Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Neden kadınlar İslam’da kocalarına itaat etmelidir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Allah katında herkes eşitse kadın neden bir yere giderken kocasına hesap vermeli görüştüğü kişiler için kocasından "izin almalı"dır? Üstelik erkek ikinci eş için bile karısından izin almıyorken...
- İslamiyetin hoşgörülü ve adaleti sağlamaya yönelik bir din olması gerekçesiyle erkeğe yüklenen aile reisliği görevi benim yaşadığım ve inandığım islamiyetin gerçekten çeliştiğine inanıyorum. Eşler birbirinin her konuda yanında sırtını yaslayabileceği kimseler olmalı ve birbirlerini memnun etmelidirler hadislere bakılırsa. Ancak kadının çalışmak için dışarı çıkmak için kocasından izin alması erkeği sadece koruyuculuk yönüyle üstün yapan bir ifade değil. Resmen erkeği eşinin "veli"si babası gibi yapıyor.
- Ayrıca kadın dövme ayetiyle ilgili sürekli baktığım açıklamalar beni asla tatmin etmiyor:
1. gerekçe: hırçın bir kadın dövülebilir. hımm hırçın kadın... kime göre neye göre?
- Kocası alim bir zat mı da kadının serkeş hırçın olduğuna karar verip ona "öğüt verme" yetkisi ona verilmiş?
- Akabinde zaten yatak ayırma ve (hafifçe) dövme var. Yüze vurulmayacak kızarıklık yapmayacak demişsiniz ve otorite sembolü olduğunu savunmuşsunuz... Çok mantıklı. Evet adamın karşısında 5 yaşında çocuğu var çünkü ona öğüt verecek bilge bir şekilde ve dövecek. Çünkü dayak çaredir acıtmadan dövecek çünkü patronun kim olduğunu göstermek için.
- Burada insani haklar ve eşitlik nerede?

Değerli kardeşimiz

a)  “Örf dairesinde kadınların kocalarına karşı hak ve ödevleri olduğu gibi erkeklerin de eşlerine karşı hak ve ödevleri vardır.” (Bakara 2/228) manasına gelen ayette ifade edildiği gibi bir ailede formel hukuk kuralları ancak kavga-gürültünün olduğu zamanda uygulanır.

Nitekim İslam âlimleri aile hayatını değerlendirirken formel hukuka göre değil insani erdemlere göre değerlendirirler.

Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadesi de bunu göstermektedir:

“Bir ailenin saadet-i hayatiyesi; koca ve karı mabeyninde biremniyet-i mütekabile (karşılıklı güven)ve samimî bir hürmet ve muhabbetle devam eder.” (bk. Lem'alar s.197)

b) Kur'an’ın hiçbir ayetinde erkeklerin kadınlardan üstün olduğuna dair bir ifade yer almamıştır.

Dine karşı ön yargılı bazı kimselerin en çok istismar ettikleri ayetin -geniş- meali şöyledir:

“Erkekler kadınlar / kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir. O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise kocalarının yokluğunda onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün. Şayet size itaat ederlerse onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır.”(Nisa 4/34)

c) Bununla beraber İslam alimleri ayetin bu ifadesinden farklı şeyler  anlamışlardır:

- Mesela Zeyd b. Eslem bundan “erkeğin emrine itaati” anlamışken Şa’bi bunu “erkeğin kadına mehir vermekle yükümlülüğünü” anlamıştır.

Mucahid’e göre bu ifadeden maksat mirastaki farklılık ve cihatla mükellefiyettir.

İbn Abbas ise bundan “erkeğin kadına karşı daha toleranslı davranmasını; örneğin kendisinin kadına karşı sorumlu olduğu  hakkını tastamam yerine getirmekle beraber onun kadının üzerindeki hakkı kadın tarafından noksan bırakıldığı takdirde bunu müsamaha ile karşılamasını” emreden bir kriter olarak anlamıştır. (bk. Maverdi ilgili ayetin tefsiri)

Razi erkeğin değişik yönleri itibariyle kadından daha güçlü olduğunu kadının Allah’ın ona bir emaneti olduğunu belirttikten sonra bu ifadenin erkekler için ciddi bir tehdit ve kadınlara haksızlık etmemeleri yönünden onlara ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu ifade etmiştir. (bk. Razi ilgili ayetin tefsiri)

Görüldüğü gibi ilk etapta erkeğe farklı bir üstünlük derecesi ayrıcalıklı bir hak gibi görünen bu ifadenin tamamen kadının lehinde erkeğin aleyhinde bir kriter olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Ayetteki ilgili kavramları şöyle açıklayabiliriz:

d) Kavvam:Ayette erkekler için “kavvamdır” deniliyor. Bu kelime hâkim manasına değil yönetici gözetmen sorumlu manasına gelir.  Bununla beraber İslam’da reis olmak hizmetkâr olmak anlamına gelir.

Üstünlük:Ayette erkeğe bu sorumluluğun verilmesinin gerekçesi olarak gösterilen “erkeklerin üstünlüğü” fazilet üstünlüğü değildir. Ayette belirtilen üstünlük aile geçimini sağlama noktasındaki üstünlüktür. Yani erkek kuvvette sabırda aile geçimini temin etmede kadından daha üstündür/daha kabiliyetlidir/daha dayanıklıdır demektir. Nitekim ayetin ilgili ifadesinin özetle meali şöyledir:

“Kocalar eşleri üzerinde kavvamdır / yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet (maddi-manevi güç-kuvvet) vermesi ve bir de kocalarının mehir verme evin masraflarını yüklenmeleri/evi geçindirmeleri gibi malî yükümlülükleridir.”

Fazilet üstünlüğü: İslam’da gerçek üstünlük fazilet kıymet ve değer üstünlüğüdür. Yoksa bir çok hayvanın insanlardan güç kuvvet bakımından daha üstün olduğu bilinmektedir.  Nitekim

“Allah katında en değerli/ en üstün olanınız Allah’a karşı en çok saygılı olanınızdır.”(Hucurat 49/13)

mealindeki ayette üstünlük kriteri (erkeklik-kadınlık değil) Allah’a karşı gösterdikleri saygı olduğu ifade edilmiştir.

Evin Reisi: Bir evde hiçbir reis olmazsa anarşi olur. İki reis olursa kavga olur. Kadın reis olursa riyasetin temel özelliği olan kuvvet metanet sözünü dinletmek gibi konularda -şefkat kahramanı olan birer anne oldukları için-otoriteyi kurmalarının zor olduğuna insanlık tarihi ve insanlık ailesi şahittir. Demek ki bir evde sözü dinlenen bir büyük bir reis olmazsa  o ailede anarşi kol gezer. Böyle sözü dinlenir bir büyüğün büyük çoğunlukla ancak erkelerden olabilirliği herkesin bildiği bir realitedir. Çocukların -yüzde doksanın üzerinde bir oranda- anneden ziyade babadan çekindikleri onun sözünü daha fazla dinledikleri gerçeği gün gibi ortadadır.

- Bu durumda siz olsanız evin sorumluluğunu kime verirsiniz?

Demek ki evin reisi olmak daha üstün olmak anlamına değil aile huzur ve barışını ve de geçimini temin etmek manasına gelir.

İtaat: Kadınların erkeklere itaat etmesi onlar için bir küçüklük değildir. Evde bir erkeğin makul olan sözlerini yerine getirmenin ne zararı vardır. Evde sözü dinlenecek bir kimseye ihtiyaç olduğuna göre ve bu kişi de erkek olduğuna göre çocuklara örnek olma adına kadının kocasına itaat etmesi kadar makul bir durum olamaz. Dairede çalışan kadınların yabancı erkelerin emirlerini harfiyen yerine getirdikleri ortada iken kendi eşine karşı duyarlı davranması kadar doğal bir şey olabilir mi?  

İlginçtir çalışan bir kadın elin yabancısından (müdüründen) emir alıyor izin istiyor saygı gösteriyor ve itaat etmeyi şeref sayıyor. Sıra kendi kocasına gelince egosu kabarıyor. Bu çelişkiyi izah etmek mümkün değildir.

Bununla beraber bu itaat kavramı bir amir-memur durumunu çağrıştırmamalıdır. Çünkü İslam’da evvela İslam’a aykırı bir emir ve rica olamaz. Allah’a muhalif olan yerde kula itaat edilmez. Bu sebeple bu itaat aile içerisinde kadının-huzursuzluk ve kavgaya sebebiyet verecek şekilde- kocasının dediklerine karşı çıkmaması dik kafalılık etmemesini ön gören bir kavram olarak görülmelidir.

e) İslam’da kadının ikinci sınıf  bir vatandaş/bir varlık kabul edildiğini gösteren hiç bir delil yoktur.

- Kur’an’da “Nisa Mümtahine Mücadele Talak” gibi kadınlarla ilgili sureler vardır. Fakat hiçbir erkekle ilgili hususi bir sure yoktur. Bu da Kur’an’da kadınlar için “pozitif ayrımcılık” yapıldığının göstergesidir.

- Cahiliye döneminde kızlara hor bakan cahiller Kur’an’da şöyle kötülenmiştir:

“Birisine bir kız çocuğu müjdelenirse üzüntüsünden yüzü simsiyah kesilir..."(Nahl 16/58 )

- Hz. Peygamber (asm): "Üç iki hatta bir kız çocuğunu haklarını koruyarak yetiştiren babanın Cennette kendisiyle beraber olacağını” ifade buyurmuştur.” (İbn Mace Edep 3)

İlave bilgi için tıklayınız:

Nisa 34. ayetteki vedribûhünne kelimesine  kadınları dövün anlamı ...
Kadınların dövülmesi / aile içi şiddetle ilgili âyet var mı bunun ...
Kadın-erkek eşitliği söz konusu mudur?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet