Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Nazar değdiren tazminat öder mi?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- ​Nazar değdiren (değdirdiğini kabul etmiş olursa) diyet ödemesi lâzım olur mu?
- Nazar isteyerek mi yoksa nazar değdiren kişinin isteğinden bağımsız mı değer?

Değerli kardeşimiz

Evet nazar haktır isteyerek de istemeyerek de nazar değebilir. Ayrıca nazar yoluyla zarar veren kimseden zararın tazmin ettirilebileceğini belirten alimler vardır.

Ancak tazminat için ya kişinin özgür iradesiyle itiraf etmesi ya da kesin delillere dayanması ve tazminat verilip verilmeyeceğine uzman kişilerin karar vermesi gerektiği kanaatindeyiz.

Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince: 

Kur'an-ı Kerîm’de nazar konusuna doğrudan temas eden ayet bulunmamakla birlikte dolaylı biçimde bu meseleye işaret eden ayetlerin mevcut olduğu kabul edilir. Kalem suresinde (68/51) Kur’an’ı işiten inkarcıların onun derin anlam ve belagatini ve Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'in bu şerefe nail oluşunu kıskandıkları haber verilerek “Nerdeyse gözleriyle seni yere yıkıp öldürecekler.”denilmektedir.

Taberî ayete “Kıskançlıkları yüzünden nerdeyse sana nazar değdirecekler aç ve kötü gözlerinin şerriyle seni öldürecekler.” anlamını vermiş ve bunu İbn Abbas Mücahid Kelbî gibi müfessirlere nisbet etmiştir. (Câmiu’l-beyân XXIX 29-30)

İbn Kesîr de aynı görüşü nakletmiştir. (Tefsîrü’l-Kurâni’l-azîm IV 92-98)

Elmalılı Muhammed Hamdi  gözlerin karşısındakine bakışına göre iyi veya kötü bir etkisinin olacağını bazısının elektrik gibi dokunup çarpacağını manyetize edeceğini bir kısmının ise hasedinden tuzaklar kurmaya kalkışacağını ve hedefine ulaştığında göz değmesinin gerçekleşeceğini söyler. (Hak Dini VIII 5305)

Nazarın varlığına dolaylı şekilde temas ettiği kabul edilen ikinci beyan Hz. Yakub’un çocuklarını Mısır’a gönderirken şehre aynı kapıdan değil ayrı ayrı kapılardan girmelerini tavsiye ettiğini anlatan ayettir. (Yûsuf 12/67)

Katâde b. Diâme İbn Abbas Dahhâk b. Müzâhim Muhammed b. Kâ‘b Süddî ve İbn İshak’tan naklettiği rivayetlerde Taberî Hz. Yakub’un nazar değmesinden korktuğu için oğullarına bu tavsiyede bulunduğu haberine yer vermiştir. (Câmiu’l-beyân XIII 9-10)

Aynı rivayetleri kaydeden İbn Kesîr de nazar değmesinin hak olduğunu ve onun süvariyi bile atından indirdiğini söylemiştir. (Tefsîrü’l-Kurâni’l-azîm IV 38; krş. Fahreddin er-Râzî XVIII 172-174)

Hadis rivayetlerinde nazar konusuna açıkça temas edilmiş;

- Onun bir gerçeğe tekabül ettiği belirtilerek “Kaderi geçecek bir şey bulunsaydı bu göz değmesi olurdu.” denilmiş (Müsned I 274; Buhârî Tıb 36 Libâs 86; Müslim Selâm 41-42)
- Nazardan kurtulmak için Allah’a sığınılmasıtavsiye edilmiştir. (İbn Mâce Tıb 32)

Hz. Peygamber (asm) torunları Hasan ve Hüseyin için “Allah’ın en mükemmel kelâmını vesile kılarak sizi şeytanlardan zararlı şeylerden ve kötü bakışlardan korumasını O’ndan niyaz ederim.” şeklinde dua etmiş Hz. İbrâhim’in de oğlu İsmâil ve İshak’ı bu sözlerle Allah’ın korumasına havale ettiğini bildirmiştir. (Müsned I 236 270; Buhârî Enbiyâ 10)

Bir rivayete göre Resûl-i Ekrem (asm) Ümmü Seleme’nin evinde yüzü sararmış bir kız çocuğu görmüş ve “Bu çocuğa rukye tedavisi yapın çünkü onda nazarın etkisi var.” demiştir (Müslim Selâm 59; benzer bir rivayet için bk. Müsned III 486; İbn Mâce Tıb 32).

Bazı rivayetlerde nazarın tedavisi için etkilenen kimsenin nazarı dokunan kişinin abdest aldığı su ile yıkanması tavsiye edilmekte hatta bizzat Resûlullah’ın böyle bir tavsiyede bulunduğu kaydedilmektedir (Müsned III 486 [sıhhati hakkındaki görüşler için bk. a.g.e. [Arnaût] XXIV 466-469; XXV 356-358]; İbn Mâce Tıb 32)

Selef âlimleri nazar meselesine yer vermişlerdir. (bk. Beyhakī Şuabü’l-îmân VII 527; Ferrâ el-Begavî Şerĥu’s-sünne XII 156-166; İbn Kayyim el-Cevziyye Bedâiu’l-fevâid II 257-259)

Kelamcılar muhtemelen itikadı ilgilendirmediği ve ahad haberlere dayandığından bu konuyu eserlerine almamışlardır.

Fakihler ise daha çok kötü bakışlı kişiden korunmak ve nazardan kurtulmak için alınması gereken tedbirler üzerinde durmuşlardır.

Kādî İyâz Nevevî ve İbn Âbidîn nafakalarının karşılanması şartıyla nazarı etkili kişilerin toplumdan uzak tutulabileceğini bildirmektedir. Kurtubî ise  nazar yoluyla zarar veren kimseden zararın tazmin ettirilebileceğini belirtmiştir. (İbn Hacer Fethu’l-bârî X 216; Bedreddin el-Aynî Umdetü’l-kari XVII 405)

Nazar konusunu pozitif bilimlerin yöntemiyle açıklama imkânı bulunmamaktadır.

Normal sınırlar çerçevesindeki duyuş düşünüş ve davranışları aşan olayları inceleyen parapsikoloji nazarı psikokinetik (telekinezi) olaylar içinde mütalaa etmekte ve bu tür hadiseleri birer vakıa olarak kabul etmektedir. Meydana gelişlerini ise bedenin elektromanyetik güç alanına sahip bulunması elektromanyetik ışıklar yayan gözlerin bu alanı etkilemesi özenme imrenme ve haset gibi duyguların bu tür bakışları beslemesi bakışlardaki duygu yoğunluğuna paralel biçimde nazarın gücünün artması ayrıca zihin gücünün bu tür olaylarda etkili bulunması şeklinde açıklamaktadır. (bk. Celal Kırca Din ve Bilim Açısından Nazar Diyanet Dergisi XXII/1 Ankara 1986 s. 38-47; TDV İslam Ansiklopedisi Nazar md.)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi