Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Oruca Başlarken Ve Bitirirken Hilâle Göre Hareket Edilmesi [1]

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:02    Güncellendi: 5.02.2025 19:02
785-) Abdullah b. Ömer-den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Ay yirmi dokuz çekebilir hilâli görmeden oruca başlamayın hilâli görmeden bayram da yapmayın. Şayet Ramazanın son günü hava bulutlu olursa ayı otuz güne tamamlayın.» Buhârî Savm 30/11; Müslim Siyam 13/9. «İHTİLAF-I METALİ»a itibar eden fıkhı görüş açısından konuya bakıldığı zaman bu konudaki ayrılığı tabiî karşılamak mümkündür. Ancak hemen ifade etmeliyiz ki bugün bu konuda görülen ayrılık «İHTİLAF-I METALİ»a itibar etmekten meydana gelmemektedir. Hilâlin tesbitinde uygulanan farklı metotların meydana getirdiği bir ayrılıktır. Ancak kabule mecburuz ki «İHTİLAF-I METALİ»a itibardan dolayı meydana gelmiş de olsa günümüz müslumanlarının ayrılığa tahammülü yoktur. Çünkü biraz önce de belirttiğimiz gibi dünyamız küçülmüş mesafeler kısalmıştır. Çok seri haberleşme ve ulaşım imkânları sayesinde dünyanın herhangi bir noktasında meydana gelen bir olay bu noktaya en uzak köşesinde bile anında duyulabilmektedir. Bir İslâm Ülkesinde bayram yapılırken bir başka İslâm Ülkesinde oruca devam edilmesi «İHTİLAF-I METALİ»a itibar eden fikhî görüşe dayanılmış da olsa müslüman toplumları izahı mümkün olmayan bir sonuçla karşı karşıya getirmektedir. Aslında çok iyi bildiğimiz gibi; Hanefî Maliki ve Hanbelî Mezheplerinin cumhur-ı fukahası «İHTİLAF-I METALλa itibar edilmemesi hilâlin bir yerde sübutu halinde bütün İslâm Dünyasının bu sübuta göre amel etmesi görüşündedir. Şafiî mezhebinde de aynı görüşü benimseyen fakihler vardır. O halde bu ayrılığı ortadan kaldırmak hepimiz için önemli bir görev olmaktadır. konuda özellikle Avrupa ülkelerinde çalışan ve değişik İslâm Ülkelerine mensup bulunan müslümanlar daha güç durumdadır. Bunların bir kısmı kendi ülkelerine uymakta diğer bir kısmı başka ülkelerin ilânına itibar etmekte böylece aynı şehirde yaşayan aynı dine hatta aynı millete mensup olan müslümanlar ayrı günlerde oruca başlamakta ve bayram yapmaktadır. Bunlar içinde kırıcı ithamlarda bulunanlar ve farkında olmadan fitneye yol açanlar da pek çoktur. Bu halin onları gayr-ı müslimler karşısında güç bir duruma sokmuş olması da ayrı bir gerçek ve ayrı bir acıdır. ülkelerde çalışan müslüman işçisi kendisine müslüman olmayanlar tarafından sorulan «Siz hepiniz aynı dinin mensupları değil misiniz? Niçin aynı günde bayram yapmıyorsunuz?» sorusuyla karşı karşıya gelmekten kurtarılmalıdır. Bu konuda en yakın geçmişteki Ramazan Şevval ve Zilhicce hilâllerinin tesbitini örnek olarak ele almak istiyorum. malûmları olduğu üzere 1398 H. -1978 M. yılı Ramazan orucuna bazı İslâm Ülkelerinde (Meselâ: Türkiye Afganistan Fas ve Nijerya-da) 6 Ağustos 1978 Pazar günü başlanmışken diğer bazıları (meselâ: Mısır Suudî Arabistan Lübnan Suriye gibi ülkelerde) oruca 5 Ağustos Cumartesi günü girilmiştir. İslâm Ülkelerinin büyük çoğunluğu 5 veya 6 Ağustos günlerinde bölünerek oruca başlarken 4 ve 7 Ağustos günleri Ramazan-a giren ülkeler de vardır. Büyükelçiliklerden aldığımız bilgiler bizi yanıltıcı nitelikte değilse Irak ve Kuveyt-deki müslümalar 4 Ağustosta oruca niyyet etmişler Pakistan-daki müslüman kardeşlerimiz ise oruç tutmağa 7 Ağustos günü başlamışlardır. «İHTİLAF-I METALλa itibar eden fıkhî görüş savunulsa bile bu tablo karşısında İslâm Dünyasının hazin durumunu görmemek mümkün değildir. 1398 H. /1978 M. yılı Şevval hilâline gelince: hazin sonuç bu hilâlin ilanı konusunda da ortaya çıkmıştır. Şöyle ki: Bazı ülkelerde 2 Eylül akşamı Şevval hilâli görülmüş gibi 3 Eylülde bayram yapılmış diğer bazı ülkelerde ise aynı gün oruca devam edilerek bayrama bir gün sonra (4 Eylülde) girilmiştir. Kesin tesbitlerimiz olmamakla beraber Ramazan-a girişlerine bakarak bazı ülkelerde de 2 ve 5 Eylül günlerinde bayram yapıldığım söylemek mümkündür. Yine bu yıl Zilhicce hilalinin tesbitinde ve kurban bayramının ilânında karşılaşılan sonuç Ramazan ve Şevval hilâllerinin durumundan farklı olmamıştır. Bazı İslâm ülkelerinde 31 Ekim akşamı Zilhicce hilâli görülmüş gibi 1 Kasım tarihi 1 Zilhicce olarak ilân edilirken diğer bazılarında 2 Kasım günü 1 Zilhicce olarak kabul ve ilân edilmiştir. kanaatimiz olur ki bu ayrılık «İHTİLAF-I METALİ»-dan doğan bir ayrılık değildir. Bu ülkelerde hilâl gözlenmesi ve tesbitinin yol açtığı bir ayrılık da değildir. Şu veya bu ülkelerin hilâli bizzat gözleyerek ve sadece bu gözlem olarak ilân ettiklerini diğerlerinin ise bunu yapmadıkları için yanlış yolda olduklarını iddia etmek de imkânsızdır. İhtilâfın temelinde İslâm ülkelerinde uygulanan farklı metotlar yatmaktadır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta Oruç Kitabı
Konu: Oruca Başlarken Ve Bitirirken Hilâle Göre Hareket Edilmesi [1]