Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Özet olarak bilgi verdikten sonra bunların delillerini açıklama yapmaya çalışacağız:
Hanefi mezhebine göre caiz değildir bu itibarla kapora alınmaz. Ancak kapora verip de malı bekleten adam caydığı zaman mal sahibine zarar verirse bu zararı telâfi etmesi gerekir.
Hanbelî mezhebinde ise kapora parası alınabilir. Nitekim böyle bir pazarlıkta alınan kapora parasını Hazret-i Ömer mahzurlu bulmamış ses çıkarmamıştır. Mecbur kalanlar ancak Hanbelî mezhebini takliden böyle bir tercihte bulunabilirler.
Müşteri malı almak için ödeme zamanı geçtikten sonra gelmemişse alınan kapora onun adına sadaka olarak verilebilir.
Kapora alım ve satımdan vazgeçmeyi önlemek için verilen pay akçesidir.
Arapça'ya başka dilden geçen arabûn veya urbân kelimesi kapora anlamında kullanılır. Ödünç vermek öne geçmek hediye vermek demektir. Urbûn satışı bir terim olarak; bir malı satın alan kimsenin satıcıya bedelden bir bölümünü akit gerçekleşirse bu verilen meblağın satış bedeline mahsup edilmek gerçekleşmezse hibe (bağış) sayılmak üzere vermesidir. Bu kendisinde alıcı için seçimlik hak bulunan bir satım akdidir. Akit gerçekleşirse kapora satış bedelinden bir cüz olur. Eğer alıcı akdi yapmaktan vazgeçerse kaporayu kaybedecektir. Burada muhayyerlik süresi belirlenmemişse bir zamanla sınırlı değildir. Akit satıcı bakımından ise bağlayıcıdır. Hanbelîlere göre alıcının muhayyerlik hakkı için belli bir süre tesbit edilmesi gereklidir.
İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre verilen kapora yanmak üzere yapılacak satım akdi geçerli değildir.Hanefilere göre bu akit fasit diğerlerine göre ise batıldır. Zira Hz. Peygamber kaporalı satışı yasaklamıştır. Ancak bu konudaki hadislerin zayıf olduğu belirlenmiştir (eş-şevkânî Neylü`l Evtâr 5/153; Mâlik el-Muvatta 2/151).Yasağın sebebi; garar risk başkasının malını karşılıksız olarak yeme yani sebepsiz zenginleşme ve akitte iki fasit şartın bulunmasıdır. Bu şartlardan birisi hibe şartı ikincisi alıcı akde razı olmazsa satıştan vazgeçme şartıdır. (eş-şevkânî a.g.e Bidâyetü`l-Müctehid 2/161).
Ahmed b. Hanbel kaporalı satışı câiz görür. Delili şu hadistir: Zeyd b. Eslem`den şöyle dediği nakledilmiştir:
"Rasûlüllah (asm)`a kaporalı satışın hükmü sorulmuş o bunu helâl kılmıştır."
Bu hadiste senedi bakımından tenkit edilmiştir (es-Şevkânî a.g.e V 153). Nâfi` b. Abdilhâsis Halife Ömer için Safvân'dan dört bin dirheme cezaevi olarak kullanılmak üzere Mekke`de bir bina satın alacaktı. Ancak Hz. Ömer`le görüşecek; o razı olursa akit kesinleşecek Ömer razı olmazsa Safvân`a dört yüz dirhem tazminat verilecekti Hz. Ömer'e danışılınca o bu şartı kabul etti. (Ibnü`l-Kayyim İ'lâmü`l-Muvâkkiîn 3/401)
Günümüz ticaret işlemlerinde zaman kazanmak düşünmek araştırmak malın başkasına satılmasına engel olmak gibi amaçlarla bir miktar kapora verilerek satıcı ile ön bağlantı yapılmaktadır. Akit gerçekleşirse kaporanın satış bedeline mahsup edilmesi gerekir. Alıcı sözleşmeden vazgeçerse kaporanın geri iade edilmesi en güzelidir. Eğer sözleşmede satış gerçekleşmezse kaporanın geri verilmeyeceği belirlenmişse; bu cezâi şart niteliğindedir. Satıcı bekleme ve malını başkasına satamama karşılığında böyle bir tazminatı istemektedir. Kâdi Şurayh şu sözüyle kaporalı satışı câiz gördüğünü belirtmiştir:
"Bir kimse zorlama olmaksızın kendi isteğiyle kendi aleyhine bir şart koysa bu onun aleyhine sâbit olur."(Ibnü`l-Kayyim a.g.e. 3/400; ez-zühâylî el-Fıkhü`l-Islâmî ve Edilletüh Dımaşk 1985 IV 211)
Kaporalı satışın lehinde ve aleyhinde hadisler zayıf olduğuna göre örf deliline dayanarak bu çeşit satışları geçerli kılmak mümkündür. Çünkü satım akdi gerçekleştiği taktirde alıcının bunda yararı vardır. Sözleşme ifa edilmezse bekleme ve malı başkasına satamama yüzünden de satıcının zararı söz konusudur. Bunu kaporalı satışı fasit akit saydığı düşünülürse taraflar akit gerçekleşmeyince verdiklerini geri alabileceklerdir. Ancak kapora karşılıklı rıza ile geri alınmamış bulunursa fasit akit hükümleri uygulanır.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi