Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Şikayet niyeti olmadan hastalığınızı başkalarına anlatmanız hastalık musibetinden gelecek olan sevap ve günahların bağışlanmasına engel değildir.
“İbadet iki kısımdır: Bir kısmı müsbet diğeri menfî. Müsbet kısmı malûmdur. Menfî kısmı ise hastalıklar ve musibetlerle musibetzede za’fını ve aczini hissedip Rabb-ı Rahîmine ilticakârane teveccüh edip onu düşünüp ona yalvarıp hâlis bir ubudiyet yapar. Bu ubudiyete riya giremez hâlistir. Eğer sabretse musibetin mükâfatını düşünse şükretse o vakit herbir saati bir gün ibadet hükmüne geçer. Kısacık ömrü uzun bir ömür olur.” (Lem’alar)
Allah Resûlünün (asm.) en mükemmel mânâda gerçekleştirdiği kulluk vazifelerinden biri de sabırdır. O (asm.) sabır imtihanını da hicretlerle harplerle nice musibet ve sıkıntılarla en ileri mânâda kazanmıştır.
Namaz müminin miracıdır. Musibet ve hastalıklar ise bir başka yükseliş merdivenidir. Bir Müslüman Allah’ın her emrini dinledikçe ve her yasağından sakındıkça manen yükselir. Bu yükselmenin bir başkası da musibet ve hastalıklara sabır yoluyla gerçekleşir. Maruz kaldığı musibetler insana aciz bir kul olduğunu ve trafik kazalarından sellere fırtınalara kadar hiçbir hadiseyi önleyecek güce sahip olamadığını tam ders verir. hastalıklar da aynı dersi insanın iç aleminde tekrarlar. Harici tesirler gibi kendi bedenindeki olaylara da söz geçiremediğini çok iyi anlayan insan tedavi için gerekli tedbirleri aldıktan sonra kendine malik olamadığının şuuru ile Rabbine tevekkül eder ve şifayı Ondan bekler. Bu hal mümin için büyük bir terakkidir.
Bir ömür boyu böyle değişik tecellilerle farklı imtihanlar geçiren insanlar bu kısa dünya hayatının ardından ebediyet yurduna göç edeceklerdir. Bu gölgelerin asıllarına kavuşacak marifet ve muhabbet nimetini de kemaliyle orada bulacak ve tadacaklardır.
(Prof.Dr. Alaaddin Başar)
Atâ İbnu Yesâr rahimehullah anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kul hastalandığı zaman Allah Teâlâ Hazretler ona iki melek gönderir ve onlara: "Gidin bakın kulum yardımcılarına ne diyor bir dinleyin!" der."
"Eğer o kul melekler geldiği zaman Allah'a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise onlar bunu her şeyi en iyi bilmekte olan Allah'a yükseltirler Allah Teâla Hazretleri bunun üzerine şöyle buyurur: "Kulumun ruhunu kabzedersem onu cennete koymam kulumun benim üzerimdeki hakkı olmuştur. Şâyet şifâ verirsem onun etini daha hayırlı bir etle kanını daha hayırlı bir kanla değiştirmem ve günahlarını da affetmem üzerimde hakkı olmuştur." [Muvatta ayrı 5 (2; 940).]
Bu hadis mü'min kul hastalandığı zaman sabredip Allah'a şikâyetçi olmaz ve hamdederse kazanacağı sevabın büyüklüğünü haber vermektedir. Hadisin üslûbu bu mükâfatı âdeta kesin bir vaad olarak ifade etmektedir.
Bu hadis hastalığından şikayet etmeyen şükür ve hamdine devam eden bir hasataya verilecek büyük ve özel mükafattan hahber veriyor.
Böyle birisi eğer bu hastalıktan ölürse ruhunun arınacağı ve doğrudan cennete gireceği eğer ölmezse bedeninin hastalıklardan temizleneceği bildiriliyor.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi