50-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir gün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) meydanda oturuyordu. Yanına bir adam geldi ve: îmân nedir? diye sordu. Rasûlüllah: Îmân Allah -a meleklerine Allah -a kavuşmaya peygamberlerine inanman; kezâlik (öldükten sonra) dirilmeye inanmandır cevâbını verdi. zât: İslâm nedir? dedi. Rasûlüllah: Allah-a ibâdet edip O-na hiçbir şeyi ortak kılmaman namazı dosdoğru kılman farz edilmiş olan zekâtı vermen ramazânda oruç tutmandır buyurdu. o zât: İhsan nedir? diye sordu. Rasûlüllah: Allah-ı sanki görüyormuşsun gibi ibâdet etmendir; eğer sen Allah-ı görmüyorsan şüphesiz O seni görmektedir buyurdu. zât: Kıyâmet ne zaman? dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah: Bu mes-elede sorulan sorandan daha âlim değildir. (Şu kadar var ki kıyâmetten evvel zuhur edecek) alâmetlerini sana haber vereceğim. Ne zaman satılmış câriye sahibini (yani efendisini) doğurur kim idikleri belirsiz deve çobanları yüksek bina kurmakta biri biriyle yarışa çıkarsa kıyâmetin alâmetleri görülmüş olur. (Kıyâmetin vakti) Allah-tan başka kimsenin bilmediği beş şeyden biridir buyurduktan sonra: "O saatin ilmi şüphesiz ki Allah-ın nezdindedir. Yağmuru (mukadder olan vakitte ve yerde) O indirir. Rahimlerde olanı O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez- Şübhesiz Allah (her şeyi) bilendir. Her şeyden haberdârdır" (Lukmân: 31/34) âyetini tilâvet eyledi. Sonra o zât arkasını dönüp gitti. Rasûlüllah: "Onu geri getirin" diye emretti; fakat sahâbîler onun izini bulamadılar. Bunun üzerine Rasûlüllah: "İşte bu Cibril-dir. İnsanlara dinlerini öğretmek için geldi" buyurdu. Abdillah Buhârî der ki: Rasûlüllah bu hadîste zikredilen şeylerin hepsini îmândan kıldı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî Kitâbu-l-îmân
Konu: Cibrîlin Peygambere Îmândan İslâmdan İhsandan Kıyâmet Vaktinin Bilgisinden Sorması Ve Peygamberin Ona Bunları Beyân Etmesi