Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- İmam Rabbani'nin Mektubat’ının 77. Mektubunda peygamberlerin velayetine kavuşmanın mümkün olduğundan bahsediyor. Halbuki hiçbir peygamberin velayetine yetişilemez.
- Ben mi yanlış anlıyorum yoksa başka bir mana mı var?
Değerli kardeşimiz
İmam-ı Rabbanî’nin ilgili sözünü şöyle tercüme etmek mümkündür:
“Her peygamberin şeriatı velayetiyle ilintilidir. Bu şeriata ittiba etmek suretiyle o velayete ulaşılabilir.”(bk. Mektubat Arapça 1/127 77. Mektup)
- Burada belki şunu anlayabiliriz:
Her salih bir kimse kendi peygamberinin şeriatına uymak suretiyle o peygamberin velayet cenahına ulaşabilir. Bu kavuşmak iki velayetin eşitliğini göstermez. Bilakis o peygamberin velayet kanadı olan ubudiyyet cihetiyle yüksek bir mertebe kazanır.
Nitekim İslam’da da veraset-i nübüvvet yoluyla velayet-i kübra denilen bir mertebeye kavuşmanın mümkün olduğu kabul edilmiştir. Ancak bu velayet peygamberin velayetinin aynısı veya aynı mertebesinde olduğu anlamına gelmez. Bilakis velilerin velayeti “Zıll”dır/gölgedir peygamberlerin velayeti ise asıldır. Bir gölgenin bağlı bulunduğu asıl ile kıyaslanamaz.
- Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri güzel bir açıklamadır:
“Nübüvvetin velayete nisbeti Güneşin ayn-ı zâtıyla âyinelerde görülen Güneşin misali gibidir. İşte daire-i nübüvvet daire-i velayetten ne kadar yüksek ise daire-i nübüvvetin hademeleri ve o güneşin yıldızları olan sahabeler dahi daire-i velayetteki sulehaya o derece tefevvuku olmak lâzım geliyor. Hattâ velayet-i kübra olan veraset-i nübüvvet ve sıddıkıyet ki sahabelerin velayetidir; bir veli kazansa yine saff-ı evvel olan sahabelerin makamına yetişmez.” (bk. Sözler s. 491)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi