Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Bu hadis şeriatın olduğu yer için mi geçerlidir?
“Hakim/kadı üçtür. Birisi cennete diğer ikisi ateştedir."
- Bu hükme göre hakimlik savcılık mesleğinin durumu ne?
- Peygamber Efendimiz (asm) ben adil bir kral zamanında doğdum sözünü Nuşirevan için söyledi mi?
- Söylediyse Nuşirevan Allah'ın hükmü ile mi hükmetti?
- Günümüzde adalet ancak Kuran-ı Kerim ile mi sağlanır?
Değerli kardeşimiz
İlgili hadis şöyledir:
“Kadılar / hakimler/ yargıçlar üç sınıftır. Birisi cennette diğer ikisi ateştedir. Cennette olanı hakkı bilip onunla hüküm verendir. İnsanlar arasında bilgisizce hüküm veren ile hakkı bilip hükümde haksızlık yapan ise ateştedir."(Ebû Dâvud Akdiye 2; İbn Mâce Ahkâm 3)
Buradaki “KADI” sözcüğü Arapça dilindeki “hakim / hükmeden / hüküm veren” manasınadır.
Bu husus sadece şeriatla hükmeden yerlerde değil aynı zamanda gayriislamî bütün ülke ve sistemlerde de geçerlidir. Çünkü zulüm ve adalet yalnız Müslümanlar için değil başkaları için de söz konusudur. Örneğin Almanya’da Amerika’da bir yargıç veya bir hakim verdiği hükümde haksızlık ederse o da bu zulmün cezasını görür.
Bu hadiste İslam ve İslam dışı bir sistemin mukayesesi değil mutlak olarak bir yetkilinin verdiği hükümde haklı veya haksız kararının durumu nazara verilmiştir.
Özetle bugün dünyanın neresinde olursa olsun hükmün yetkilisi olan bütün savcılar hakimler yargıçlar bu hadisin hükmüne dâhildir.
“Zulmedenler hariç Ehl-i kitap ile güzellikle mücadele edin...” (Ankebut 29/46)
mealindeki ayette ehl-i kitabın da zalim olan ve olmayanların olduğuna işaret edilmiştir. Bu ifadede zımnen gayri müslimlerin de adil ve zalimlerinin olduğuna dikkat çekilmiştir.
Nuşirevan ile ilgili hadisin sahih bir senedinin olmadığı âlimlerce kabul edilmiştir.
Kanaatimizce şayet rivayet sahih olsaydı manası doğru olabilirdi. Çünkü dünyaca adaletiyle meşhur olmuş bir kimsenin “adil” olarak vasıflanmasının bir mahzuru olmasa gerektir. Nitekim İslam’da bazı konularda aranan şartlar arasında İslam'la birlikte adalet vasfı ayrıca aranmıştır.
Demek ki en büyük adalet yeri İslam olmakla beraber onun dışında da zulüm ve adalet olabilir. Kaldı ki bu gözle görülen bir realitedir.
Hülasa: Şu bir gerçektir ki insanların kıymeti Allah tarafından değer ölçüsü olarak kabul edilen iman ve İslam’ın vasıflarıyla orantılıdır. Bu vasıflar -mümin kâfir ayırımı olmaksızın- kimde bulunursa bulunsun bir değer ifade eder. Örneğin doğruluk çalışkanlık ilim-irfan imanın bir vasfıdır. Bu vasıflar kâfirde de bulunsa yine değerlidir. Bunun aksine yalancılık tembellik cahillik küfrün birer vasfıdır. Bunlar bir müminde de olsa yine kötü ve değersizdir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Avukatlık savcılık ve hakimlik mesleğini öğrenmek ve icra etmek ...
- Kadı yani hakim ve yargıçların üçte ikisinin cehennemlik olduğuna ...
- Gayri müslim bir ülkede avukatlık yapmanın hükmü nedir ...
- İslam mahkemesinde hakimin bilerek şeriata aykırı hüküm vermesi ...
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi