4-)
Mısır ve İskenderiye Sefiri Hâtıb ibn Ebî Beltea: (radıyallahü anh) da bir da-vetnâme ile ve Ebû Zerr Gıfârî hazretlerinin âzâdlısı Câbir refâkatiyle Mısır Meliki Mukavkıs Cu-reyc ibn Mînâ-ya gönderildi. O vakitler Mısır hükümeti Şarkî Roma İmparatorluğu-na tâbi- olup Mukavkıs ünvânmdaki Mısır Meliki Roma Kayseri tarafından ta-yîn olunurdu. Ve Mukavkıslar İskenderiye-de otururlardı. Bu cihetle Mukav-kışlar Arab müellifâtında ekseriyetle "İskenderiye Meliki" dîye anılırlar. Hâtıb da Rasûlüllah-ın mektubunu Cureyc ibn Mînâ-ya İskenderiye-de verdi Hâtıb-ın taşıdığı da-vetnâme-nin metni ve meali şöyledir: -Bismillâhirrahmânirrahîm. kulu ve Rasûlü Muhammed-den Kıbt milleti- ulusu Mukavkıs-a! Selâm hidâyet yoluna giden kimselere olsun. Bu dua ve temenniden sonra derim ki: Seni İslâm camiasına ve dînine da-vet ediyorum. Müslümân ol ki selâmete eresin ve müslümân ol ki Allah ecir ve mükâfatım iki kat vere (Nasrâniyet ve İslâmiyet mükâfatları). Eğer bu da--vetimden yüz çevirirsen Kıbt kavminin günâhı boynuna olsun. Ey ehli kitâb bizimle sizin aramızda müsâvî ve müşterek olan bir söze (Tevhîd kelimesine) geliniz. Birleşip Allah-tan başkasına ibâdet etmeyelim. Ve O-na hiçbir şeyi şerik koşmayalım. Allah-ı bırakıp da birbirimizi Rabb edinmiyelim. Eğer Kıbt kavmi bu tevhide yüz çevirirlerse ey müslümânlar siz de onlara -Şâhid olunuz biz müslümânız!" deyiniz." Rasûlüllah-ın da-vetnâmesini Mukavkıs-a verip bu zât mealine muttali- olunca: zât Peygamber-se düşmanlarına duâ edip de onları niçin mahvetmiyor?" diye münkirâne her çehre ile karşıladı. da şöyle hakimane ve susturucu cevâb verdi: Kıbt kavminin ulusu! Senden önce bu Mısır tahtında bulunan bir hükümdar (Fir-avn) kendisini Rabbi A-lâ (Ulu Tanrı) zu-m etmişti fakat Cenabı Hakk onu (derhal helâk etmedi. Nihayet mev-ûd vakti gelince) dünyâ ve âhıret azâbiyle yakaladı ve ondan intikam aldı. Ey hükümdar başkasından ibret al da başkasına ibret olma! bu hakîmâne mütâleaları üzerine Mukavkıs: için bizim bir dînimiz var biz bu dînimizi bundan daha hayırlı bir dîn olmadıkça bırakamayız! dedi. da şöyle cevâb verdi; sizi bir İslâm Dîni-ne da-vet ediyoruz ki Allah bugün beşeriyete dîn olmak üzere bu dîni ikaame edip ondan başkalarını neshetmiştir. Sizi İslâm Dîni-ne da-vet eden bu muhterem Nebî bütün insanları da-vet etmiştir. O-na karşı en şiddetli husûmeti Kureyş müşrikleri göstermiştir. En azgın düşmanı da Yahûdîler-dir. O-na diyanet hususunda en yakın millet Hıristiyanlar bulunuyor. Hayâtıma yemîn ederim ki Musa-nın îsâ-yı tebşîr etmesi îsâ-nın Muhammed-in gelişini müjdelemesi gibidir. Bizim cenabınızı Kur-ân ahkâ-mına da-vetimiz sizin ehli Tevrat-ı (Yahûdîler-i) incil-e da-- J etmeniz gibidir Her peygamber bir kavme idrâk etmiştir ki o muasır kavim o Peygamber-in ümmetidir. Benimle beraber birtakım akvam da o Peygamber-e itaat ederek O-nun ümmeti camiasına iltihak etmişlerdir. Ey hükümdar! Cenabınız da bu azîz Peygamber-in nübüvveti zamanına erişen bahtiyarlardan bulunuyorsunuz. Biz sizi îsâ dîninden men-et-miyoruz. Belki onun teblîgâtiyle emr (ve onun tebligatı mucibince İslâm-a da-vet) ediyoruz. Bunun üzerine Mukavkıs: bu Peygamber-in hâlini sânını tedkîk ettim. O ne fena şeyler emreder ne de iyi şeylerden nehyeder. O sâhir değildir kâhin değildir kâzib de değildir. Kendisinde işlerin gizliliklerini bulup çıkarmak ve gönüllerdeki gizli temayülleri bilip haber vermek gibi nübüvvet alâmeti de buldum. Biraz daha düşünmek isterim! dedi. mektubunu aldı ve fildişinden küçük bir kutu içine koyup mahfazayı mühürleyerek bir cariyesine verdi. Sonra arabca kitabete muktedir bir kâtibini çağırıp Ra-sûlullah-a şu cevâbı yazdırdı: -BismiMhirrahmânirrahîm. ibn Abdillah-a Kıbt-ın ulusu Mukavkis--tan. Selâm sana Azîz Peygamber! Bundan sonra arzolunur ki mektubunu okudum münderecâtmı ve da-vet ettiğiniz hususu anladım. Peygamber silsilesinden ba-s olunacak bir peygamber kaldığını bilirdim. Fakat onun Şam-dan çıkacağını sanırdım. Sefirinize ikram ettim. Size iki câriye gönderiyorum. Bunların Kıbtîler arasındaki mevkii yüksektir. Bir de kisve takdim ettim. Binmeniz için bir de ester hediye ettim. Selâm sana Muhterem Peygamber!". Cureyc ibn Mînâ gerçi müslüman olmamış ise de fakat Peygamber-in sefiri Hâtıb-e çok hürmet etmiştir. Hâ- ibn Ebî Beltea da hakîmâne mütâlaalanyla bu hürmete liyâkat kesbetmiştir8. edilen hemşire cariyeler Mâriye Şîrîn adlarında idi. Rasûlüllah Mâriye-yi müslüman olduktan sonra Mülkü Yemîn ile istifraş edip bundan İbrâhîm adında bir oğlu oldu. Ve onsekiz aylık nevzâd iken vefat etti. hemşîresi Sîrîn-i Rasûlüllah Şâiri Hassan ibn Sâbit-e vermiştir. Düldül adındaki beyaz ester Muâviye zamanına kadar yaşamıştır. Peygamber-in ölümünden sonra Hazreti Alî binmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî Kitabu Ahbari-l-ahadi
Konu: Tek Kadının Haberi Yânı Bununla Amel Edilir Mi Yâhud Edilmez Mi? Bâbı