Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Midye yemek Hanefi mezhebine göre caiz değildir. Zaruri bir hal yoksa yememek evladır. Mezhepleri ihtiyaç olmadan taklit etmek doğru değildir.
Bir mezhepten diğerine temelli geçmek caizdir. Dünyanın muhtelif bölgelerinde yaşayan Müslümanlar dört mezhepten birisine bağlıdırlar. Bir Müslüman hak mezheplerden birisine tâbi olur ibadet ve muamelelerini o mezhebin hüküm ve içtihadlarına göre sürdürebilir. İslâmî hayatını bu mezheplerden birisine göre yapan bir Müslümanın ölünceye kadar aynı mezhepte kalması gibi bir mecburiyet yoktur. Bundan dolayıdır ki arzu ederse tamamen bir diğer hak mezhebe geçebilir. Meselâ Şâfiî mezhebine mensup olan bir kimse dilerse Hanefî mezhebine; Hanefi mezhebine mensup bir kimse de isterse Şâfiî mezhebine geçebilir.
Ancak bir mezhepten diğer mezhebe geçen kimsenin ibadet ve muamelelerinin kâmil mânâda olabilmesi için girdiği mezhebin meselelerini bilmesi gerekir. Meselâ bir Şâfiî Hanefi mezhebine geçiyorsa en azından o mezhebe göre abdestin farzlarını abdesti bozan halleri namazın rükünlerini ve vaciplerini bilmesi gerekir. Bunları bilmeden geçecek olursa farkına varmadan ibadetini eksik yapıp hataya düşebilir.
“Taze et yemeniz için denizi sizin hizmetinize veren Allah’tır.”1
mealindeki âyet-i kerime ile
“Denizde avlanmak ve onları yemek size helâl kılındı ki; hem size hem de yolcu olanlarınıza faydalı olsun.”2
mealindeki âyet denizlerin birer ilâhî nimet deposu olduğunu ve onlardan insanların faydalanabileceğini ifade etmektedir.
Âyet-i kerimelerde Cenab-ı Hak belirli bir kısmını haramlaştırmadan ve başka hayvanlar gibi boğazlanma şartını koşmadan bütün deniz hayvanlarının helâl olduğunu bildirmekte kullarına kolaylığı ve genişliği temin etmektedir. Hattâ mümkün mertebe hayvana eziyet vermekten kaçınılması kaydıyla onları yakalamak için insana her şeyi kullanabilme müsaadesini vermektedir.
Bilindiği gibi yaşadıkları yerler bakımından hayvanlar kara ve deniz hayvanları olmak üzere ikiye ayrılır. Karada yaşayan hayvanların hangilerinin yenip yenmeyeceği fıkıh kitaplarında belirtilmiş ayrılmıştır. Denizde yaşayan hayvanların hangilerinin yenilmesinin helâl hangilerinin haram olduğu hususunda ise mezhepler arasında farklı görüşler mevcuttur.
Yukarıda meallerini verdiğimiz âyet-i kerimeden hareket eden Şâfiî Mâlikî ve Hanbelî mezhebi âlemlerine göre deniz hayvanlarının yani suyun içinden başka bir yerde yaşayamayan hayvanların hepsi nerede bulunursa bulunsun ister balık şeklinde olsun isterse başka cins ve şekide bulunsun helâldir yenebilir. Yine aynı mezheplere göre bu hayvanların isimlerinin farklı olması diri veya ölü olması; yakalayanların Müslüman veya gayri müslim olması hükmü değiştirmez.
Mâlikî mezhebi hiçbir deniz hayvanını istisna kılmazken Hanbelî mezhebi yılan balığını habis saydığı için; Şâfiî mezhebi de kurbağa yengeç ve timsah gibi hem denizde hem de karada yaşayabilen hayvanların etinin yenilmesini haram olarak vasıflandırmaktadır.
Hanefî mezhebine göre ise balık sûretinde olmayan deniz hayvanlarının etlerini yemek haramdır. Buna göre daima suda yaşayan suda barınan hayvanlardan her çeşit balık eti yenebilir. Kalkan balığı sazan balığı yunus balığı yılan balığı bu kabildendir. Fakat diğer su hayvanları caiz değildir. Midye istiridye istakoz ve yengeç gibi hayvanların yenilmesi helâl olarak kabul edilmemektedir haram sayılmaktadır.3
Bu esaslara göre midye istiridye gibi deniz hayvanları Şâfiî Mâlikî ve Hanbeli mezheplerine göre yenebilirken Hanefî mezhebine göre yenilmemektedir. Hanefî mezhebinin haram saymasının sebebi bu çeşit hayvanları gerek görünüş gerekse yenen kısımları itibariyle hoş olmaması çirkin ve pis sayılmasıdır.
Dipnotlar:
1. Nahl Sûresi 14.
2. Mâide Sûresi 96.
3. el-Mezâhibu’l-Erbaa II/5.
(Mehmed Paksu Helal – Haram)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi