Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Mü'minun suresi 3. Ayet:
"Ve onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar."
Ayette bahsedilen kamil müminlerin özelliğidir. Müminlere boş işlerle uğraşmak yakışmaz. Boş işlerle uğraşmak müminlerin vasfı değildir. Ancak bir mümin boş bir işle uğraşsa günahkar oldu denilmez. Fakat kamil bir mümin olamaz.
Asr suresinde Allah Teala zamana yemin etmekte ve şöyle buyurmaktadır:
"1. Yemin ederim zamana. 2. İnsanlar hüsranda. 3. Ancak şunlar müstesna: İman edip makbul ve güzel işler yapanlar Bir de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler."
İnsanın ömrü en kıymetli sermayesidir; ne kazanacaksa onunla kazanacaktır. O ömür ise dehir (zaman)den biz cüzdür. Onunla akmaktadır. Hatta insan için zaman ömründen hatta ömrünün içinde bulunduğu anından ibaret değildir. Kârsız geçen her an o güzel sermayeden heder edilen bir ziyan bir hüsrandır.
Bununla beraber senelerce kaybedilen bir ömür içinde bulunduğu son bir lahzada kendisine ebedî cenneti kazandıracak güzel bir iş yapmaya muvaffak olabilirse geçen bütün kayıpları telafi ederek o zarardan kurtulmuş ve o insan için en şerefli şey ve bütün zaman ve lahzadan ibaret olmuş olur. Bu sayede insan ömrünün içinde bulunduğu her saniyesini fırsat bilerek onunla geçirmiş olduğu fırsatları kaza ile telafi etmeye bir dereceye kadar imkan bulur. Nitekim
"Ve o öğüt almak veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbirlerini izler yaptı." (Furkan 25/62)
buyurulmakla ona işaret edilmiştir. Böyle vaktinin kıymetini bilmek mânâsınadır ki mutasavvıflar "Sofî ibnü'l-vakt (vaktin oğlu) olmalıdır yani ömrünün ve özellikle fiilen içinde bulunduğu vaktin kıymetini bilmeli ve onunla yarın ahireti için ne kâr ne hayır edebilmek mümkün ise onu kazanmaya çalışmalıdır demişlerdir. Nasıl ki bugünün yarını yoktur diye ahirete inanmayanlar da tersine dünya zevkini sürerek gönüllerince kâm almak için "Gün bugündür saat bu saattir ne yapacaksak şimdi yapmalıyız." diyerek ne olursa olsun vaktine uyup çıkarını gözetme mânâsına "İbnü'z-zaman" (zamanın oğlu) olmak zaman geçince onunla beraber geçip gitmek isterler. Maksatları farklı olmakla beraber ikisi de:
Öğren rüsum-ı asrı lisan-ı zamaneyi / Bak tab-ı nasa vakte münasip tekellüm et"
"Öğren asrın âdetlerini zamanın dilini; / Bak insan tabiatına zamana uygun konuş."
demekten hoşlanırlar. Çünkü vakit gerek kazanmak gerek tüketmek gerek kâr gerek zarar için kullanılacak iş zamanıdır. İşte vakit böyle bir fırsat ve ömür bütün anlarıyla böyle kâr ve zarara maruz bir sermaye ve zaman böyle bir taraftan tükenmek bir taraftan artmak üzere bulunan nimetlerin asıllarından bir nimet olmak hasebiyle vakit ve zamanın kadrini takdir ile ömrün kıymet ve mahiyetine dikkat nazarını çekmek için asra yemin edilmesinde mühim mânâlar vardır.
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ)
İlave bilgi için tıklayınız:
Futbol oynamak ve izlemek caiz mi?..
MÜ'MİNÛN SURESİ
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi