Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Bir erkek öğütte bulunmadan eşini dövebilir mi?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Nisa süresi 34. ayette itaatsiz kadınlar için öğüt yatağını ayırma ve dövme tavsiye edilmiştir. Fahruddin-i Razi tefsirinde “Erkek bu sıraya bağlı kalmak zorunda değildir kendi karısını öğüt vermeden direkt olarak dövebilir. Çünkü ayette sıralama bağlaçları yoktur ve mezheplerin de görüşü böyledir.” diyor. Ayette sıralama takip etmek gerekmiyor mu?

- Tek öğütle yola gelecek kadın varken Kur'an-ı kerim nasıl olur da direkt dövmeye müsaade eder; açıklayabilir misiniz?

Değerli kardeşimiz

Fahruddin Razi’nin bu ayetin tefsirinde söyledikleri şöyledir:

a) Kendi görüşü çok açıktır:

“Ben diyorum ki; ayetin ifadesinden anlaşılıyor ki Allah önce vaz / öğüt vermeyi sonra -bir derece daha yukarıya çıkarak- hicret etmeyi / yatağını ayırmayı son da -bir derece daha yukarı çıkıp- dövmeyi zikretmiştir. Bu sıranın takip edilmesi açık bir ifade hükmündedir ki en hafif olanıyla maksat hasıl olduğu takdirde onunla iktifa etmek vaciptir ve ondan daha ağır olan tedbire baş vurmak caiz değildir.”(Razi ilgili ayetin tefsiri).

(وَأَقُولُ: الَّذِي يَدُلُّ عَلَيْهِ أَنَّهُ تَعَالَى ابْتَدَأَ بِالْوَعْظِ، ثُمَّ تَرَقَّى مِنْهُ إِلَى الْهِجْرَانِ فِي الْمَضَاجِعِ، ثُمَّ تَرَقَّى مِنْهُ إِلَى الضَّرْبِ، وَذَلِكَ تَنْبِيهٌ يَجْرِي مَجْرَى التَّصْرِيحِ فِي أَنَّهُ مَهْمَا حَصَلَ الْغَرَضُ بِالطَّرِيقِ الْأَخَفِّ وَجَبَ الِاكْتِفَاءُ بِهِ، وَلَمْ يَجُزِ الْإِقْدَامُ عَلَى الطَّرِيقِ الْأَشَقِّ واللَّه أَعْلَمُ.

b) Arkadaşlarının yani akranı olan veya genel olarak mezhep alimlerinin görüşü:

Razi’nin bildirdiğine göre alimler bu ayetin takip ettiği sıranın hükmü konusunda farklı yorumlarda bulunmuşlardır:

- Bazılarına göre bu sıralama zahirde her ne kadar cem’a delalet etse de (yani: “Fa”nın aksine atıf vavıyla yapılan atıflarda tertip şart değildir ki burada da vavla atıf yapılmıştır) burada yine de tertip esastır bu sırlamayı takip etmek vaciptir.

Nitekim Hz. Ali de bu konuda şunları söylemiştir:

“(Kadının kocası) önce diliyle eşine vaz-u nasihatte bulunacak şayet bununla yola gelirse artık üzerine gitmesi caiz değildir. Yok eğer öğütle yola gelmezse yatağını ayıracak bununla yola gelirse onu dövmesi caiz değildir. Şayet yatağını ayırmakla da yola gelmezse o zaman dövebilecektir. Şayet dövmeyle de yola gelmezse iki hakeme baş buracaktır." (Razi a.y)

- Diğer bazı alimlere göre ise eşinin “naşiza” olmasından (kocasına karşı baş kaldırmasından) endişe eden kocanın ayetteki tertibe riayet etmesi gerekir. Şayet bu başkaldırı bizzat vuku bulduysa bu takdirde bu üç tedbire birden başvurabilir.

- Bazı alimler konuyla ilgili mezhebin görüşünü şöyle değerlendirmişler: Şayet koca karısının NAŞİZA olacağından endişe ediyorsa ona öğüt verme hakkına sahiptir. Bu durumda yatağını ayırmasının caiz olup olmadığı konusunda kesin bir görüş yoktur faka bu da ihtimal dahilindedir. Ancak bu NÜŞUZ (baş kaldırı) bilfiil başlamışsa tertibe riayet etmeden istediği üç tedbirden birini uygulayabilir. (Razi a.y)

Dikkat edilirse bu son görüş Razi’ye değil bazı alimlere aittir. Razi kendi görüşünü başta söyledi. Mezhebin görüşü olduğu hususu da yine bu (bazı) alimlerin değerlendirmesidir.

- Bu konuyu genel olarak özetlersek: Alimlerin cumhuruna göre ayetteki tertibe riayet etmek vaciptir. Şafiilerin görüşü -mezhebin bir kavline göre- cumhurun görüşüyle aynıdır. Diğer bir kavline göre ise -yukarıda Razi’nin de işaret ettiği gibi- tertibe riayet etmek şart değildir. (bk. el-Mevsuuatu’l-Fıkhiye 10/23-24- ayrıca bk. V. Zuhayli el-Fıkhu’l-İslamî 7/339)

- Şafii mezhebinin meşhur hukukçusu Maverdi de bu konuda şunları söylemiştir: “Bu üç terbiye yolunun tertibi hususunda iki kavil / görüş vardır:

Birinci göre göre erkek eşinin kendisine karşı isyan edeceğinden endişe ederse ona öğüt verir ve -bir de- yatağını ayırır. Şayet kadın buna rağmen isyanında ısrar ederse onu dövebilir.

İkinci görüşe göre erkek eşinin NÜŞUZundan endişe ederse ona öğüt verir. Eğer bu NÜŞUZ (isyan) bilfiil ortaya çıkarsa yatağını ayırır. Şayet buna rağmen bu isyanında ısrar ederse bu takdirde dövebilir. İmam Şafii’nin en azhar (açık) olan görüşü budur. (bk. Maverdi ilgili ayetin tefsiri)

Konuyla ilgili merhum Elmalılı Hamdi'nin açıklaması şöyledir:

"Burada kadın dövülür mü diye bir soru akla gelebilir. Evet dövülmez fakat bu ifadede kadın demek nâşize (serkeş) âsiye (isyankâr) karı demek olmadığı da unutulmamak lâzım gelir. Sırasına göre insanca olmak üzere bir kaç tokat hissi isyan ile sukuta doğru giden hırçın bir kadına kadınlık şeref ü terbiyesini bahşetmek için güzel bir ders olabilir." (Hak Dini ilgili ayetin tefsiri)

Ata gibi bazı alimlerin dediği gibi Hz. Peygamber (a.s.m)’in bu “dövme” ruhsatını / iznini asla kullanmaması (İbn Mâce nikâh 51) ve

“Eşini döven sizin hayırlınız değildir.” (Hâzimî el-İtibâr 142)

diye buyurması -caydırıcı bir unsur olarak Kur’an’da yer almasına rağmen- bu ruhsatın kullanılmasının uygun olmadığının bir kanıtı olarak değerlendirilebilir. (krş. İbn Aşur Nisa 4/34. ayetin tefsiri)

İlave bilgi için tıklayınız:

Kadınların dövülmesi / aile içi şiddet hakkında bilgi verir misiniz?

"Sizden kimse köle döver gibi hanımını dövmesin" hadisini nasıl anlamalıyız?

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi