2015-)
Zeyd babası Eşlem’den şöyle Rivâyet etti: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh)-ın oğulları Abdullah ve Ubeydullah (radıyallahü anh) bir ordu ile Irak seferine çıktılar. Dönüşlerinde Basra valisi Ebû Musa el-Eş-arî-ye uğradılar. Ebu Musa el-Eş-âri (radıyallahü anh) onları çok iyi karşıladı ve: Size faydalı olabileceğim bir iş gelse elimden mutlaka yapardım» dedi. Sonra da: Evet burada hazineye ait biraz mal var. Ben onu Emiril-Mü-minine (halifeye) göndermek istiyorum. Size borç olarak vereyim onunla Irak-tan biraz mal alır Medine-de satarsınız ana parayı Halifeye teslim edersiniz. Yapacağınız kâr da ikinize ait olur.» dedi. Onlar da kabul ettiler. Ebu Musa el-Eş-ârî (radıyallahü anh) böyle yaptı ve Ömer b. Hattab (radıyallahü anh)-a malı onlardan almasını yazdı. ve Ubeydullah (radıyallahü anh) Medine-ye gelince aldıkları malı sattılar ve kâr sağladılar. O malı Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)-e verdiklerinde o: Bütün ordu sizin gibi borç aldı mı?» diye sordu. Onlar da: « Hayır» dediler. Bunun üzerine Ömer b. Hattab (radıyallahü anh): Ey Emiril-Müminin-in oğulları demek siz borç aldınız hem malı ve hem de kârı ödeyiniz.» dediğinde Abdullah sustu. Ubeydullah ise: Ya emirel müminin bu kâr sana ait değil çünkü bu mal noksanlaşsa veya helak olsaydı biz yine onu ödeyecektik» dedi. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) tekrar: Ödeyiniz» dediğinde Abdullah yine sustu Ubeydullah ise aynı şekilde karşı çıktı. Abdullah-ın sükût etmesi babasına karşı bir saygı ifadesi olarak ona karşı çıkmamasından kaynaklanmaktadır. Ubeydullah-ın cevap vermesi de delil getirerek hakkını istemekti. Bundan sonra Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)-ın yine «Mal ve kârını ödeyin» demesi maldan elde edilen kârda sermaye sahibinin de hakkı olduğunu vurgulamak içindir. (Bâcî el-Münteka c. 5 s. 150) Halife Ömer-in yanındaki adamın işaretini dinleyip aynen kabul etmesi takdire şayandır. Bu da islam-da bir şahsın makamı ne kadar büyük olursa olsun halktan birinin işaret ve tenkitlerini dinleyip onu değerlendirmesi gerektiğini ifade eder. Dolayısıyla istişare ve tartışmaların önem ve faydasını gösterir. Bunun üzerine Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)-ın meclisinde bulunanlardan biri: O malı kırad (mudabere) yapsanız ey müminlerin emiri» diye fikir beyan etti. Ömer (radıyallahü anh)-de: Onu kırad (mudabere) yaptım» dedi ve ana para ile kârının yarısını aldı. Oğulları Abdullah ve Ubeydullah (radıyallahü anh) da kârın diğer yarısını aldılar.
Kaynak: İmam Malik Muvatta Kırâd (sermaye-emek
Ortaklığı)