Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕1) Peygamberimiz demiş ki herhangi bir konuda had cezasını geçerseniz zulmetmiş olursunuz demiş. Hz. Ömer içki içenler çoğalınca neden 40 sopa yerine 80 sopa vurulmasını emretmiş.
2) Şeriatla belirlenmemiş tazir cezaları hadlerden fazla olabilir mi? Örneğin siyaseten veya tazir olarak ölüm cezası vermek gibi..
Değerli kardeşimiz
Cevap 1:
İçki içmek Maide suresi 90. ayetle kesin olarak yasaklanmıştır. Fakat cezası ayetle değil Hz. Peygamber (asm) Efendimizin sünneti ve uygulamasıyla sabittir. Hz. Peygamber ve Hz. Ebu Bekir içki içene 40 sopa (celde) vurdular. Hz. Ömer zamanında içki içenler çoğalınca o arkadaşlarıyla istişare etti. Haddin en az miktarı olan 80 değnek vurulmasını kararlaştırdılar. (bk. Dârimî Hudûd 10; A. b. Hanbel IV 389; ayrıca bk. V. Zuhayli el-fıkhu’l-İslami; 7/5489)
Hz. Ömer’in bu uygulaması konusunda icma olduğu söyleyenler olmuşsa da bu doğru değildir. Çünkü Hz. Ömer’den önce de sonra bu konu sahabeler arasında ihtilaf konusu olmuştur. (bk. Neylu’l-Evtar 7/142)
Cevap 2:
Tazir cezaların had cezasının miktarını aşmama esası şu hadise dayanır:
"Kim had olmayan bir konuda had cezasına ulaşan bir tazir cezası verirse o zulüm yapmış olur."(Zeylaî Nasbü'r -Râye III 354; el-Heysemî Mecmau'z-Zevâid VI 281).
Fakat Zeylaî Beyhakî’nin ve başkalarının rivayet ettiği bu hadisin mürsel olduğunu bildirmiştir. (bk. Zeylaî 3/354)
Mürsel hadisle amel edilip edilmemesi konusunda âlimler arasında ihtilaf vardır. Bu sebepledir ki bazı âlimler bu hadise dayanarak tazir cezasının had cezasının miktarına ulaşmaması gerektiğini söylerken diğer bir kısmı bunun caiz olduğunu belirtmişlerdir.
Mesela Malikîlere göre İslam devleti had cezasına eşit bu cezanın altında veya üstünde tazir cezası koyabilir. Man b. Zaide olayı buna delildir. Bu zat Hz. Ömer döneminde beytülmal mührünü taklid ederek hazineden mal çekmiş durum Halifeye ulaşınca önce yüz değnek ve hapis cezası vermiş daha sonra yüz değnek daha verilmiş üçüncüde tekrar dayak ve sürgün cezası verilmiştir. (İbn Kudâme el-Muğnî VIII 325)
Burada Man b. Zaide'nin; "Mühür taklidi" "beytülmalden haksız mal alma" ve "başkalarına hile kapısını açma" suçlarını işlediği görülür. Malikîlerin bu görüşünü Hz. Ali'den nakledilen şu uygulama da destekler:
Hz. Ali yabancı bir kadınla zina etmeksizin bir arada bulunan kimseye yüz değneği iki eksiği ile uygulamıştır. (Zühaylî el-fıkhu’l-İslami 206 207).
Yine Hanefî ve Malikîlere göre İslâm devleti suçlarda tekrarı suç işlemeyi alışkanlık haline getirmek veya eşcinsellik gibi bazı suçları işleyenlere ölüm cezası verebilir. Buna "siyaseten katl" denir. Bunun için hakim kararı gerekir. Mesela; Allah'a meleklerden veya peygamberlerden birisine söven kimse Müslüman ise öldürülür. Bu konu da
"Şüphesiz Allah'a karşı gelen ve Resulüne eziyet edenleri Allah dünyada da ahirette de lanetlemiş ve onlar için hor ve hakir yapan bir azap hazırlamıştır." (Ahzâb 33/57)
mealindeki ayete dayandırılmıştır.
Kısaca yaptığı kötülükler öldürmedikçe önlenemeyecek kimse siyaseten öldürülür. Hırsızlığı alışkanlık haline getiren kimse ile başkalarına bozuk inançlarını telkine çalışan zındık gibi. İslam âlimlerinin çoğuna göre sihir yapanın hükmü de böyledir. (İbn Âbidîn Reddü'l-Muhtâr III 196; ez-Zühaylî a.g.e. VI 200)
Maliki ve Hanbelilere göre Müslümanlar aleyhine düşman adına casusluk yapan Müslüman casus öldürülür. Ebû Hanife ve İmam Şafiî aksi görüştedir. Diğer yandan Şafiîlerden bir toplulukla Ahmed b. Hanbel kitap ve sünnete aykırı olan bidatlara çağıran kimsenin öldürülmesini caiz görürler. (İbn Teymiyye es-Siyâsetü'ş- Şer'iyye s. 114 el-Hisbe s. 48; eş-Şîrâzî el-Mühezzeb II 242)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi