Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Teslis inancı şirk ise Hristiyanlarla evlenmek caiz olur mu?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Teslis inancı şirk ise hristiyanlarla evlenmek ve onların kestikleri yemek caiz okur mu?
- Müşriklerle evlenmeyin ayetine ters degil mi?

Değerli kardeşimiz

İslâm’a göre Ehl-i Kitap denilen Yahudiler ve Hristiyanlar kâfirdir. Yine İslâm'a göre bir Müslüman erkek kâfir bir kadınla evlenemez; Müslüman bir kadın da kâfir bir erkekle evlenemez.

Eti yenen hayvanlar dinin belirlediği ölçüler çerçevesinde ve Allah'ın adı anılarak kesilirse bunların etlerinden yemek helal olur yoksa helal olmaz.

Bu açıdan bakılınca Ehl-i Kitapla evlenilmemesi ve kestiklerinin yenilmemesi gerekir. Ama İslâm diğer din mensuplarına ve inançsızlara göre Ehl-i Kitab'a bir ayrıcalık tanımış Kitâbî kadınlarla Müslüman erkeklerin evlenmesini ve Kitâbîlerin kestiklerini yemeyi helal ve mübah kabul etmiştir.

Bu konuyu soruda geçen durumu da dikkate alarak açıklamak gerekir.

Müşriklerle Evlenme Yasağı

Nisâ sûresinin 23. âyeti mü'minlerin evlenmeleri sürekli olarak yasak olan akrabayı ve evlenmeleri caiz olanları bildirir. Bakara sûresinin 221. âyeti ise müminlerin müşriklerle evlenmesini yasaklar:

"(Ey mü'minler) Allah'a eş tanıyan (müşrik) kadınlarla onlar imân edinceye kadar evlenmeyin. İmân eden bir câriye müşrik bir kadından -bu sizin hoşunuza gitse de- elbet daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de onlar imân edinceye kadar (mümin kadınları) nikâhlamayın. Mümin bir köle müşrikten -o sizin hoşunuza gitse de- elbette hayırlıdır. Onlar sizi cehenneme çağırırlar.Allah ise kendi iradesiyle cennete ve mağfirete çağırır. O insanlara âyetlerini apaçık söyler. Ta ki iyice düşünüp ibret alsınlar." (Bakara 2/221)

Bu âyet mümin kadınların müşrik erkeklerle mümin erkeklerin de müşrik kadınlarla evlenmelerini yasaklıyor. Ama onlar imân edip mümin olurlarsa evlenme engeli elbette ortadan kalkar.

Müşrik; "Allah'a eş koşan; zat sıfat ve fiillerinde Allah'ın ortağı benzeri olduğuna inanan kimseye" denir. Şirk tevhidin zıddı olup "ortaklık" demektir. Birden fazla yaratıcı tanımak şirk olduğu gibi; Allah'ın eşi oğlu kızı vb. olduğunu söylemek ve böylece inanmak da şirktir.

Küfür;"Allah'ı inkar etmek Hz. Muhammed (asm)'i yalanlamaktır." Küfür imânın zıddıdır. İmân Allah'ı ve haber verdiği şeylerde Hz. Muhammed (asm)'in doğruluğunu kabul etmektir. Küfür de bunları yalanlamaktır.

Allah'a inanmamak küfür olduğu gibi bazen küfre alâmet olan şeylere de küfür denir. Yıldızlara putlara ateşe ibâdet etmek peygamber öldürmek; haramı helal helali haram saymak da küfür alâmeti kabul edilmiş ve bunları yapanlar kâfir sayılmıştır.

Şirk ve küfür birbirine yakın iki kavramdır. Küfür daha genel; şirk daha özeldir. İnanç esaslarından birini veya birkaçını inkâr küfürdür; birden fazla ilâha inanmak ise şirktir. Her şirk aynı zamanda küfürdür.

Elmalılı M. Hamdi Yazır müşrikle ilgili şunları söylemektedir:

"Müşrik Kur'ân dilinde iki anlama gelir biri zâhirî diğeri hakikîdir. Zâhirî anlamda müşrik açıktan açığa Allah'a ortak koşan birçok ilâhın varlığına inanandır. Bu anlama göre Ehl-i Kitaba müşrik denmez.”

“Hakikî müşrik de hakikaten tevhidi ve İslâm dinini inkâr eden yani mümin olmayan gayr-i müslimlerdir. Bu anlama göre Ehl-i Kitap olan Yahudi ve Hristiyanlar da müşriktir. Zira bunlar görünüşte tevhid iddialarına rağmen hakikatte Allah'a çocuk isnad ederler. Hristiyanlar 'teslis' (üçleme) düşüncesine sahiptirler ve 'Mesih Allah'ın oğludur.' derler. Yahudiler de 'Üzeyr Allah'ın oğludur.' derler. Böyle demekle beraber tevhid iddiasında da bulunurlar. Dolayısıyla her ikisi de görünüşte müşrik değilseler de hakikatte müşriktirler."(bk. M. H. YAZRIR ilgili ayetin tefsiri)

"Müşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla evlenmeyin." (Bakara 2/221) âyetinin benzeri "Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın." (Mümtehine 60/10) âyetidir. Bu âyetler Müslümanların kâfirlerle ve müşriklerle evlenemeyeceklerine ve onların kestiklerinin helal olmadığına açıkça delâlet etmektedir. Âyette "müşrikler" zikredilmişse de İslâm fıkıhçıları "müşrik" teriminin bütün kâfirleri puta tapanları ateşe tapanları dinsizleri zındıkları mürtedleri; güneşe aya yıldızlara tapanları materyalistleri vb. kapsadığını söylemişlerdir.

Genellikle erkekler kadınlara hâkim durumdadırlar. Koca hangi dindense çoğunlukla karısını da kendi dinine çağırır. Kadınlar genellikle erkeklere uyarlar onlardan etkilenirler. Onları dinlerinde de taklid ederler. Böylece mü'min kadının küfre düşmesinden korkulur. Âyette; 'Onlar (müşrikler) ateşe çağırırlar.'(Bakara 2/221) buyrulur. Müşrikler küfre çağırırlar. Küfür ateşi gerektirdiğinden küfre davet ateşe davet demektir. Müslüman kadının kâfirle evlenmesi bu sebepten haramdır. Karı-koca arasındaki inanç farklılığı endişeye ızdıraba karşılıklı nefrete sebep olup evliliği sarsacağından bu evlilik haram kılınmıştır. İnançsızlık kadının hıyanetini artırır fesada yol açar. Emânet doğruluk hayır vb. ulvî düşünceler zihinden kalkar. Hurafe ve vehimlere inanan heva ve arzularının kölesi olur.

Müşrikler gerçek bir dine intisabdan uzak olup tamamen bâtıl bir dine mensupturlar. Hakikî dinlere düşmandırlar. Bunlarla hakikî bir din mensubu arasında uyuşma anlaşma pek beklenemez. Müşrik anne çocuğunu kendisi gibi yetiştireceğinden dolayı İslâm'da müşriklerle evlenmek yasaktır.

İslâm'ın Ehl-İ Kitaba Müsamahası

Mâide sûresinin 5. âyeti Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla Müslüman erkeklerin evlenmelerini ve Kitâbîlerin kestiklerini yemeyi mübah kılar. Mâide sûresi Medine'de en son inen sûrelerdendir. Bu sırada Mekke fetholunmuş müşrikler (puta tapanlar) bertaraf edilmiş artık semavî kitap sahipleriyle iyi ilişkiler kurma zamanı gelmişti.

Kitâbîlerle evlenmenin mübah kılınması; onların -İslâm'a göre doğru olmasa da- imân esaslarına inanmalarından ve Müslüman olmalarının umulmasındandır. Kitâbîler müşriklere nisbetle hakîkî bir dini kabule daha müsaittirler. Kadın çabuk etkilenen bir varlık olduğu için Müslüman kocasından etkilenerek Müslüman olması umulur. Bundan dolayı Müslüman kadının Kitâbî erkekle evlenmesine izin verilmez. Müslüman kadın varken Kitâbî kadınlarla evlenmek mekruh görülmüştür. Çünkü Müslüman erkek Kitâbî kadını şarap içmekten domuz eti yemekten kiliseye gitmekten menedemez.

İslâm'ın Kitâbî kadınlarla evlenmeye izin vermesi kerâhetle caizdir. Bu ruhsat Ehl-i Kitapla iyi ilişkiler kurulması ve onların İslâma ısındırılması hedefine yöneliktir.

"De ki: Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda eşit bir kelimeye geliniz: Allah'dan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse işte o zaman 'Bizim Müslüman olduğumuza şâhitler olun.' deyiniz."(Âl-i İmrân 3/64)

âyeti İslâm'ın Ehl-i Kitapla diyalog kurma isteğine delâlet etmektedir. Haktan taviz vermemek şartıyla diyalog her zaman iyidir.

Müslüman erkeğin evlenecek Müslüman bir kadın bulamaması ve zinaya düşme tehlikesi olursa Kitâbî kadınlarla evlenme hususunda herhangi bir sakınca yoktur. Bugün öğrenim ticaret görev vb. çok çeşitli sebeplerle Avrupa'ya Amerika'ya ve diğer ülkelere giden çok sayıda Müslümanın zinaya düşme tehlikesine karşı bu İslâm'ın bahşettiği güzel bir ruhsattır. Bu evlenmeler vesilesiyle nice Kitâbîler İslâm'ı tanıma fırsatı buluyorlar ve bunlardan büyük bir kısmı Müslüman oluyorlar.

Ehl-İ Kitab'ın Kadınlarıyla Evlenme

Bazı İslâm âlimleri "İmân etmedikçe müşriklerle evlenmeyin."(Bakara 2/221) ifadesinin bir Müslümanın hiçbir gayri müslimle evlenemeyeceğine delâlet ettiğini söyleyerek Ehl-i Kitab'ı da bu gruba dahil etmişlerdir. İbn Ömer Muhammed b. el-Hanefiyye ve Zeydiyye imamlarından Hâdî Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla Müslüman bir erkeğin evlenmesinin haram olduğu görüşündedirler.

Müslüman âlimlerin büyük çoğunluğu ise Müslüman bir erkeğin Ehl-i Kitap'dan bir kadınla evlenebileceği görüşündedirler.

İslâm âlimlerinin çoğunluğunun Ehl-i Kitap kadınlarıyla evlenmeyi ve Ehl-i Kitab'ın kestiklerini yemeyi caiz görmeleri şu âyete dayanır:

"Bugün size bütün iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi ve Hristiyanların) yiyeceği (boğazladıkları) sizin için helal olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlar için helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da namuslu olmak zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere mehirlerini vermeniz şartıyla size helaldir. Kim imânı tanımayıp kâfir olursa onun ameli boşa gitmiştir. O âhirette ziyana uğrayanlardandır."(Mâide 5/5)

İbn Abbas'a göre bu ayetin "Mü'min kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da namuslu olmak zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere mehirlerini vermeniz şartıyla size helaldir."(Mâide 5/5) hükmü "İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin."(Bakara 2/221) âyetini neshetmiştir.

Ancak bazı âlimler bu âyetin neshini kabul etmezler. Bunlara göre Mâide sûresi 5. âyeti Bakara sûresi 221. âyetini tahsis etmiştir. Yani müşriklerle evlenme ve kestiklerini yeme yasağı süreklidir. Ama yüce Allah Ehl-i Kitab'ı kadınlarıyla evlenme ve kestiklerini yeme hususunda istisnâ etmiştir. Saîd b. Cübeyr ve Katâde "Müşrikleri nikahlamayın." (Bakara 2/221) âyetinin umumî Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla evlenmeyi mübah kılan âyetin (Mâide. 5/5) hususî olduğunu söylemiştir. Bazı âlimler de âyetteki "müşrik" lafzının Ehl-i Kitab'ı içermediğini söylemiştir.

Bazı âlimler Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla evlenmeyi onların imân etmeleri şartına bağlamıştır. Hz. Ömer de Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla evlenmeyi yasaklamıştı. Ancak Hz. Ömer'in bu yasaklaması onlarla evlenmenin haram olduğuna inandığı için değildir. Nitekim Hz. Ömer Ashâb'dan Kitâbî kadınlarla evli olanlara hanımlarını boşamalarını emretti onlar da boşadılar. Fakat bir Yahudi kadınla evli olan Huzeyfe buna itiraz etti. Hz. Ömer'e "Haram olduğuna mı inanıyorsun?" dedi. Hz. Ömer "Hayır fakat endişeleniyorum" diye karşılık verdi.

Ashâb-ı Kirâm içerisinde Huzeyfe'den başka Hz. Osman da Nâile binti el-Ferâfise adlı Hristiyan bir kadınla evliydi. Sonra bu kadın Müslüman oldu.

Ömer Osman Talha Huzeyfe Selmân Câbir Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla evlenmenin caiz olduğu görüşündedirler.

Kitabîlerin Kestiklerinin Yenilmesi

Yüce Allah "Allah'dan başkası adına boğazlanan... size haram kılındı."(Mâide 5/3) ''Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan (onların etlerinden) yemeyin." (En'âm 6/121) buyurarak Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanların etlerini yemeyi yasakladı. Bu âyetler hükmünce kâfirin müşrikin puta tapanın mürtedin dinsizin vb. kestiği yenilmez. Ama Müslümanın ve Ehl-i Kitab'ın Allah'ın adını anarak kestikleri helaldir.

Mâide sûresinin 5. âyeti; Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla evlenmenin helal olduğunu bildirdiği gibi aynı zamanda Ehl-i Kitab'ın kestiklerinin helal olduğunu da bildirir: "Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helal olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir." (Mâide 5/5) Bu âyetteki "taam = yiyecek"i İslâm âlimleri "kestikleri" diye tefsir etmişlerdir. Hz. Ali İbn Abbas Ebû Ümâme Mücâhid Saîd b. Cübeyr İkrime Atâ Hasan Mekhûl İbrahim Nehâî Süddî Mukâtil b. Hayyân.. bu görüştedir. Bu hususta âlimlerin ittifakı vardır. Bütün İslâm mezhepleri bunu mübah görmüştür.

Âyetteki "taam = yiyecek'in "kestikleri" diye tefsir olunması yiyeceklerin dinle ilgisi olmadığındandır. Bütün yiyecekler kime ait olursa olsun bunları kim yaparsa veya yetiştirirse yetiştirsin helaldir. Ekmek zeytinyağı gibi el emeği ile hazırlananlarda aynı şekilde helaldir.

Sonuç

İslâm dini evrensel bir dindir. Yüce Allah Hz. Muhammed (asm)'i bütün insanlığa son peygamber olarak göndermiştir. Artık Hz. Muhammed (asm)'den sonra peygamber gelmeyecek dolayısıyla Kur'ân'dan başka kitap inmeyecektir. Allah'ın koruması altındaki Kur'ân'ın hükümleri kıyâmete kadar bâkidir ve Kur'ân kıyâmete kadar bütün insanların her türlü dînî rûhî mânevî ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılayacak ilâhî bir kitaptır.

Ehl-i Kitap dediğimiz Yahudiler Hristiyanlar ve eğer varsa diğer ilâhî kitap mensupları Hz. Muhammed (asm)'e ve Kur'ân'a inanmadıklarından İslâm'a göre kâfir sayılırlar. Yüce Allah Hz. İsa'yı tanrı sayan ve teslise inanan Hristiyanların kesinlikle kâfir olduklarını bildirmiştir. Onları teslis inancından Hz. İsa'yı tanrı saymaktan vazgeçmeye; Allah'ın birliğine Hz. Muhammed (asm)'in peygamberliğine ve Kur'ân âyetlerine inanmaya çağırmıştır.

Evrensel din İslâm'ın Müslümanların kâfir ve müşriklerle evlenmelerine kâfir ve müşriklerin kestiklerini yemeye izin vermemesine karşılık Ehl-i Kitab'ın kadınlarıyla evlenmelerine ve Ehl-i Kitab'ın kestiklerini yemeye izin vermesi Ehl-i Kitab'ı diğerlerinden ayırması ve Ehl-i Kitab'a bir ayrıcalık tanımasından ibarettir.

İslâm'ın Ehl-i Kitab'a ayrıcalık tanıması bize gösteriyor ki Ehl-i Kitab; ateistler dinsizler komünistler materyalistler Mecûsîler puta tapanlar canlı-cansız çeşitli varlıklara tapanlardan farklı konumdadırlar. -Allah bilir- öbür âlemdeki yerleri de farklı olacaktır. Zira cennet tabaka tabaka olduğu gibi cehennem de tabaka tabakadır. Kâfirler küfürleriyle orantılı olarak cehennem tabakalarına yerleştirileceklerdir. Meselâ münâfıklar cehennemin en alt tabakasına konulacaklardır.

İslâm böylece bir taraftan hiç din inanç tanımayanlara karşılık yanlış da olsa dinden imândan haberi olan Ehl-i Kitap'la ilişkilerini iyi yönde geliştirmeyi ve bunları İslâm'a kazanmayı amaçlamış diğer taraftan bu konuda Müslümanlara bir kolaylık getirmiştir.

Zamanımızda çeşitli sebeplerle Ehl-i Kitap ülkelerine giden çok sayıda Müslüman için bu bir ruhsattır kolaylıktır. Yıllarca o ülkelerde kalmak mecburiyetinde olanlar İslâm'ın bu ruhsatından yararlanarak hem zinâdan korunabilecekler ve hem de normal gıdalarını alabileceklerdir.

Kaynaklar:

- Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Hak Dini Kur'ân Dili İstanbul ts.. Çelik-Şura Neşr. I 307- 311 II 70.
- Ömer Nasûhi Bilmen Hukuk-u İslâmiyeye ve İstılâhâtı Fıkhiyye Kamusu İstanbul 1968 Bilmen Yay. II 105.
- Kamil Miras Sahihi-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Terceme ve Şerhi. Ankara. 1972 Diyanet Yay. XI 282-283.
- Zuhayli İslâm Fıkıh Ansiklopedisi Çev. Ahmet Efe ve ark İstanbul 1992 Risale Yay IX. 121-126.
Serahsi Mebsût Beyrut ts. II. baskı Dâru'l-Marıte. V. 45-50.
- İbn Âbidin Reddü'l-Muhtar Terc. Çev. Ahmet Davudoğlu İstanbul 1983 Şamil Yay. V. 337-339.
- İbn Kudame Muğnî Riyad 1401/1981 VI 580-591.
İbn Hazm Muhallâ Thk. Ahmed Muh. Şakir Kahire ts.. Dâru't-Türâs IX 445-454.
- Abdurrahman Cezîrî Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı İstanbul 1986 Bahar Yay. V. 132-134 III. 42-43.
- Kâsânî Bedâiu's-Sanâi Beyrut 1384/ 1974. V 46; Abdülkerim Zeydan II. 272 V. 45-46.
- Kurtubî Câmi' (Tefsir) Kahire 1387/1967 VI. 76.
- İbrahim Canan Kütüb-i Sitte Muhtasarı Terceme ve Şerhi Ankara 1988. Akçağ Yay. VII 228.
- Geniş bilgi ve kaynaklar için bk. Dr. Mehmet Bulut İman Açısından Ehl-i Kitap Yeni Ümit Sayı: 30 31 32.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet