5845-)
.3i Ebû "Zer ve İbni Abbas-dan (r.a.) rivayetle: Ben Mekke-deyken evimin damı yarıldı. Cebrail indi. Göğsümü yardı. Sonra kalbimi zemzem suyuyla yıkadı. Sonra hikmet ve îman dolu altın bir leğen getirdi onu kalbime boşalttı tekrar kapattı. Sonra elimden tutarak beni dünya semasına çıkardı. Oraya geldiğimizde Cebrail ile dünya semâsının kapıcısı arasında şöyle bir konuşma geçti: Cebrail: "Kapıyı aç/ Bekçi: "Kimsin?" "Cebrail-im." "Yanında kimse var mı?" "Evet yanımda Muhammed var." "Gelsin diye kendisine haber gönderilmiş mi?" "Evet kapıyı aç." Dünya semasına çıktığımızda sağında ve solunda bazı karartılar bulunan bir adamla karşılaştık. Sağına baktığında gülüyor soluna baktığında ise ağlıyordu. Bu zât şöyle dedi: "Hoş geldin ey salih peygamber ve salih oğlum!" Ben "Ey Cebrail bu kimdir?" diye sordum. Cebrail şöyle cevap verdi: "Bu Âdem-dir. Sağındaki ve solundaki karartılar evlatlarının ruhlarıdır. Sağındakiler Cennetlikler solundaki-ler de Cehennemliklerdir. Sağ tarafina baktığında gülüyor sol tarafi-na baktığında da ağlıyor." Sonra Cebrail beni yukarı çıkardı. İkinci göğe vardık. Bekçisine "Kapıyı aç" dedi. Melek ona dünya semasının bekçisininkine benzer sorular sordu. Hz. tdris-e uğradığımda bana şöyle dedi: "Merhaba ey salih Peygamber ve ey salih kardeş." Ben "Bu kim?" diye sordum. Cebrail "Bu îdris Peygamberdir" dedi. Sonra Hz. Musa-ya uğradım. Bana şöyle dedi: "Merhaba ey sâlih Peygamber ve sâlih kardeş!" Ben "Bu kim?" diye sordum. Cebrail "Hz. Musa-dır" cevabını verdi. Sonra Hz. İsa-ya uğradım bana "Merhaba ey sâlih Peygamber ve sâlih kardeş" dedi. Ben "Bu kim?" diye sordum. Cebrail "Meryem oğlu İsa-dır" cevabını verdi. Sonra Hz. İbrahim-e uğradım. Bana "Merhaba ey sâlih peygamber ve ey sâlih evlat" dedi. Ben "Bu kimdir?" diye sordum. "Cebrail "Hz. İbrahim-dir" diye cevap verdi. Sonra beni yukarı doğru çıkardı. Öyle bir yere çıktık ki orada kalemlerin cızırtısını işitiyordum. O anda aziz ve celil olan Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Bununla dönerken Hz. Musa-ya uğradım. Mûsâ bana şöyle dedi: "Rabbin ümmetine neyi farz kıldı?" Ben "Onlara elli vakit namaz" dedim. Hz. Mûsâ bana: "Rabbi-ne tekrar müracaat et. Çünkü ümmetin buna güç yetiremez" dedi. Bunun üzerine ben Rabbime geri döndüm ve yarısını indirdi. Hz. Musa-ya dönüp durumu haber verdiğimde bana "Rabbine geri dön. Çünkü ümmetin buna da güç yetiremez. Ben tekrar Rabbime döndüm. Rabbim şöyle buyurdu: “Beş vakit olsun. Fakat bu elli vakte bedeldir. Çünkü benim katımda söz değişmez." Sonra Hz. Musa-ya döndüm. Bana: "Rabbine tekrar müracaat et" dedi. Ben "Artık Rabbim-den hâyâ ettim" dedim. Sonra Cebrail beni götürdü. Nihayet Sidre-tü-1-Münteha-ya vardık. Orasını mahiyetini bilemediğim renkler kaplamıştı. Sonra Cennete girdim. Orada inciden kubbeler bulunduğunu ve toprağının misk olduğunu gördüm."