Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Cenâb-ı Hakk’ın dünyanın imarı ve şenlendirilmesi için yarattığı cismanî varlıklardan biri hayvanlardır.
Hayvanlar ruh sahibidirler. İştihalı bir nefisleri ve cüz’î bir ihtiyarları vardır. Fakat akılları ve şuurları yoktur. Şehvet gazab gibi duyguları ise sınırlıdır. Cenâb-ı Hak yaratılıştan onların bu duygularına bir sınır koymuştur. Hayvanlardan her bir nev’in belli bazı vazifeleri ve hizmetleri vardır. Cenâb-ı Hakk’ın tayin ettiği bu vazifeleri onlar tam bir şevk ve itaat içinde yerine getirirler. Fıtratları kendilerini yaratan ve rızıklarını veren Rablerini bilir ve tanır. Kur’ân-ı Kerîm’in sarih beyanına göre -zerrelerden güneşlere kadar- canlı-cansız bütün varlıklar her an Cenâb-ı Hakk’a “birer mahsus tesbih birer ibadet ve birer has secde etmektedirler” (Bk:el-Hadid 1; el-Haşr 1 24; en-nur 41; el-İsra 44; es-Saff 1; el-Cuma 1.)
Âhirette hayvanların ruhları bakî kalacak cesetleri ise toprak olacaktır. Yalnız her bir nev’in bir tek cesedi kendi nev’ini temsilen cennette bulacaktır. Bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre Süleyman (A.S.)’ın Hüdhüd Kuşu ve Karıncası Salih (A.S)’ın Devesi Ashâb-ı Kehf’in köpeği gibi bir kısım hususî ve meşhur fertler de hem ruhları hem de cesetleriyle baki kalacaklardır. (Bediüzzaman Lem’alar 350)
Bitki ve hayvanların ibadetleri nasıldır?
Bitkiler canlı varlıklardır. Fakat ruh akıl ve şuur sahibi değildirler. Dağ taş toprak gibi Cansızların ise hayatları da yoktur. Her iki nev’de yaptıkları amellerinde ihtiyar sahibi olmayıp tamamen Allah’ın iradesiyle ismiyle hesabıyla güç ve kuvvetiyle onun namına iş görürler. (Sözler 371 372.)
Kur’an’ın beyanına göre mevcudatın her biri Allah’a hususi bir ibadet ve secde ettikleri gibi dergâh-ı ilâhiyeye de üç tarzda dua etmektedirler.
Birincisi: İstidat lisaniyle (kabiliyet diliyle)dir. İster hayvanlardan olsun ister bitkilerden “tenasül” yani üreme ve çoğalma kanununa dahil olan her fert bütün yeryüzünü kaplamak temayülündedir. İstidat diliyle buna dua etmektedir. Ta ki yeryüzünü kendisine ve türüne özel bir mescid yapmakla Fâtır-ı Hakîm’inin güzel isimlerini izhar etsin ve böylece Hâlık’ına (Yaratan’ına) sonsuz bir ibadette bulunsun. Kuşların balıkların karıncaların yumurtalarında bitki ve ağaçların meyvelerinde ve o meyvelerin çekirdeklerinde ifrat derecedeki çokluğun sebebi budur. Ancak Cenâb-ı Hak âlem-i şehadetin darlığına müstakbel ibadetlerin ezelî ilminde mevcut olmasına binaen o istidat diliyle yapılan duayı kuvve (potansiyel) halinde kabul etmiş fiile çıkmasına hikmetiyle izin vermemiştir. (Bu hususta geniş bilgi için bk: Mesnevi-i Nuriye 198.)
İkincisi: Fıtri ihtiyaç diliyle yapılan dualardır. İster hayvan ister bitki olsun bütün canlılar tercih ve iktidarları dahilinde olmayan zorunlu ihtiyaçları için Cenâb-ı Hakk’a dua etmekte ve hayatlarının devamı için gereken rızkı ihtiyaç diliyle O’ndan istemektedirler.
Üçüncüsü: Izdırar lisaniyle (zaruret diliyle) yapılan duadır. Bu daha ziyade ruh sahibi varlıklara özeldir.
Bu üç kısım dua bir engel olmazsa daima makbuldür. (Tafsilat için bk: Mektubat 277-278; Sözler 198.) Gerek bitkiler ve gerekse hayvanlar belli bazı görevleri yerine getirmek için yaratılmışlardır. Her bir fert kendi nev’ine mahsus Cenâb-ı Hakk’ın takdir ettiği bu vazifeleri yerine getirmek için tüm gücüyle yılmadan çalışırlar. Onlar bu vazifelerini yerine getirmekten büyük zevk duyarlar. Çünkü Cenâb-ı Hak onlar için rahmet ve cömertliğiyle hizmetin mükâfatını o hizmetin içine koymuştur. Yapılan bir amelin ücretini bizzat o amelin içinde gizlemiştir. Bu sırdan dolayı arıdan; sinekten tavuktan tut tâ güneş ve aylara kadar her şey tam bir şevk ve lezzet içinde fıtrî vazifelerine çalışırlar kendilerine yaratılıştan verilmiş görevleri hiç bir zaman aksatmazlar. (Vazife ve hizmet içinde lezzet bulunduğunun izahı için bk: Lem’alar 113-116.)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi