Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Özürlü kişi üzerine bulaşan necasetle namaz kılabilir mi?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Benim küçük ve büyük abdestimi tutamama durumum var. Hastalığım kalıcı. Bu durumda özür sahibi oluyor muyum?
- Özür sahibi olmak için devamlı akması lazım diye okudum. Bende belki bir namaz vakti kadar idrar akmıyor olabilir   ama bunu anlayamıyorum hiçbir şekilde. Az miktarda kaçırmalar olabiliyor anlamadan. Çok miktarda geldiğinde ise anlık sıkıştırma hissi oluyor ve aniden kaçıyor tutamıyorum. Bu durumda ne yapmam lazım?
- Namazda bu durum olursa yani aniden kaçırdığımı anlarsam kalkıp abdest almam gerekiyor mu?
- Diğer merak ettiğim dışarıda olduğumda bezimde bazen necaset kalıyor az ya da çok. Değiştirebildiğim zaman değiştiriyorum ama bazen öyle kalıyor. Değiştirme imkanı olmuyor  bunun namaza manisi nedir?

Değerli kardeşimiz

Özür “sonradan ortaya çıkan ve mükellefin işini kolaylaştırmaya yarayan durum” olarak da tanımlanır. (İbnu Emiru Hac et-Takrir ve’t-tahbir ll 204)

Fıkıhta özür kavramının en çok kullanıldığı konuların başında sürekli devam eden abdest bozucu haller gelir. Sürekli burun kanaması idrarını tutamama sürekli kusma yellenme yaranın sürekli kanaması ve akması bayanların akıntıları (bayanlar için hayızda üç günden az veya on günden çok; nifasta kırk günden çok kan gelmesi gibi durumları) ve buna benzer abdesti bozan ve kısmen süreklilik taşıyan bedeni rahatsızlıklara özür böyle kimselere de özür sahibi denilir. (Kasani Bedaiü’s-Sanai l 238 239; Merğinani el-Hidaye l 32 33; İbn Abidin Reddü’l-muhtar l 305)

Bir kimsenin ibadet konusunda özürlü sayılabilmesi için özrünün bir namaz vakti içinde abdest alıp namaz kılacak kadar bile kesilmemesi ve her namaz vaktinde en az bir defa tekrarlaması gerekir. Özür hali sebebin tam bir namaz vakti süresince kesilmesiyle ortadan kalkar. (İbn Abidin Reddü’l-muhtar l 305)

Özürlü kimse her namaz vakti için abdest alır. Zira Hz. Peygamber (asm) özürlü bir kadına böyle yapmasını bildirmiştir. (Buhari Vudu’ 63; Ebu Davud Tahare 110 112)

Özürlü özür halinin abdesti bozmadığını varsayarak o vakit içinde aldığı abdestle onu bozan yeni bir durum meydana gelmedikçe dilediği kadar farz vacip sünnet eda ve kaza namazı cuma ve bayram namazı kılabilir Kabe’yi tavaf edebilir Mushaf’ı tutabilir. (Merğinani el-Hidaye l 32) Ancak özür sahibinin abdesti namaz vaktinin çıkmasıyla bozulur. Dolayısıyla yeni namaz vaktinde tekrar abdest alması gerekir.

Özür sahibi kimsenin abdesti özür hali dışında abdesti bozan diğer şeylerle bozulur. (Kasani Bedaiü’s-Sanai l 240) Mesela idrarını tutamayan kimsenin burnu kanamakla abdesti bozulur.

İslam dininde yükümlülükler mükelleflerin güçlerine uygun olarak belirlenmiştir. Zira

 “Allah her kişiyi ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar.”(Bakara 2/286)

ayeti bu temel prensibi net bir şekilde ortaya koymaktadır.

İslam özür sahiplerinin ibadetlerini yerine getirebilmeleri için birtakım kolaylıklar getirmiştir.

Bu çerçevede özürlü kimsenin çamaşırına özür yerinden çıkarak bulaşan kan irin idrar cerahat gibi şeyler özrü devam ettiği müddetçe namaza engel olmaz. Ancak bunlar kişinin çamaşırına veya elbisesine tekrar bulaşmayacaksa yıkanması gerekir. (İbn Abidin Reddü’l-muhtar l 139 281 283; ez-Zuhayli el-Fıkhu’l-İslami l 288)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi