2706-)
Enes b. Malik der ki: Ebû Talha Ümmü Süleym-e şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in sesinin çok zayıf çıktığını işittim. Bundan onun aç olduğu anlamını çıkarıyorum. Yanında yiyecek bir şey var mı?» Süleym: Evet» diye cevap verdi. üzerine arpa ekmeğinden parçalar çıkardı. Sonra kendi baş örtüsünü alarak bir tarafıyla ekmeği sardı ekmeği kolumun altına gizledi ve baş örtüsünün bir kısmını da benim üzerime gömlek gibi örttü. Sonra beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-a gönderdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-a Ümmü Süleym-in gönderdiği ekmeği götürdüm. O-nu ashabıyla birlikte mescitte otururken buldum ve yanlarına dikildim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Seni Ebû Talha mı gönderdi?» diye sordu. Ben de: Evet» diye cevap verdim. için mi?» diye sorunca: Evet» diye cevap verdim. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanındaki ashabına: diye emir buyurdu. Ashabıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aralarında da ben Ebû Talha-nın yanına gelinceye kadar yürüdük. Ben Ebû Talha-ya (durumu) haber verince Ebû Talha: Ümmü Süleym. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabını getirdi. Yanımızda onlara yetecek kadar yiyecek yok (ne yapacağız?)» dedi. Süleym: Allah ve Rasûlu iyi bilir.» cevabını verdi. Talha Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i karşılamaya gitti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beraberinde Ebû Talha ile geldi ve eve girdiler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Yanında olanı getir Ya Ümmü Süleym!» deyince Ümmü Süleym de o ekmeği getirdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ekmeğin doğranmasını emretti ve ekmek doğrandı. Ümmü Süleym ekmeğin üzerine içinde yağ ve bal bulunan tulumu sıkarak ekmeğe katık yaptı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Allah (celle celâlüh)-ın söylemesini istediği sözleri söyleyerek dua etti. Sonra şöyle dedi: On kişinin girmesine izin ver.» bunun üzerine Ebû Talha on kişiye izin verdi. Onlar doyuncaya kadar (o yemekten yediler) sonra çıktılar. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): On kişiye daha izin ver» diye emretti. Talha on kişiye müsaade etti. Onlar da doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): On kişiye müsaade et» buyurdu. Ebû Talha o on kişiye de müsaade etti onlar da doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): On kişiye daha izin ver» buyurdu. O da on kişiye daha izin verdi onlar da doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cemaatın hepsi yiyip doyuncaya kadar.«Onar kişi içeri al» buyurdu. Cemaat yetmiş ya da seksen kişi kadardı. Buhârî Et-ıme 70/11; Müslim Eşribe 36/20 no: 142. hadisi şeriften çıkaracağımız sonuçlar şunlardır: Peygamberlerin açlık ve benzeri meşakkatlarla imtihan edilmeleri bu meşakkatlara sabredip sevab ve derecelerinin artması içindir. Başa gelen bazı zorluklara katlanmasını bilip onları hemen dışarı vurmamak ve gizlemek lâzımdır. Ebû Talha-nın yaptığı gibi sahabenin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize gereken ihtimam ve titizliği göstermeleri gerekmektedir. Bu hadis gönderilen kişinin derecesi yüksek ve gönderilen hediyye az da olsa hediye göndermenin müstehab olduğunu gösterir. hadis yemek yediren kişinin misafirlerini karşılamasının ve onların arasında yürümesinin müstehab olduğunu da gösterir. Bir de «Allah ve Resulü iyi bilir» diyerek evindeki yemeğin azlığına bakmadan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin ashabıyla beraber gelmesini hoş karşılayan ve orada bir hikmetin olduğunu farkeden Ümmü Süleym-in ince anlayış sahibi bir kadın olduğunu ifade eder. Sanki burada Ebû Talha-ya şöyle demek istemiştir: «Sen üzülme şayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalabalık bir cemaatı getirmekte bir maksat olmasa idi bu kadar çok cemaatı getirmezdi.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta Hazret-i Peygamber-in
Nitelikleri