Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Bunu iddia etmek duanın sırrını bilmemek duanın ubudiyyet yönünü yok saymaktır. Kur'an'ın müminler için rahmet hidayet ve şifa olduğunu anlamamaktır.
Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
"En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin..."(A'raf 7/180).
Cevşen duası da Allah Teala'nın isimleriyle Allah'a dua etmek O'na yakarmaktır.
Kur’an-ı Kerim’in sadece bir ciheti yoktur. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle inasan bakan birçok yönü vardır:
“(Kur'an)insana hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem bütün insanın bütün hacatı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek cami bir kitab-ı mukaddestir."(1)
Bir ayet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:
"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt gönüllerdekine bir şifa müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. De ki: Ancak Allah'ın lütuf ve rahmetiyle işte bunlarla sevinsinler. Bu onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır."(Yunus 10/57 58).
Kudreti sonsuz Yüce Yaratıcı’ya iman ve teslimiyetle kulluk şuuru içinde acz ve zaafını hissederek fakr ve ihtiyaçlarını arz etmeye duâ denilir. Duâ hakkında söylenen sözler incelendiğinde iman kulluk acz ve fakr hususlarının açık ve zımnî her duâ tanımında bulunduğu görülür.
Duâ imanın neticesidir. Duânın yerine getirilişi ibadettir. Duânın kaynağı insandaki acz ve zaaf halidir. Fakr ve ihtiyaçlar ise duânın söze ve fiile dökülüp ifade edilişine vesile olur.
"Kullarım sana beni sorduklarında: Ben muhakkak ki yakınım bana dua ettiğinde dua edenin duasına icâbet ederim." (Bakara 2/186).
Dua etmenin ibadet olmasının bir nedeni de Cenab-ı Hakk’ın hitabı ve “Duâ edin!” emridir. Duânın ibadet olması Kur’ân-ı Kerim’in emri olması cihetiyledir. Bediüzzaman Hazretleri bu hususu şöyle dile getirir:
“İman duâyı bir vesile-i kat’iye olarak iktiza ettiği ve fıtrat-ı insaniye onu şiddetle istediği gibi Cenâb-ı Hak dahi 'De ki: Duânız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin ki?'” (Furkâni 25/77) ferman ediyor. Hem"Bana duâ edin ki size karşılık vereyim" (Mü’min 40/60) emrediyor.(2)
Duâ ubudiyetin en büyük sırrıdır. İnsan acz ve fakrını duâ ile Rabbine arz eder. Bu yönüyle duâ hadis-i şerifte buyrulduğu gibi “ibadetin özüdür” (Tirmizî “Duâ” 1). Bediüzzaman Hazretleri
“Duâ bir sırr-ı ubudiyettir. Ubudiyet ise hâlisen livechillâh olmalı. Yalnız aczini izhar edip duâ ile O’na iltica etmeli rububiyetine karışmamalı.”(3)
diyerek duânın kulluk sırrı olduğunu ifade eder. Bir başka yerde
“Duâ bir sırr-ı azîm-i ubudiyettir. Belki ubudiyetin ruhu hükmündedir.”(4)
diyerek duânın ibadetin özü olduğunu bildiren hadise işarette bulunur .
Duâ insana samimi ve katışıksız tevhid inancı kazandırır. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle:
“Duâ eden adam anlar ki birisi var onun hâtırât-ı kalbini işitir her şeye eli yetişir her bir arzusunu yerine getirebilir aczine merhamet eder fakrına medet eder.”(5).
Duâ sebeplerin bitip de insanın çaresiz kaldığı durumlarda bile her şeyi Allah’tan bekleme ve O’na sığınma duygusuyla insanı çaresizlikten kurtarmakta ona önünde daima açık bir kapı bulunduğunu hatırlatmaktadır. Mevlanâ Câmi’nin “Bir’i iste başkaları istenmeye değmiyor; Bir’i çağır başkaları imdada gelmiyor”(6) sözleriyle ifade ettiği her duâyı duyan her ihtiyaca cevap veren bir Rabb-i Rahimimiz bulunduğu gerçeğine inanmak her dönemde insan oğlunun en büyük dayanağı ve ümit kaynağıdır.(7)
Duâ eden kimsenin hâli evlâd u iyâli islah olur malı da bereketlenir. Kendisi de sâlih amel işlemeye muvaffak olur. Her türlü hâli ve her türlü ihtiyâcı için Allah'a duâ edip yalvaran kimseye duâda büyük bir haz ve nasîp vardır. Çünkü ona annesi babası ve diğer insanlar sâlih amelde bulunması için duâ ederler.
Fakat duâdan nasibi olmayan münâcât lezzetini tatmayan ve Rabbine duâ ve ibâdet etmekten kaçınan tekebbür eden kişiler hayırdan Allah'a yaklaşmaktan ve O'nun sevgisini kazanmaktan mahrum sayılırlar. Böyle kişiler kendilerine ve duâlarına cevap verilecek rahmet kapılarını kapatmış olurlar. Çünkü duâ etme lezzetinin kalpten çıkarılması bir şahsın -kendisi farkında olmadığı halde- cezâlandırıldığı en şiddetli bir cezâdır.(8)
Dipnotlar:
1. Sözler. s. 340.
2. Sözler s. 424.
3. 23. Söz Birinci Mebhas.
4. Yirmi Dördüncü Mektup Birinci Zeyl.
5. Yirmi Üçüncü Söz Beşinci Nokta.
6. On Yedinci Söz İkinci Makam.
7. Burhan Kutluboğa Makale Ubudiyetin Ruhu: Duâ ve Sırları
8. Davut Aydüz (Prof. Dr.) Makale Duanın Fazileti.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kur'an okumanın önemi nedir adabı nasıldır? ...
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi