahmed’in bir kavillerini göz önünde bulundurduğumuzda- cumhuru teşkil eden üç mezhebe göre Kurban bayramı / teşrik günlerinde söz konusu üç günlük oruç tutmak caizdir diyebiliriz.
Gerekçesi ise şudur:
a. Allah Kur’an’da mealen:
“Kurbanlık temin edemeyen kimse üç gün hacda yedi gün de döndüğünüz zaman memleketinde olmak üzere tam on gün oruç tutar.” (Bakara 2/196)
buyurulmuştur. Buna göre bu üç günlük orucun hac günlerinde tutulması gerekir. Daha önce bir şekilde tutmayanların önünde yalnız teşrik günleri kalmıştır. O halde o günlerde tutmaları gerekir.(el-Fıkhu’l-İslamî III 228).
b. Hz. Aişe (r.anha) ve İbn Ömer’in “Teşrik günlerinde oruca ancak kurban bulamayanlar için izin verilmiştir.” mealindeki ifadeleri onların bunu doğrudan Hz. Peygamber (asm)’den duyduklarını göstermektedir. Yani; hadis merfu hükmündedir. (Nevevî Mecmu VI 442; el-Fıkhu’l-İslamî III 228). Bu da konu ile ilgili özel bir ruhsat olduğunu göstermektedir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi