Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Bir hârika olan mucizenin iki ana özelliği vardır. Bunlardan biri; "meydan okumak" diğeri inkârcıları "âciz bırakmak"tır. Ehl-i Sünnet âlimleri mucizeyi kerâmet gibi diğer harikalardan ayıran unsur ve şartları dikkate alarak çeşitli ifadelerle tarif etmişlerdir. Bunlardan en uygun ve açık olanı şöyledir:
Mucize; peygamberlik iddiasında bulunan ve inkârcılara meydan okuyan zâtın bu iddiasının doğruluğunu tasdik etmek için Hak Teâlâ'nın onun vasıtasıyla izhar ettiği ve onları bir benzerini/mislini yapmaktan âciz bırakan tabiat kanunları ve âdetler üstü harikulâde bir hadisedir. (et-Taftazânî Şerhul-Akâid en-Nesefiyye; Kahire 1939 s. 459-460; Diğer tarif için bk. el-Cürcânî Şerhu'l-Mevâkıf III/177; el-Cezirî Tavdîhu'l-Akâid 140).
Bu tariften anlaşılacağı üzere mucize Allah'ın bir fiilidir. Onu peygamberi elinde yaratan ve gösteren bizzat Allah (c.c) tır. Peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkan ve inkarcılara karşı meydan okuyan bir zatın elinde onu inkâr eden herkesi aciz bırakan böyle bir harika izhar edilmesi peygamberlik iddiasını ispat ve tasdik manası taşır. Çünkü peygamberin böyle bir harika göstermesi "kulum peygamberlik iddiasında sadıktır kendiside tebliğ ettiği sözler de doğru ve gerçektir" demektir.
Tarifteki "peygamberlik iddiasında bulunmak" ve "meydan okumak" (tahaddi) şartlar mucizeyi Allah'ın salih kulları olan evliyâ'nın gösterdikleri "kerâmet" adı verilen ve benzeri diğer fevkalâde hadiselerden ayırır. Çünkü Allah dostları olan evliyanın "peygamberlik iddiası" ve "meydan okuma" vasfı yoktur. Onların gösterdiği kerâmetler tâbi oldukları ve şerîatı üzere yaşadıkları peygamberlerin bir tür mucizesi sayılır (Celâl ed-Devânî Şerhu'l-Akâidi'l-Adudiyye II/277).
Mu'cize sahih ve kabule şayan olması için bazı şartları gerektirir:
1. Mucize Allah Teâlâ'nın fiili olmalıdır. Çünkü Allah fâil-i muhtardır; yani dilediğini yaratır. Ancak kendi tarafından yaratılan bir fiilin doğruluğunu tasdik eder. Meselâ Hz. Musa'nın elindeki asayı yılana çevirmek İsa (a. s)'nın ölüyü diriltmesi gibi mucizelerdeki fiiller Hak Teâlâ'nın irade ettiği ve yarattığı fiillerdir. Bunların peygamberlere nisbeti mecazîdir.
2. Mucize bilinen tabiat kanunları ve âdetler üstü bir harika olmalıdır. Ancak o zaman o fiil Allah katından bir tasdik derecesine ulaşır. Tabiat kanunlarına ve kâinatın normal nizamına göre meydana gelen (güneşin doğması gibi) hadiselerde fevkalâdelik özelliği yoktur.
3. İtiraz edilmesi imkansız olmalıdır. Çünkü icâz'ın fonksiyonu karşı çıkan muarızların aczini ortaya koyarak onları susturmaktır.
4. Mucize Allah'ın tasdikine bir delil olarak peygamberlik iddiasında bulunan zatın elinde meydana gelmelidir.
5. Gösterilen mucize peygamberin iddiasına yani yapacağını ilân ettiği şeye uygun olmalıdır. İddiasına uymayan başka bir harika gösterse mucize sayılmaz.
6. İddiasına uygun olarak gösterdiği mucize kendisini tekzip ederek yalanlamamalıdır.
7. Mucize iddiadan önce veya çok sonra olmamalı peygamberlerin sözünü (iddiasını) müteakip hemen meydana gelmelidir (el-Cürcânî Şerhu'l-Mevâkıf III/177-179).
Mucizenin son şartına aykırı olarak peygamberlik iddiasından önce meydana gelen harikulâde olaylar mucize sayılmasa da evliyanın kerâmeti cinsinden bir harika sayılır. Peygamberler peygamberlik gelmeden önce evliya derecesinde Allah dostlarıdır. Onlarda peygamberlik yaklaştığında görülen fevkalâde hadiseye "irhas" denir. Bunlar gelecek olan peygamberliği tesis maksadıyla peygamber adaylarında görülen bazı harikalardır.
Mucizeler ile Harikalar (Kerametler) Arasındaki Fark
En önemli farklar şunlardır:
1. Mucize ancak peygamberlik şerefine mazhar olan Allah'ın sevgili kullan mümtaz şahsiyetler tarafından ve davalarına uygun olarak meydana gelir. Diğer hârikalarda bu şartlar bulunmaz.
2. Mucize genellikle halkın istemesi üzerine gösterilir ve ortaya çıkar. Bu esnada halka "Bir benzerini de siz getirin" diye meydan okunur ve halk âciz kalarak bir benzerini yapamazlar. Veliler ve diğer harika sahipleri böyle bir iddiada bulunamazlar.
3. Mucize gösteren peygamberler her türlü ahlâkî fazilet ve üstün vasıflarla muttasıf birer ahlâk ve fazilet timsali olurlar. O kadar ki bu halleri de onların peygamberliklerine delâlet eden birer hârika derecesinde görülür. Bu sebeble vehbî olan peygamberlik sıfatlarıyla muttasıf olmayanlar mucize gösteremezler.
(Daha fazla bilgi için bk. Şerhu'l-Mevâkıf III/177-181 Şerhu'l-Makâsıd II/130-135 İslâm'da İman ve Esasları 204-220).
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi