1951-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Zeytini zeytin yağına henüz kabuğunda bulunan toplanmamış taze susamı susam yağına taze tereyağı eritilmiş sade yağa satmak helâl değildir. Çünkü bu müzabene Lugatta miktarı bilinmeyen bir şeyi miktarı belli olan bir şeye satmak mânâsına gelir. Bazılarına göre de müzabene birbirini aldatmak suretiyle yapılan alış veriş demektir. göre ise ağaç üzerindeki meyveyi tahminen onun kadar olan toplanmış meyve karşılığında satmaktır. (Mergınanî el-Hidaye c. 3 s. 44). Müzabene: İmâm-ı Mâlik-e göre mutlak olarak ölçüsü adedi veya ağırlığı belli olmayan bir şeyi ölçüsü adedi veya ağırlığı belli olan bir şeye satmaktan ibarettir. yani kabala (Ölçüp tartmadan) bir satış olur. Aynı zamanda taneli şeyleri yine onlardan elde edilen bir şey karşılığı satın alan kimse verdiğinden daha az mı yoksa daha fazla mı çıkacağını bilemez. Bunda da bir aldanma tehlikesi vardır. Mâlik der ki: Sorgun Arapça el-bârı (sorgun ağacı) denilen bir ağaçtır. Meyvesinin tanelerinden koku karıştırılarak bir yağ elde edilir. Yaprakları söğüt yaprağına benzer ve beyaz çiçekleri olur. tanesini yine bir tanenin bir koku ile terbiye edilmemiş sade yağına satın almak da meçhul alışverişten (bey-i garerden)dir. Çünkü sorgun tanelerinden çıkarılan da terbiye edilmemiş bir yağdır. sorgun tanelerini kokulandırılmış yağa satmakta bir mahzur yoktur. Çünkü kokulandırılmış olan bu yağ güzel kokularla karışır ve eski sadeliği değişikliğe uğrar.