Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Bu idealime ulaşmama neler engel olabilir?
Değerli kardeşimiz
Önce şunu belirtelim ki gözyaşları dökmek kişiden kişiye değişir. Bazıları daha duygusaldır az bir tesirle ağlayabilir.
Bu sebeple önemli olan gözyaşı değil kalbin hüznüdür kalbin ağlamasıdır. Onun için namazda -elimizde olmayan- gözyaşları döküp ağlamaya kendimizi zorlayacağımıza Allah’ın huzurunda olduğumuzu bizi yoktan var eden Rabbimize kulluk etmekte divan durmakta olduğumuzu düşünmemiz ve bu uyanık şuurla ibadetimizi yapmaya çalışmamız çok daha ihlaslı ve samimi olur.
Kalbin müteessir olup olmaması kendi tercihine göredir. Kalbin tercihi ise gördüğü hüzünlü manzaralara göre kendini gösterir. Eğer kalp sevdiği hoş gördüğü bir manzarayla karşılaşırsa -sahibin iradesine bağlı kalmaksızın- kendi tercihini sevinç yönünde kullanır. Şayet karşılaştığı manzarayı hüzünlü sıkıntılı görürse -yine otomatikman- kendi tercihini üzüntü ve sıkıntı yönünde kullanır. Şuurumuz ersin ermesin bu kural her zaman geçerlidir.
O hâlde eğer kalbimizin üzülmesini istiyorsak onu üzüntülü manzaralarla tasavvurlarla karşılaştırmamız gerekir.
Bu konuda bize düşen namaza başlamadan birkaç dakika önce de olsa kusurlarımızı günahlarımızı bize bin bir nimetini lütfeden Rabbimize karşı yaptığımız saygısızlıklarımızı hatırlamaya çalışmaktır.
Tabii ki Allah’a karşı saygısızlığın ne anlama geldiğini kavramak için de öncelikle Allah’ı çok iyi tanımak lazımdır.
“Hikmetin başı Allah korkusudur.” (El-Münâvî Feyzü’l-Kadir III 574)
manasındaki hikmet düsturu bu konuda çok şey anlatıyor.
“...Allah’tan gereği gibi korkanlar ancak alimlerdir...”(Fatır 35/28)
mealindeki ayetten de Allah’ı tanımanın ne büyük bir ilim hazinesi olduğunu anlamak mümkündür.
Önemli bir nokta da şudur ki; hadiste “Allah korkusundan gözyaşı döken...” (Kenzu’l-ummal h. no: 5874) kimseleri öven hadiste vurgulanan husus gözyaşından önce Allah korkusudur. gözyaşı Allah korkusunun bir alameti olduğu cihetle önem taşır. Yoksa Allah korkusu olmadan ağlayan bir gözün hiçbir değeri yoktur. Allah’a karşı saygı korku hissetmeden azameti karşısında mehabet ve haşyet duymadan marifetullahtan kaynaklanan bir zillet bir tevazu bir ürperti refleksinin kıvamına ermeden zoraki bir ağlayışın ne kıymet-i harbiyesi var ki!..
Allah korkusu O’nun emir ve yasaklarına riayet etmekle kendini gösterir. Buna riayet edenlerde Allah’a karşı mutlaka bir saygı sevgi korku ve kalbin gözyaşları söz konusudur.
Her bir günah kalpte bir leke oluşturur. Her bir leke kalbin Allah’a karşı göstermesi gereken duygulardan bazılarının irtibat pencerelerini kapatır. Bu pencerelerin kapanması ile saygı sevgi haya korku mehabet haşyet gibi duygular köreltilmiş olur.
Bu sebeple kalbin ve gözün ağlaması için her şeyden önce sözlü fiilî hayalî her türlü gayrimeşru tasavvurlardan ve haramdan kaçınmak gerekir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi