Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕"Allah dünyayı yarattığından beri o yer ile gök arasında kendi halinde bırakılmıştır. Allah onun tarafına hiç bakmaz."
- Bu hadisi İmam Gazali'nin "Kalplerin Keşfi" kitabının "Dünyanın Zemmi" bölümünde gördüm...
Değerli kardeşimiz
- Evvela bu hadis zayıftır. İhya’da (3/204) yer alan bu rivayet hakkında Zeynuddin el-Iraki “Bunun bir kısmı Musa b. Yesar tarafından mürsel olarak rivayet edildiğini geri kalan kısmının herhangi bir aslına rastlayamadığını” belirtmek suretiyle zayıflığına işaret etmiştir. (bk. Tahricu Ahadis-i İhya -İhya ile birlikte- a.y)
- Aslında yer-gök arasında bulunan bir dünya tasavvuru da bu hadisin sahih olmadığının göstergesidir. Meğer ki dünyadan maksat insanların hayatını ilgilendiren ve rızkıyla alakalı olan hayat şartlarını taşıyan maddi- manevi hayatının teminatı olan bir dünya kastedilmiş olsun. Bu da hem gökleri hem yeri hem ikisi arası olan atmosferi ihtiva eder.
- Bununla beraber bu rivayet şayet sahih olsaydı bunu şöyle açıklayabilirdik:
Burada kastedilen dünya Allah’a ve ahirete perde olan ve iman esaslarına ters işleyen bir dünyadır. Bu dünya gafil insanların eğlence ve oyuncağı olan yönü itibariyledir.
Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi;
“Dünyanın üç vechi vardır:
Birisi: Âhirete bakar. Çünki onun mezraasıdır.
İkincisi: Esma-i hüsnaya bakar. Çünki onların mekteb ve tezgâhlarıdır.
Üçüncüsü: Kasden ve bizzât kendi kendine bakar. Bu vecihle insanların hevesatına keyiflerine ve bu fâni hayatın tekâlifine medar olur.
Nur-u imanla dünyanın evvelki iki vechine bakmak manevî bir cennet gibi olur.
Üçüncü vecih ise dünyanın fena yüzüdür ki zâtî ve ehemmiyetli bir kıymeti yoktur.” (Mesnevi-i Nuriye s. 79)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi