Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕"Allah zamandır." (Buhari Müslim Ebu Davud Muvatta)
- Bu sahih hadis mi yoksa uydurma mı?
- Eğer hadis ise bu nasıl olur?
Değerli kardeşimiz
Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Zamanı ve mekanı yaratan Allah için zaman veya mekan demek mümkün değildir.
Hadislerde geçen ifade “dehr”dir. Bütün kaynaklarda hadisin ilgili yeri “Sizin dehre nisbet ettiğiniz olayların asıl fâili ve yaratıcısı Allah’tır; bu sebeple zamana sövmekle Allah’a hakaret etmiş olursunuz.” şeklinde açıklanmıştır.
Kur'ân-ı Kerim'de dehr iki âyette geçmektedir. Birisi
"İnsan(oğlu) var edilip bahse değer bir şey olana kadar şüphesiz uzun bir zaman geçmemiş midir?"(İnsân 76/1)
ayetidir ki burada dehr "uzun zaman" anlamındadır. Diğeri de
"'Hayat ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak dehr (zamanın geçişi) yokluğa sürükler.'derler. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur sadece böyle sanırlar." (Casiye 45/24)
ayetidir ki burada dehr zamanın gelip geçmesi anlamındadır.
Dehr bizim kullandığımız "zaman" anlamında değildir. Çünkü zaman; şimdiye geçmişe ve geleceğe denebilir. Dehr ise "kesintisiz devanı eden uzun zamana (âlemin ömrüne)" denir. (Tecrid-i Sarîh Terceme ve Şerhi XI 180)
İkinci ayette işaret edilenler öncelikle cahiliyye (İslâm öncesi) devrindeki inkârcılar ve müşriklerdir. Cahiliyye devrinde bütün hadiseler özellikle musibetler gece ve gündüzden ibaret olan dehre nisbet edilirdi. Bu inançtaki cahiliyye mensupları iki fırka olup bunlardan bir fırka Allah'a inanmaz diğeri ise her şeyi dehrin yaptığına inanırdı. Bunlar her kötülüğü dehre nisbet ettiklerinden Dehriyye adını almışlardır.
Câsiye sûresi 24. ayetindeki "Ancak bizi dehr öldürür." diyenler bu gruba dahil olanlardır. İkinci fırkayı teşkil eden cahiliyye mensupları ise dehri hâlik (yaratıcı) tanırlardı. Fakat kötülükleri ona nisbet etmekten tenzih ederler de dehre nisbet ederlerdi. Bir de kalkıp dehre söverlerdi. Dolayısıyla bu sövme Allah'a dönmüş oluyordu. (el-Hattâbî Meâlimü's-Sünen Humus 1974 V 423)
Nitekim Hz. Peygamber (asm)'in bildirdiğine göre bir kudsî hadiste Cenâb-ı Allah şöyle buyurmuştur:
"Âdemoğlu dehre söverek beni ezalandırır halbuki ben dehr(in yaradanıy)ım. Her emir benim elimdedir. Geceyi gündüzü ben idare ederim."(Buhârî Tefsiru Süre 45/1; Tevhid 35; Edeb 101; Müslim Elfâz 1 2 5 6; Ebû Dâvûd Edeb 169)
Yine "Sakın sizden biriniz: Vay dehrin musibetine demesin (böyle sövmesin). Çünkü dehr ancak Allah'tır." ve "Dehre sövmeyin. Çünkü dehr ancak Allah'tır." buyurmuştur. (Buhârî Edeb 101; Müslim Elfâz 4; Muvatta'. Kelâm 3)
Bu hadislerdeki "dehr Allah'tır" ibaresinin anlamı şudur:
Zamanı ezelî ve ebedî kabul edip her şeyin dehr (zaman) tarafından (kendiliğinden) meydana getirildiğine inanan ve bu yüzden Dehriyye ismini alan başta cahiliyye Arapları ve onların izinde giden diğer dehrîler (materyalistler) herhangi bir musibete maruz kalınca dehre söverler. Halbuki dehri ve her şeyi yaratan Allah'tır. Bu sövme neticede Allah'a varmaktadır ve bundan dolayı dehre (zamana) sövmek yasak edilmiştir. Zira Allah'ın "dehr benim" buyurması "dehrin ve her şeyin yaratıcısı benim" demektir. (Ahmed Davudoğlu Sahih-i Müslim Tercemesi ve Şerhi İstanbul 1978 IX 706-707; Tecrid-i Sarih Tercümesi XII 160)
Hoşa gitmeyen bir şey karşısında "bunu dehr yapıyor" diye dehre söven -dehr bir şey yapmadığına ve her şeyi Allah yarattığına göre- Allah'a sövmüş oluyor. Onun için Cenâb-ı Allah "Dehr Benim" buyurarak dehrin yaratıcısı mâliki ve mutasarrıfının kendisi olduğunu bildiriyor.
Hadisdeki "bana ezâ veriyor" ibaresinin anlamı; "Bunu kim söylerse Allah'ın gazabına maruz kalır." demektir. Zira Allah eziyet duymaktan münezzehtir. Eziyet burada mecazdır. (Ahmed Davudoğlu a.e. IX 707)
- Eza cefa kelimeleri daha çok manevi olumsuzlukları ifade eder.
Özellikle Allah hakkında kullanıldığı zaman kesinlikle bir sıkıntı anlamında olamaz. Çünkü eziyete uğramak sıkıntı çekmek bir kusurdur. Allah ise kusurdan münezzehtir.
En iyisi “eza”yı Allah hakkında “hoşnutsuzluk ve razı olmamak” şeklinde anlamalıyız.
Çünkü ayette yer alan “... Allah kullarının küfrüne razı değildir...”(Zümer 39/7) mealindeki ifadeye göre Allah kâfirlerin küfre girmesinden hoşnut değildir bilakis hoşnutsuzdur.
Alimlerin bu konudaki yorumları özetle şöyledir:
Allah’ın insanların ezasına karşı sabırlı olması demek onlardan kötü şeyler işittiği halde “Halîm” isminin geniş tecellisiyle onlara karşı yumuşak davranır. Hemen intikam alma cihetine gitmez. Hiçbir şey olmamış gibi onlara rızık ve afiyet vermeye devam eder. Esmau’l-Hüsna’da da yer alan “Sabur” isminin gereğini yerine getirir. (bk. Nevevi Şerhu Müslim 17/146)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi