Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
İnsan beden (vücut) ve ruhun birleşiminden oluşur. Beden et ve kemik olan aslı toprak olup topraktan gelen kimyasal ve fiziksel değişime uğramış proteinler sayesinde yaşayan ölünce yine toprak olacak olan bir yapıdır.
Ruh ise Allah’tan gelen vücudu canlı gören hisseden kılan ilahi bir emirdir.
Ölü bir insan düşünelim; eli kolu beyni gözleri kalbi... vücudu tam olarak yerindedir. Bu insana fıkra anlatsak bilmece sorsak korkunç hikâyeler anlatsak hüzünlü olaylar anlatsak ... bir tepki verir mi bu ölü insan?
Canlı iken her fıkraya gülen hüzünlü her olaya üzülen korkan sevinen üzülen bu insana ne olmuştur? Daha doğrusu can alıcı soru şu: Ölürken bedenden eksilen nedir ki o olmayınca neşe sevinç hüzün de olmuyor? İşte o ruhtur.
Demek ki duygularımızı var eden hissiyatın kaynağı olan ruhtur. Yoksa sevinme üzülme fikir düşünce... gibi kavramları kuru bir vücut organları arasındaki elektrik akımı ile izah etmek imkansızdır. Ruhla duygu vardır. Ruh emaneti geri alınınca duygu his düşünce de... vücudu terk eder.
Rüya esnasında ruh bedenden ayrılmamaktadır. Ruh bedenden ayrılmadan da başka yerlerde bulunabilme özelliğine sahiptir. Nitekim nefislerini terbiye etmiş insanların ruhları bir anda bir çok yerde bulunabilmektedir. Abdulkadiri Geylani Hazretleri aynı anda kırktan fazla yerde görülebilmiştir.
Rüyada da insanın ruhu yine cesede bağlıdır. Ancak rüyada farklı yerlerden ve âlemlerden pencereler açılır ve ruh o pencereden o âlemleri seyreder. Başka insanların ruhlarıyla görüşebilir.
Uyku insan için mühim bir ihtiyaç olup Cenâb-ı Hakk gündüzü maîşet temini için çalışma geceyi de uyku ve dinlenme vakti olarak yaratmıştır. Uyku bir yokluk değil dinlenme vaktidir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi