Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Nasıl cesur olabilirim?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Tepki göstermem gereken bazı olaylar da korkularım ve çekingenliğimden dolayı çoğu defa sustum.
- Bedensel ve zihinsel gücüm yettiği halde bile utangaç olup korkak davrandığım için zulme dur diyemedim. Ama sonraları hep vicdanen rahatsız oldum.
- Dışarıdan boylu ve yüksek öz güvenli görünmeme rağmen bu utangaçlık ve çekingenliğim çocukluğumdan beri var.
- Haksızlık karşısında korkularımı ve utangaçlığımı nasıl yenerim?
- Zulme artık “dur!” demek istiyorum.

Değerli kardeşimiz

Bu konuda bile bildiğimiz kadarıyla bazı hatırlatmalarda bulunacağız. Notların çıkarılmasını o keskin zekâvetinize havale edeceğiz.

- Bazı zamanlar olur ki  “korkaklık” cesur davranmaktan daha güzel bir haslet olur. Mesela “Cahil cesur olur.” sözünün geçerli olduğu yerlerde tırnak içinde temkin payı olan “korkaklık” daha iyidir.

“Her dediğin doğru olmalı fakat her doğruyu söylemek doğru değildir.”düsturuna göre hareket etmek korkaklık değildir.

- Şu bir geçektir ki  hadiste ifade edildiği üzere  

“En büyük şehit zalim bir hükümdarın yanında hakkı haykırdığı için şehit edilen kimsedir.” (Tirmizi Ahkam 4)

Ancak kişinin kendi nefsi için gösterdiği feragati kabul ettiği eziyet ve hakaretinin aynısını yakınlarından bekleme hakkı yoktur. Bu yakınlarının zarar göreceği yerde cesur davranmak caiz bile olmaz.

- İnsan başkasının karşısında hakkı savunurken çok dikkat etmesi gerekir. Çünkü eğer bu tutum ve davranışı sırf Allah rızası için değil de cesaretini haksızlığa tahammül etmeyen bir kişiliğe sahip olduğunu göstermek ise bu takdirde sevabı olmadığı gibi gösteriş ve riyakârlığın günahını da yüklenmiş olur. (bk. Gazali İhya 2/330)

- Gösterilencesaret ve kahramanlıkların erdem sayılabilmesiiçin;
Benlik davası
Hâkimiyet tutkusu
Çıkar sağlama arzusu
gibi ahlâk dışı amaçlar güdülmeyip;
Kin
Kıskançlık
Riya
gibi kötü duyguların etkisinde kalınmadan;
Dinî ve insanî değerlerin korunması haksızlıkların önlenmesi gibi üstün amaçlara yönelmek gerektiğini belirtmişlerdir.

Nitekim İbn Hazm şecaati “Bir kimsenin dinini ve ailesini baskı altında kalmış komşusunu kendisine sığınan malı ve onuru saldırıya uğramış bir mağduru haksızlık edenlere karşı ölümü göze alarak savunması” şeklinde tanımlar. (el-Ahlak ve’s-siyer s. 59; ayrıca bk. Râgıb el-İsfahânî s. 328-329)

- İbn Miskeveyh’e göre dışarıdan bakıldığında cesurca görünen her iş onu yapanın şecaat ehli olduğunu göstermez. Bu tür işlerin arkasında bulunabilecek farklı etkenleri sıralayan İbn Miskeveyh yalnız erdemden dolayı sergilenen kahramanlıkların şecaat değeri taşıyacağını belirtir. Zira erdeme saygısı olan gerçek şecaat sahibi bir kimse yüksek amaçlar uğruna şerefli bir ölümü çirkin bir yaşayışa tercih eder; özellikle dini inançları namusu ve ülkesi gibi değerlerini savunmaktan büyük haz duyarak iyilik ve hakikat için ölümü göze alır bu uğurda karşılaşacağı her türlü sıkıntıya sabreder.

İbn Miskeveyh bu şekildeki bir şecaat erdemine en çok hükümdarların ve dini yaşatma sorumluluğu taşıyanların sahip olması gerektiğini belirtir. (Tehzibü’l-ahlâk s. 103-106)

Ahlâk kitaplarında sıralanan ve şecaatten doğan diğer erdemler gerek sayı gerekse adlandırma bakımından çeşitlilik gösterir.

Gazzâlî şecaatten doğan bu erdemleri şöylece sıralanır:

- Kerem
- Necdet
- Şehâmet
- Nefse hâkimiyet
- Dayanıklılık
- Hilim
- Sebat
- Öfkesini yenme
- Vakar
- Sevgi. (Mîzânü’l-amel s. 71)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi