Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
İnsanlara dert bela musibet birkaç bakımdan gelir:
1. Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Belaların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur'an-ı Kerim'de mealen buyuruluyor ki:
"Size gelen musibet işlediğiniz (günahlar) yüzündendir."(Şura 42/30)
"Sana gelen kötülük kendindendir günahların yüzündendir." (Nisa 4/79)
"Bir millet kendini bozmadıkça Allah onların hallerini değiştirmez." (Rad 13/11)
2. Bela hastalık ve musibetler günahların kefareti (affolması) için gelir.
Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse ahirete günahsız gider.
“Bir Müslümana herhangi bir musibet bir sıkıntı bir gam dokunursa hatta kendisine bir diken dahi batsa mutlaka Allah bunları onun günahlarına kefaret yapar.”(Buhari Marda 1; Müslim Birr 52. Tirmizi Cenaiz 1)
“Erkek olsun kadın olsun mümin Allah’a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden çoluk çocuğundan malından belâ eksik olmaz.”(Muvatta Cenaiz 40; Tirmizi Zühd 57 no: 2401)
"Dünya mümine hapishane kafire cennettir."(Müslim Zühd 1 no: 2956)
İnsan kendisine gelen beladan hoşlanmaz. Halbuki günahları affolacak ve güzelce sabrederse ahirette büyük nimetlere kavuşacaktır. Kur'an-ı Kerim'de mealen buyuruldu ki:
"Hoşlanmadığınız bir şey belki de sizin için hayırlıdır."(Bakara 2/216)
3. Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir.
Bunun için peygamberlere çok bela gelmiştir.
Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselama insanların hangisinin belasının / yıpratıcı imtihanının daha ağır olduğu sorulunca şöyle buyurdular:
“Önce peygamberler sonra onların peşinden yaşantı olarak peygambere yakın olanlar sonra onlara yakın olanlar… Kişi dindarlığı oranında yıpratıcı imtihana uğratılır. Dininde sağlam ise imtihanı ağırlaştırılır. Dininde gevşek ise dindarlığı oranında imtihana uğratılır. İmtihan kulun peşini bırakmaz; sonunda kul uğradığı imtihanlarla üzerinde günah kalmayıncaya kadar günahlarından temizlenmiş olur.”(Tirmizi Zühd 56)
“Müminin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Müslim Zühd 64)
Bir adam gelerek "Ey Allah'ın Resulü! Ben seni seviyorum." dedi. Resulullah: “Ne söylediğine dikkat et! Sen ne söylediğinin farkında mısın?"diye cevap verdi. Adam: "Vallahi ben seni seviyorum!" deyip bunu üç kere tekrar etti. Resulullah aleyhissalatü vesselam bunun üzerine adama şöyle buyurdu:
"Eğer beni seviyorsun fakirlik için bir zırh hazırla. Çünkü beni sevene fakirlik (belalar) hedefine koşan selden daha süratli gelir."(Tirmizi Zühd 36 no: 2351)
Hz. Aişe radıyallahu anhadan rivayete göre o şöyle demiştir:
“Ağrı ve sancıların Resûlullah’a şiddetli olduğu kadar kimseye şiddetli olduğunu görmedim.”(Tirmizi Zühd 56)
Enes radıyallahu anhdan rivayete göre o şöyle demiştir:
“Mükafatın büyüklüğü yıpratıcı imtihanın büyüklüğüne bağlıdır. Allah bir toplumu sevdiğinde onları değişik şekillerde imtihana tabi tutar. Kim razı olursa Allah’ın rızasını kazanır. Kim de kızar kırgınlık gösterirse Allah da o kimseye kızar.”(Tirmizi Zühd 56)
Demek ki belanın en şiddetlisi Allah Teâlâ'nın çok sevdiği kimselere geliyor. Belalara sabır sıddıkların derecesidir. Peygamber Efendimiz (asm) kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahüteâlâ'ya dua ederdi.
Kafirlerin hataları büyük olduğu için onların hesabı ahirette büyük mahkemede görülecek ve büyük ceza yeri olan cehennemde hatalarının cezasını çekecekler. Müslümanların hataları küçük olduğu için bunlar cezalarını kısmen dünyada çekerler. O nedenle musibetler ekseriyetle Müslümanlara gelmektedir. Bu musibetlerde çektikleri sıkıntılar onların günahlarına keffaret olmaktadır.
Allah Teala insana hakkında hayırlı olanı verir. Bazı zamanlar insan başına gelecek musibeti kaldıramaz ve sabredemeyip isyana yönelebilir. Bu bakımdan musibetin gelmesi hayır olduğu gibi gelmemesi de hayırdır.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi