Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Karısını döven adama ne ceza verilir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

1. Hz. Ömer'in Rasulullah (s.a.s)'den eşini döven kimsenin bu konuda sorumlu olmadığını ve şöyle dediğini işittim. “Hiçbir erkeğe karısını ne sebepten dövdüğünü sorma.” Bu söz sahih midir? Eğer sahih ise ne demek istiyor?
2. Nisa 34 ile alakalı yazılarınızı okudum fakat vurmak olarak misvak ucuyla vurmaktan bahseden alimler var. Ayetteki dövmenin yüz göz morartmak olmadığı ne malum ya o şekil dövmekten bahsediyorsa?
3. Mesela eşini yerlere atan tekmelerle atan bir adam var diyelim ki kadın nüşuzluk yapan bir kadın ne yapacağız destekleyeceğiz mi dövdüğü için?
4. Şeriat olsaydı karısını sokak ortasında döven yüz göz morartan adamın cezası olur muydu? Olursa ne olurdu?

Değerli kardeşimiz

Öncelikle ifade edelim ki Hz. Peygamber (asm) Efendimizin dövme işini uygulamaması bu ruhsatın tatbik sahnesine konulmasından ziyade potansiyel bir caydırıcı unsur olarak söz konusu olduğunu göstermektedir. 

Ayrıca dinin koyduğu ölçüleri aşan bir kimse -ister koca isterse hakim veya savcı olsun- kim olursa olsun cezalandırılır. Temel ölçü budur.

Bu kısa bilgiden sonra sorulara gelince:

Cevap 1:

Rivayette Hz. Ömer (ra) bunu Peygamber (asm) Efendimizden merfu olarak nakletmiştir.(1)

Ancak bütün bu kaynaklardaki sened aynıdır ve zayıftır.

Burada özellikle Abdurrahman el-Muslî adındaki ravi hadis alimlerinin ittifakıyla zayıftır.(2)

Hz. Ömer’in de içinde bulunduğu bir rivayette yer alan bilgiler de “Hiçbir erkeğe karısını ne sebepten dövdüğünü sorma.” şeklindeki bilgilerin zayıf olduğunu göstermektedir:

Rasulüllah (asm) "Allah'ın kulları olan kadıncağızları dövmeyin!" buyurmuşlardı. Bir süre geçince Ömer gelip "Ey Allah'ın Rasulü kadınlar kocalarına karşı başkaldırdılar." diye şikayette bulununca dövülmelerine izin verdi. Arkasından da pek çok kadın Rasulüllah'ın hanımlarını çevirip kocalarını şikayette bulundular. Bunun üzerine Allah Rasûlü şöyle buyurdu:

"Birçok kadın Muhammed'in ev halkına gelip kocalarını (dayak yüzünden) şikayet etmişler. Bu kocalar sizin iyileriniz değillerdir."(3)

Demek ki erkeğin iyisi hanımına vurmaz nüşuz gösterse bile mutlaka ıslah edecek güzel yol ve yöntemler bulur ve bulmalıdır.

Nisa suresi 34. ayetin geliş sebebi (sebeb-i nüzûlü) olarak gösterilen bilgiler şu merkezdedir:

Ensar'ın ileri gelenlerinden Sad b. Rabîa’ya karşı karısı Habibe nüşuz göstermiş (serkeşlik ve dik kafalılık etmiş) o da ona bir tokat vurmuştu. Babası hemen kızını alıp Rasulüllah'a (asm) giderek şikayet etmiş Rasûlüllah (asm) da "Mutlaka ondan kısas alırız." buyurmuşlardı.

Bunun üzerine bu ayet geldi. Allah Rasulü (asm)'de "Biz bir şey yapmak istedik Allah ise başka bir şey murad etti. Şüphesiz hayır Allah'ın diledigindedir." buyurdular.(4)

Bu rivayetten da anlaşılıyor ki haklı olarak karısını ama asla yaralamadan iz bırakmayacak şekilde yüzüne ve hassas yerlerine dokunmadan hafif bir tarzda misvak gibi çok basit bir şeyle döven koca için bir ceza söz konusu değildir.

Ancak bu sınırları aşarsa hem zulmetmiş hem de cezayı hak etmiş olur.

Cevap 2:

Esasen bu ayeti açıklayan Peygamberimiz (asm) veciz bir ifadeyle “darben gayra müberrihin...”(Yaralayıcı olmayan iz bırakmayan hafif bir vuruş...) sözleriyle izah etmiştir.(5)

Konuyla ilgili bazı açıklamalardan örnekler vermek gerekirse:

-  Ata “misvak gibi bir şeyle” demiş Hasan Basri ise “etkili olmayan/acıtmayan” şekilde demiştir.(6)

- Kurtubi “can yakıcı olmayacak şartıyla” rivayetini nakleder.(7)

- Hz. Abdullah b. Abbas’a “can yakıcı olmayan” ifadesinin ölçüsü sorulduğunda “misvak gibi bir şeyle” diye cevap vermiştir.(8)

- İbn Kesir İbn Ebi Hatim’in Tefsir’indeki açıklamalara ilave olarak “herhangi bir uzvuna zarar vermeden ve can yakmadan” ifadesine yer verir.(9)

Cevap 3:

Şiddetin hiçbir şekline taraftar değiliz. Allah’ın dövmeye dair hükmü caydırıcı bir ruhsattır. Hz. Peygamberin (asm) bu ruhsatı kullanmaması ve kullandırmak istememesi ise söz konusu kadının nüşüzunu yani aile yuvasını bozmayı yönelik hayasını engellemeye yönelik bu caydırıcılık ruhsatının tedavüle konulmamasını öngören bir tavırdır. 

Özetle Kur'an’ın verdiği ruhsat kadınların haddini bildirmeye onları korkutup aşırı tavırlardan alıkoymaya yöneliktir. Sünnetin tavrı ise erkeklerin haddini bildirmeye ve onları zorbalık yapıp şiddet uygulamaktan alıkoymaya yöneliktir.

Cevap 4:

(Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir büyüktür.”(Nisa 4/34)

mealindeki ayetin “Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir büyüktür.” mealindeki son cümlesi haksız yere kadını döven veya haklı olduğu halde Kur'an’ın verdiği ruhsata aykırı davranan ve bu sebeple de zulüm yapan erkeğe en azından tazir cezasının(hâkimin ön gördüğü bir cezanın) uygulanması söz konudur. Bu konudaki sorunun cevabı da budur.

Dipnotlar:

1) bk. Ebu Davud Nikah 43; İbn Mace Nikah 51; İbn Hanbel 1/20.
2) bk. el-Kettan Beyanu’l-vehmi ve’l-îham 5/524; Zehebi Mizanu’l-İ’tidal 2/602; İbn Hacer Tehzibu’t-Tehzib 6/304; Ahmed Şakir Müsnedu Ahmed 1/77.
3) Ebu Davud Nikah 42; İbn Mace Nikah 51.
4) bk. Elmalılı İbn Kesir Kurtubi ilgili ayetin tefsiri.
5) bk. Müslim Hacc 147; Ebu Davud Menasik 58; İbn Mace Menasik 84; Darimî Menasik 34.
6) İbn Ebî Hâtim Tefsîrü’l-Kur’âni’l-Azîm Mekke 1417/1997 3/18.
7) el-Kurtubi el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân Kahire 1416/1996 5/173.
8) Kurtubi a.y.
9) İbn Kesîr Tefsîrü’l-Kur’âni’l-Azîm Riyad 1420/1999 2/395.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi