Değerli kardeşimiz
Hz. Peygamber (s.a.s);
"Sabır acı bir olayın yaptığı sarsıntıya karşı ilk anda gösterilen tahammüldür." (Buhârî Cenâiz 32)
sözüyle bir felaketle ilk karşılaştığı zamandaki sabrın önemini vurgulamıştır.
Sabretmek  mahkûmiyete  meskenete ve zillete razı olmak  haksız tecavüzlere  insan haysiyetine gölge düşürecek saldırılara katlanmak ve bunlara ses çıkarmamak anlamına gelmez.
Çünkü meşru olmayan şeylere karşı sabretmek caîz değildir. Bunlara karşı içten elem duymak ve bunlarla mücadele etmek gerekir. İnsanan kendi gücü ve iradesiyle üstesinden gelebileceği kötülüklere katlanması ya da karşılayabileceği ihtiyaçları karşısında gevşemesi sabır değil  acizlik ve tembelliktir. Rasulullah (s.a.s);
"Ya Rabbi! Acizlikten ve tenbellikten sana sığınırım." (Buhari Cihad 25) diye dua etmiştir.
Bazı sıkıntılar vardır ki  kulun irade ve gücünü aşar. Böyle felaketler başa geldiği zaman heyecana kapılmadan ve şikayet etmeden takdir-i ilâhiye razı olup sabretmek müminlerin özelliklerindendir. Nitekim Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de sabr-ı cemili (güzel sabır) emretmektedir. (Yusuf  12/18).
Rasulullah (s.a.s) "Sabr-ı cemil şikayet edilmeyen sabırdır." buyurmuştur. Aslında elden bir şey geldiği zamanlarda sabırsızlık  gelmediği zamanlarda sabırsızlık göstermenin bir faydası yoktur ve lüzumsuz bir harekettir.
İilave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi