Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hz. Muhammed neden her zaman mucize istememiştir? İsteseydi her zaman mucize olabilirdi?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Cevap

Değerli kardeşimiz

Mucize; peygamberlerin nübüvvetini insanlara ispat etmek için insanların yapmaktan aciz olduğu bir takım  işlere mahzar olmalarıdır. Mucizeleri Allah peygamberlerini teyit ve tasdik için ihtiyaç durumunda ikram eder. Bütün peygamberlerin hayatında mucize vuku bulmuştur. Dolayısıyla bir kanun-u İlahi hükmündedir.

Mucizeler üç sınıftır:

Birincisi Manevi (akli) Mucize: Bunun en büyük ve mükemmel örneği Kur'an-ı Mu’ciz-il Beyandır. Bu mucize ebedi olarak devam eder; bir an ve zaman ile kayıtlı değildir. Kur’an’ın mucize olduğunu belagat alimleri kati deliller ile ispat etmişlerdir.

İkincisi Hissi (maddi) Mucize: Bu mucizeler zaman ve zemin ile kayıtlı ve sürekliliği olmayan maddi mucizelerdir. Bu mucizeler ekseri olarak ihtiyaç anında ya da bir zaruri durumdan sonra vuku bulur. Bu çeşit mucizeler Peygamberimiz (asm)'in hayatında çokça vuku bulmuştur. Hadis alimleri kat’i bir tahkik neticesinde bine yakın mucize rivayet etmişlerdir.

Mesela şakkı kamer miraç parmaklarından suyun akması az yemek ile çokların doyması gibi bine yakın hissi ve maddi mucizeler kati bir silsile ile günümüze aktarılmıştır.

Üçüncüsü Haberi Mucize: Bu da Peygamber Efendimiz (asm)'in geleceğe dair birtakım ihbarlarıdır. Mesela ahir zaman ve kıyamete dair gaybi ihbarlar ve buna benzer birçok hadisleri buna örnek teşkil eder.

"Eğer onların hakka sırt çevirmeleri sana pek ağır gelip de kendilerine bambaşka bir mûcize getirmen için yer altında bir geçit veya göğe çıkacak bir merdiven arama peşinde olursan şunu bil ki; şayet Allah dileseydi onların hepsini elbette doğru yol üzerinde toplardı. O halde sen sakın bunu bilmeyenlerden fevrî davrananlardan olma." (En’am 6/35)

mealindeki ayette mucizelerin insanların iradesini elinden alacak kadar zorlayıcı ve açık olmaması gerektiği ihtar ediliyor.

Diğer taraftan biz Müslümanlar olarak özel yaşantımızın tarzını ve şeklini Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamdan öğrendiğimiz gibi toplum hayatımızın tarzını ve şeklini de yine ondan öğreneceğiz; o nasıl yaptı ise biz de ona bakarak yapacağız. Bunun böyle olması için Efendimiz (asm)'in hayatında tatbikatının olması ve bir beşer olarak yaşaması gerekir. Eğer bütün hayatı mucizelerle olsaydı o zaman bize örnek olamazdı onu her haliyle örnek alamazdık.

Evet isteseydi Allah’ın izniyle ellerini çevirir tüm müşrikleri Karun gibi yerin dibine batırır hiç açlık yokluk sıkıntı çekmez dünya hayatını cennet hayatı gibi geçirirdi. Ancak o zaman ümmetine imam her haliyle önder hayatın her yerinde örnek olamazdı.

İşte bu sır içindir ki yalnız dâvâsını tasdik ettirmek inançsızların inadını kırmak iman edenleri motive etmek ve zaruri durumlarda ihtiyaç gereği ara sıra mucizeler gösterirdi. Diğer vakitlerde nasıl ki herkesten ziyade Allah’ın emir ve yasaklarına uymuşsa Allah’ın kainatta koyduğu adetullah kanunlarına da herkesten daha çok itaat etmiştir.

O da her beşer gibi yer içer acıkır üzülür hastalanır evlenir uyur yorulur... Sahabe açlığın acısını hissetmemek için karnına bir taş bağlamışsa o iki taş bağlamıştır. Düşmana karşı zırh giyer “Sipere giriniz!..” emreder yaralanır zahmet çekerdi.

Demek ki Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın her hali ve her tavrı doğruluğuna ve peygamberliğine delil ise de; fakat her hali her tavrı hârikulâde ve mucize olması gerekmez. Çünkü Allah onu insan olarak göndermiştir. Böylece hayatın bütün yönlerinden ümmetine örnek olabilsin. Toplumda dünya ve ahiret hayatında mutluluğu kazandıracak her durumda rehber ve önder olsun.

Diğer taraftan dünya bir imtihan ve tecrübe meydanı olduğundan bu imtihan gereği olarak elbette her şey açık ve net herkesin inanmaya mecbur kalacağı bir durumda da olmamalıdır. İmtihan salonunda akla kapı açılsın ve aklın iradesi elinden alınmasın.

Eğer her şey açıkça mucizelerle ortaya konsaydı o zaman insan iradesi kalmaz Ebu Cehil de Ebu Bekir (ra) gibi tasdik ederdi. İmtihan ve teklifin faydası da kalmaz kömür ile elmas bir seviyede kalırdı.

Onun (asm) hayatını hayatımıza hayat etmeye çalışmalıyız…

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi